Uzman öğretmenlik tartışması bitecek gibi görünmüyor.
Bir yandan uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik seminerleri sürüyor, diğer yandan da kavgası…
Uzaktan, yani internet üzerinden yapılan seminerlerin göstermelik olmaktan öte hiçbir işe yaramadığını herkes biliyor.
Buna rağmen inatla ve ısrarla uzaktan semineri mecbur tutmak hangi aklın işidir.
Seminer sonrasında 19 Kasım’da sınav yapılacak. 70’in üzerinde puan alanlar, uzman öğretmen, şartlarını taşıyanlar da başöğretmen olacak.
70’i alamayanlar eski sistem devam edecek.
Milli Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 600 sayfayı bulan hazırlık kitabını kaç öğretmen okuyacak veya okusa da bu kadar kısa sürede kaçı anlayacak?
Faraza öğretmenler okudu ve öğrendi… Uygulamada hiçbir işe yaramayacak bu kuru bilgileri bilmelerinin kime ne faydası olacak?
Bir diğer husus, ülkemiz özellikle son yıllarda sınavlar konusunda çok vukuatlı…
Daha birkaç gün önce soru çalındığı iddiasıyla KPSS iptal edildi, ardından polis okulu sınavlarına şaibe karıştı.
Şimdi de uzman öğretmenlik sınavında kafalar karışık.
Bir sendika özet çıkarmış, hazır sorular var… Kendi üyelerine dağıttı.
Daha sınav başlamadan, kendi üyelerine soruları veriyorlar, deniliyor. Eğer sorulardan birkaçı sorulursa sınavın güvenli yapıldığını hiç kimseye anlatamazsınız.
Şimdiden şaibe karışan bir sınavda ısrar etmenin kime ne faydası olacak?
En önemli sorun getirilen bu sistem, öğretmenler, hatta veliler ve öğrenciler arasında bile ciddi bölünmelere sebep olacak.
Çok ciddi maaş farkı oluşacak. Aynı işi yapan, aynı sınıfta ders anlatan, aynı kıdemdeki iki öğretmen farklı maaş alacak.
Zaten öğretmenler arasında üçlü bir bölünme vardı; kadrolu öğretmen, sözleşmeli öğretmen ve ücretli öğretmen…
Şimdi kadrolu öğretmenler de üçe bölünecek.
Hiç kimseye fayda getirmeyecek bir uygulama için değer mi? Amaç öğretmenlerin ekonomik durumunu düzeltmekse herkese kıdemine göre zam yapılır, sorun çözülür.
Milli Eğitim Bakanı, uzman öğretmenlik uygulamasıyla öğretmenlerin yüksek lisans yapmasını teşvik etmeyi amaçladıklarını savunuyor.
Bazı üniversiteler ne yazık ki, merdiven altı yüksek lisans diploması dağıtıyor. Parayı veriyorsunuz, diplomanızı alıyorsunuz. Hatta parayla yüksek lisans ve doktora tezi yazarak geçimini sağlayan bir kesim bile var!
Vaktiyle Gaziantep merkezli bir üniversite İstanbul’da öğretmenlere yüksek lisans yaptırmak için şube bile açmıştı… Sonra binlerce öğretmen mağdur edilmişti.
Hiçbir işimiz düzgün olmadığı için yeni mağduriyetler yaşanacağı kesin.
Tez elden bu hatadan dönülmelidir.
*****
Kızılderili hariç
Amerikalı bir adam Londra’da bir restorana girdi. İçeri girer girmez köşede oturan bir Kızılderili fark etti.
Tezgâha doğru yürüdü, cüzdanını çıkardı ve bağırdı; “Garson! Bu restorandaki herkes için yiyecek alıyorum, şuradaki Kızılderili adam hariç!”
Böylece garson adamdan parayı topladı ve restoranda Kızılderili hariç herkese bedava yemek sunmaya başladı.
Bununla birlikte, Kızılderili üzülmek yerine basitçe Amerikalıya baktı ve “Teşekkür ederim!” dedi.
Bu adamı çileden çıkardı. Amerikalı bir kez daha cüzdanına el attı ve “Garson! Bu sefer köşede oturan Kızılderili dışında bu bardaki herkes için içecek ve ek yiyecek alıyorum!” diye bağırdı. Garson tekrar adamdan parayı aldı ve ücretsiz yiyecek, içecek ikram etmeye başladı.
Kızılderili hariç bardaki herkes…
Garson yiyecek ve içecek servisini bitirdiğinde, bir kez daha kızmak yerine Kızılderili, Amerikalı adama gülümsedi ve “Teşekkürler” dedi.
Bu durum Amerikalıyı daha da öfkelendirdi.
Amerikalı tezgâhın üzerine eğildi ve garsona, “Bu bardaki kendisi hariç herkes için yiyecek ve içecek aldım ama kızmak yerine orada oturup bana gülümsüyor ve ‘Teşekkürler’ diye sesleniyor. O Kızılderili adamın nesi var? Deli mi?” diye sordu.
Garson, Amerikalıya gülümsedi ve dedi ki; “Hayır, deli değil. Bu restoranın sahibi…”
*****
TEBESSÜM
Ödev
Temel’in ödevini yanlış yaptığını gören öğretmeni kızar:
- Bu nasıl ödev oğlum, sen hiç mi anlamadın, böyle şey mi olur? Hemen babanı çağır, onunla konuşacağım.
- Öğretmenim babamı bence çağırmayayım.
- Neden çağırmayacaksın bakalım! Ödevinin kötülüğünü sen de anladın değil mi?
- Hayır öğretmenim, ödevi babam yaptı da…
*****
GÜNÜN SÖZÜ
Bir insan vicdan sahibi ise hataları için acı çeker.
Dostoyevski