Salgın kapsamında alınan tedbirleri ve yapılan uygulamaları gördükçe şaşmamak mümkün değil. Öyle uygulamalar oluyor ki, şaka mı ya da zaytung haberi mi diye düşünüyor insan.

En ilginç haberlerden biri Bartın’dan geldi. İl Salgın Denetim Merkezi Başkanı olan Vali Yardımcısı Abdullah Akdaş, kamu kurum ve kuruluşlarına gönderdiği resmi yazıda, memurların neden Covid-19 olduğunun soruşturulmasını ve gerekçeler yeterli görülmezse disiplin işlemi yapılmasını istedi.

Şaka diyeceğim ama bu kadar kötü şaka da olmaz…

Bizim haberimiz olmadı ama sanırım birileri gönüllü olarak Covid-19 virüsü kapıyor, hasta olmak için özel çaba gösteriyor!

Kim bilerek ölümcül bir hastalığa yakalanmak istiyor, çıksın ortaya değil mi!

Zaten hasta olan bir insanı, bir de soruşturma ile yıldırmak hangi aklın işidir?

Virüs ya insanların dengesini bozdu, insanlar ne yapacağını bilmiyor.

Ya da haber olmak ve gündeme gelmek için böyle anormallikler yapılıyor.

Anormal durum bununla sınırlı değil.

17 gün tam kapanma var deniliyor. Tam kapanmadan istisna tutulan listeye bakınca neredeyse nüfusun yarısı muaf görülüyor.

Sağlık, güvenlik ve gıda sektöründe olanları anlarım da inşaat işinde olanlar niye yasaklı değil?

Yasakları çoğu insan umursamayacağı için kapanma sadece dürüst vatandaşları sıkıntıya sokacak.

Kapanma süresince adliyedeki acil işler dışındaki tüm duruşmalar ertelendi. Ama süreler durmadı.

Dava açmanın, itiraz etmenin son günü kapanma süresine denk gelenler ne yapacak bilinmiyor.

Adliyeye gitse yasak var, gitmese süreyi kaçıracak…

Bir şekilde adliyeye gittiğini varsaysak bile bir muhatap bulabilecek mi, meçhul…

Madem tam kapanma yapılıyor, niçin 17 gün boyunca süreler durdurulmadı, çok mu zordu?

Salgın döneminde maske mesafe temizlik denilerek sadece vatandaşın tedbir alması istendi.

Yetkili kişi ve kuruluşlar tarafından ciddi hiçbir tedbir alınmadığı gibi vatandaşın gözüne sokar gibi öyle uygulamalar yapıldı ki, şaşmamak elde değil.

Sokakta iki kişi yan yana yürüse ceza kesiliyor. Gücü elinde bulunduranlar ise istediği her şeyi yapıyor, kimse de müdahale etmiyor…

Bizim virüsten önce kafalardaki adaletsizlik mikrobunu yenmemiz lazım…

*****

17 deveyi pay etmek

Ölmek üzere olan yaşlı bir baba, yatağının başına üç oğlunu çağırarak onlara vasiyette bulunur:

“Oğullarım, ben ölünce, birbirinize düşmemeniz için, size sahibi olduğum 17 deveyi paylaştırmak istiyorum. Miras olarak develerin yarısını büyük oğluma, üçte birini ortancaya, dokuzda birini ise küçük oğluma bırakıyorum.”

Babalarının ölümünden sonra, mirası babalarının vasiyeti uyarınca paylaşmak üzere kardeşler bir araya gelirler. Fakat bir türlü işin içinden çıkamazlar. Mirası babalarının istediği gibi pay edemezler.

Çünkü 17 sayısı ne 2’ye, ne 3’e, ne de 9’a bölünebilir.

“Bu işin üstesinden ancak köyün tecrübe ehli, yaşlı bilgesi gelir” diye düşünüp, ona giderek danışırlar.

Bilge kişi “Benim bir devem var, onu da alıp, yeniden hesap yapın” der. Bu cömertliğe çok şaşıran oğullar, 18 deveyi pay etmeye girişirler.

Önce 2’ye bölerler, büyük oğul 9 develik payını alır.

Sonra 3’e bölerler, çıkan 6 deveyi de ortanca oğul alır.

Daha sonra 9’a böldüklerinde 2 deveyi de küçük oğul alır.

Ama bütün develeri paylaştıktan sonra ortada fazladan bir deve kalır.

Oğullar bu duruma da bir çözüm getirmesi için yaşlı bilgeye başvururlar. Bilge kişi güler ve: “İyi öyleyse. Sorununuz çözümlendiğine göre, ben de devemi geri alayım” der.

*****

TEBESSÜM

Böcek ilacı

Temel, elinde tuttuğu böcek ilacının reklamını yaparak, etrafındakileri ikna etmeye uğraşır. İlacı alan bir vatandaş, nasıl kullanacağını sorar. Temel, gayet ciddi bir şekilde anlatır:

- Bu elindeki şişenin kapağını bir sola, iki sağa çevirerek açacaksın. Sonra parmakların arasına bir tutam ilaç alacaksın. Bu ilacı, yakaladığın böceğin gözüne dökeceksin. Birkaç saniye sonra böcek ölür.

Bu cevaba şaşıran vatandaş, bir elindeki şişeye, bir de Temel’e bakarak söylenir:

- İyi de ben böceği tuttuktan sonra zaten kendim öldürürüm.

- Daha iyi ya kardeşim. Aldığın ilaç yanına kâr kalır.

*****

GÜNÜN SÖZÜ

İplerdeki düğümler bir şekilde çözülür, asıl mesele boğazdakiler.

La Edri