Kamuda, üniversitelerde kişiye özel, adrese teslim ihale ve iş ilanlarına alıştık.

Adil, hukuk ve hakkaniyete uygun bir ilan çıkınca şaşırır olduk!

İzmir Katip Çelebi Üniversitesinde rektörden dekanına kadar 27 kişinin akraba olduğu Sayıştay raporu ile ortaya çıktı. Daha da ilginç olanı son 195 kadro ilanına sadece birer kişi başvurabildi. Çünkü ilanlar kişiye özel çıkmıştı…

Son adrese teslim ilan Karadeniz Ereğlisi Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından çıkarıldı. Geçici temizlik görevlisi alınacaktı. İlana başvuracaklar 35 yaşını bitirmiş, ancak 45 yaşından küçük olacak. İşletme mezunu olacak, 6 ay sosyal hizmet projesinde yer alacak.

Alacakları kişinin adını yazsalar daha sağlıklı olacaktı!

İlanın kişiye özel olması bir garabet tabii ki ama hazin olanı temizlikçi için işletme mezunu eleman aranıyor. Ve ne kadar acıdır ki, temizlik için bile ancak torpille iş bulunabiliyor.

Ne tarafından bakarsanız üzücü ve kahredici…

Hukuksuzluk bir tarafta, çaresizlik diğer tarafta… Üniversite mezunu bile muhtemelen asgari ücret alacağı temizlik işçiliğine ancak torpille girebiliyor.

Diğer taraftan insanlar hak ettikleri işe geremiyor, işe girmek için bin bir türlü engel çıkarılıyor.

Gelir İdaresi Başkanlığı, ihtiyaç duyduğu gelir uzman yardımcılığı için sınav açtı. Sınava 01.01.1985 tarihinde veya bu tarihten sonra doğmuş olanlar başvurabiliyordu. Sınav başvuruları 9 Kasım 2020 tarihinde başladı.

KPSS (A) puanına göre alınacak kadro sayısının 5 katı aday yazılı sınava çağrıldı. 12 Aralık 2020 tarihinde Ankara’da yapılması planlanan gelir uzman yardımcılığı sınavına katılacakların listesi yayınlandı, sınava giriş belgeleri hazırlandı.

Ancak salgın sebebiyle sınav ertelendi. Yeni sınavın 13 Mart 2021’de yapılacağı duyuruldu ve yeni liste yayınlandı.

35 yaşını doldurdukları gerekçe gösterilerek 1985 doğumlu olanların adı yeni listede yer almadı. İtirazlar da sonuç vermedi.

Mağdur olanlar çaresiz hakkını mahkemede aradı. Açılan davalarda yürütmeyi durdurma kararı çıkınca Gelir İdaresi Başkanlığı geri adım attı ve listeden çıkarılanların da 13 Mart’taki sınava alınacaklarını duyurdu.

İki ayrı Türkiye…

Bir tarafta ayrıcalıklı sınıf; sınavsız, torpil ve imtiyazla özel kadrolara atanıyor, ballı maaşlar alıyor.

Diğer taraftakiler, alnının akıyla sınavı kazanıyor, hak ediyor ama ayak oyunlarıyla atamaların önü kesiliyor, engelleniyor. Ancak mahkeme kararıyla haklarını alabiliyor.

Dava açamayanlar, mahkemede hakkını arayamayanlar yine mağdur oluyor.

Birileri öz evlat, el üstünde tutuluyor, diğerleri kapının önüne bile yaklaştırılmıyor.

Son günlerde hukuk reformundan bahsediliyor ya…

Önce kafalarda reform yapmalı…

*****

“Okumak başa belâ!”

Hikâye bu ya…

İkisi de aç olan bir aslan ile bir tilki birlikte ava çıkarlar.

Çayırlıkta sakin sakin otlayan bir eşek görürler. Tam dişlerine göre!

Aslan baş tarafına geçmiş, tilki arka tarafına…

Bunun üzerine otlamaya biraz ara veren eşek:

- Anladım beyler, beni yiyeceksiniz. Ama beni yerseniz Padişah’la başınız derde girer.

- Niyeymiş o? diye sorar aslan.

- Ben Padişah’tan fermanlı eşeğim de ondan.

- Hadi canım, hani fermanın nerede?

- Arka sağ ayağımın altındaki nala kazılı vaziyette.

Aslan uzaktan tilkiye işaret ederek:

- Okuyuver şunu, bakalım doğru mu?

Tilki uyanık:

- Valla benim okumam yazmam yok!

Aslan sinirlenir:

- İyi o zaman, çekil kenara, ben kendim okurum…

Aslan, eşeğin arka ayağındaki fermanı okumaya çalışırken, eşek öyle bir tekme patlatmış ki…

Aslan aldığı darbeyle 10 metre geriye fırlamış, neredeyse kemikleri kırılacaktı.

Aslanın halini gören ve eşekle tek başına baş edemeyeceğini anlayan tilki kaçarcasına uzaklaşırken kendin kendine söylenir:

- Bu devirde okumak da başa belâ!

*****

TEBESSÜM

Kanepe

Misafirler gittikten sonra annesi kaşlarını çattı:

- Bugün beni çok utandırdın Temel.

- Neden anneciğim?

- Sana kaç kez dedim; “Eve misafir gelince insan oturduğu yerden kalkıp hoş geldiniz der, el sıkar, gelenlere yer gösterir” diye. Sen koşup baş köşeye kuruluyor, bir daha yerinden kalkmıyorsun.

- Ama babam öyle demiyor.

- Ne diyor?

- Temel, “Misafirler gelince hemen koşup kanepenin sağ yanına otur. Kanepenin kumaşı yırtılmış, annen de bir türlü dikemiyor. Kimseye mahcup olmayalım” diyor

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Eşitliğin olmadığı yerde haksızlık baş kaldırır.

Gustave Le Bon