Kamuoyunda çok konuşulan ve halk arasında memuriyete girişte güvenlik soruşturması olarak bilinen 7315 Sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırma Kanunu, 17 Nisan tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi…

Kanuna göre artık öğretmenlikten adliyede kâtip olmaya kadar ilk memuriyete girişte ve her türlü üst kademe yöneticiliğe atanmada güvenlik ve arşiv soruşturması yapılacak.

Kaymakam, hâkim ve savcı adayları da güvenlik ve arşiv soruşturmasından geçecek…

Kanuna göre güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve mahalli mülki idare amirlikleri tarafından yapılacak.

Yine kanuna göre, memur adayının görevin gerektirdiği niteliklerle ilgili kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerindeki verileri, yabancı devlet kurumları ve yabancılarla ilişiği, terör örgütleri veya suç işlemek amacıyla kurulan örgütlerle eylem birliği, irtibat ve iltisak içinde olup olmadığı araştırılacak.

Diyebilirsiniz ki, terör örgütü ile irtibatı olan memur olmasın…

Kesinlikle doğru…

Zaten 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 48. maddesine göre kasten işlenen bir suçtan 1 yıl ve daha fazla hapis cezası alanlar ile yüz kızartıcı bir suçtan ve terör suçundan bir gün bile ceza alanlar memur olamıyor.

Asıl sorun kimin suçlu olduğu veya terörle irtibatı bulunduğunun nasıl belirleneceğidir.

Anayasamıza göre masumiyet ilkesi herkes için geçerlidir….

Anayasamızın 38. maddesinde “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz” deniliyor.

Başka bir ifade ile bir kimse mahkeme kararı olmadan terörist ilan edilemez, suçlu görülemez, suçlu muamelesine tabi tutulamaz ve cezalandırılamaz…

Güvenlik soruşturması olunca bu iş nasıl olacak?

Ülkemizde işlerin nasıl yürüdüğü herkesin malumudur…

Mahkeme kararı olmadan kişilerin terör örgütü ile irtibatı nasıl belirlenecek?

Bunun ölçüsünü kim belirleyecek? Kim mahkemelerin yerine geçerek karar mercii olacak?

Hiç yargılanmayan, adliyenin kapısından bile geçmeyen birinin, iki polis tarafından tutulacak tutanakta terör örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı gösterilmesi memuriyete engel için yeterli mi görülecek?

Güvenlik soruşturması ile zanla, niyet okumayla, kişiler terör örgütü ile iltisaklı ve irtibatlı gösterilecek ve istenmeyen kişilerin memur olmaları engellenecek.

Menfaat çatışmaları öne çıkacak, siyasi hesaplar devreye girecek.

Siyasette gücü olan her zaman olduğu gibi istediğini alacak, garibanlar ezilecek, mağdur edilecek…

Özellikle kamuda üst düzey atamalarda gayri resmi fişlemeler başlayacak…

Birilerini karalamak için iftiralar atılacak, isimsiz ihbar mektupları devreye girecek, güvenlik soruşturması ayaklarıyla başarılı kişilerin önü kesilecek…

Güvenlik ve arşiv soruşturması gerekçe gösterilerek birileri kayrılacak korunacak…

Her işte olduğu gibi bunu da elimize ayağımıza bulaştıracağız.

*****

Derin acılar dilsizdir

Antakya müzesindeki bir lahitten alıntı… Duvarda yazan sözlerin MS 65 yılında vefat eden Seneca isimli bir düşünüre ait olduğu söyleniyor…

Para ile satın alınan sadakat, daha fazla para ile de satılır.

Başlayan her şey biter.

Büyük bir servet, büyük bir köleliktir.

Ölüm, bazen ceza, bazen bir armağan, çoğu zaman da bir lütuftur.

Yeryüzünde gün ışığına layık olmayan nice insanlar vardır ama güneş her gün yeniden doğar.

Hayatı komedi sananlar, son espriyi iyi düşünsünler!

Yaşıyorsak, hâlâ umut var demektir.

Aza sahip olan değil, çok isteyen fakirdir.

Hayatı kaybetmekten daha acı bir şey vardır, yaşamın anlamını kaybetmek.

Unutmazsan senin, affetmezsen onun canı acıyacaktır. Unutma, affetmek ve unutmak sadece iyi insanların intikamıdır.

Ey hayat; senin bu kadar önemli tutulman ölüm sayesindedir.

Unutma ki, birlikte olduğun insanın geçmişini kurcalamak, onunla kurmayı düşündüğün geleceği yok etmekten başka bir şeye yaramaz.

İnsanları tanımak için onları sınamaktan korkmayın; çünkü kaybedilmesi gerekenler, en önce kaybedilmelidirler.

Gençliğinde bilgi ağacını dikmeyen, yaşlılığında rahatlayacağı bir gölge bulamaz.

Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar dilsizdir

Ölüm her şeyi eşit kılar…

*****

TEBESSÜM

Fiyat

Gazete satıcısı, sokakta bağırıyordu:

- İkinci baskı... 2 lira... İkinci baskı... 2 lira...

Biri parayı ödedi, gazeteyi aldı gitti. Biraz sonra geri dönüp, gazete satıcısına kızdı:

- Niye yalan söylüyorsun? 2 liraya sattığın gazetenin üzerinde “Fiyatı 1 liradır” yazıyor.

Gazete satıcısı pişkin:

- Aman amca! Sen gazetenin her yazdığına inanacak kadar saf mısın?

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Yeni bir şey öğrenmeden geçirdiğim bir günde, benim için güneşin doğmasında bir hayır yoktur.

Hz. Ali (RA)