Gazeteciliğin özünde "muhabirlik" vardır. Ne kadar görevde yükselirseniz yükselin "muhabirlik" ruhunu kaybetmemelisiniz.
Röportaj yapmak gazeteciliğin olmazsa olmazıdır. Röportaj, deyip geçmeyin. İçinde çok şeyi barındırır. Gündemi bilmen gerekir. Okunma veya izlenme açısından bu önemlidir. Gündem olmuyorsa bile gündem yaratacak bir konu bulman gerekir. Gündeme uygun bilgi düzeyi yüksek konuk bulman gerekir. Konuğa can alıcı sorular hazırlaman gerekir. Söyleşide, cevaptan soru çıkartacak düzeyde kendini konuya hazırlaman gerekir.
Konunun hassasiyetini Basın-Yayın Yüksek Okulu'nda -şimdiki adı İletişim Fakültesi- okurken anlamıştık. Okulun ilk 2 yılında mesleki derslerden çok diğer dersler vardı. Hukukun Temel İlkeleri, Anayasa Hukuku, İstatistik, İşletme, Mikro Ekonomi, Makro Ekonomi, Siyaset Bilimi, Toplum Bilimlerine Giriş, Folklor gibi... Bu derslerin ne işimize yarayacağını sorduğumuzda hocalarımız, "Bir gazetecinin her şeyden bir parça da olsa bilgisi olması gerektiğini" söylerlerdi. Devamında da, gittiğimiz yerde bunun işimize mutlaka yarayacağını ifade ederlerdi. Böyle olduğunu yaşayarak gördük.
Okulda öğretilen hususlar bir şekilde hep karşımıza çıktı. Bunlardan biri "objektif" bakış açısına sahip olunması gerekliliğiydi. Gerçekten de objektif olunmayan gazeteciliğin, gazetecilik olmadığını gördük.
Bir başka öğretilen konu sorgulayıcı olunmasıydı. Sorgulayıcı bakış açısına sahip olmayan biri en azından iyi bir gazeteci olamıyor bunu da gördük.
Bu saydıklarımı uygulayanlar, bir süre sonra uygulamaların yaşam biçimi haline geldiğini görüyorlar. Yani sadece mesleki çalışmalarında değil, yaşamın her alanında bu alışkanlıklarını sürdürüyorlar. Kendim yaşayarak deneyimledim.
Yanlı bakış açısına sahip olmak, beğeniyle haberi vermek ya da yorum yapmak kolaydır, kazançlıdır. Olaylara muhalif gözle bakmak ve eleştirmek işin özüdür. Bu şekilde bakanlar kendileri için bir kazanç kapısı sağlamasa da getirdikleri açılımlar ile toplum için daha faydalı iş görmüş olurlar.
Bütün bunları söylüyorum, söylemesine de, günümüz gazeteciliği böyle mi? Bu soruya cevap vermeyi okurlarımın takdirine bırakıyorum.