Ev sahipleri ile kiracılar arasındaki uyuşmazlıklar 2022 yılında büyük artış gösterdi. Yeni kira bedelinin belirlenmesi, kiracı ve ev sahibi arasında çözümü gereken bir sorun haline geldi. Bugünlerde kiracılar, TÜFE’yi aşan kira artış talebinden yakınırken, ev sahipleri ise, evlerinin yeniden kiralanması halinde elde edebilecekleri daha yüksek kirayı gerekçe göstererek, TÜFE oranındaki artışın ekonomik gerçekliğe uygun olmadığını ileri sürüyorlar. Konu hakkında değerlendirmede bulunan Dr. Av. Arabulucu Umut Metin, arabuluculuğun uygulama alanının genişletilmesinin yerinde olduğunu ve olması gereken bir adım olduğunu söyledi.

Kira artışında TÜFE sınırı, sorunu çözüyor mu?

Kira artışında TÜFE sınırına değinen Dr. Av. Arabulucu Umut Metin, ''Borçlar Kanunumuz kiranın ancak bir önceki kira yılının tüketici fiyat endeksi (TÜFE) kadar artışına izin veriyor. Yani kanun kirada TÜFE’den fazla artış yapılamaz diyor. Peki bu düzenleme, sorunları çözmeye yetiyor mu? Hukuki düzenleme, kira sorunlarını gideremiyor. Ev sahibi - kiracı sorunlarında artış devam ediyor. Geçen sürede bir kısım ev sahipleri, kirayı yasal yıllık artış oranı (TÜFE) üzerinde arttırmak isterken, kiracılar ise TÜFE kadar bir artıştan yana tavır aldı. Bu durumda, kiracıya istediği kira artışını yapamayan ev sahipleri, kirayı arttırmak için farklı yöntemlere başvurdu. Öyle ki, taraflar arasında mutabakat oluşmayınca, kiracıyı dava yoluyla tahliye etme veya kira bedelinin yeniden belirlemesi gibi taleplerle mahkemelerde başvurular arttı. TÜFE kadar artış düzenlemesi bu haliyle sorunları maalesef engelleyemedi'' şeklinde konuştu.

''Sorunun nedeni; resmi TÜFE rakamlarının, ekonomik gerçeklikle uyumlu olmamasıdır''

Sorunu çözmek için öncelikle bu sorun neden ortaya çıktığını anlamak gerektiğini vurgulayan Av. Metin, ''Sorunun nedeni; resmi TÜFE rakamlarının, ekonomik gerçeklikle uyumlu olmamasıdır. Yani kirada artışı düzenleyen TÜFE, ile hepimizin yaşamında her gün gördüğü fiyat değişimi uyumlu değildir. Örnek vermek gerekirse, bir ev sahibi, evini çevredeki emsallere uygun olarak yeni bir kiracıya kiraya verirken 5 bin TL’ye kiraya verebilecekken, 2 yıl önce kiraladığı ve TÜFE artışı ile ancak 2 bin TL’ye varan bir kirayı almaya razı olmayacaktır. Bu haliyle, TÜFE sınırı kuralında hata olmasa da, hukuk kuralının bağlı olduğu endeksin sonucu hakkaniyetli bir hesaba imkân vermemektedir. Gelinen noktada, kanuni düzenleme çözüm üretemez hale gelmiştir. Ev sahibi-kiracı ilişkilerinin düzenli ve sorunsuz olması gereken ilişkiler olduğu gözetildiğinde konuya hızlı bir çözüm üretilmesi ise ihtiyaçtır'' diye konuştu.

''Kira uyuşmazlıklarında arabuluculuk, acilen devreye alınmalıdır''

Av. Metin, sözlerine şöyle devam etti: ''Artan kira uyuşmazlıklarında etkili çözüm için arabuluculuk zorunlu hale getirilmelidir, Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ’ın açıklamalarını olumlu buluyorum. Mahkemelerde soruna çözüm üretmek, yıllar alır. Mevcut ekonomik şartlarda ise, yıllarca hak aramak tercih edilecek bir yöntem değildir. Kiracı ile ev sahibi arasında yıllarca süren dava, yargının iş yükünü arttırdığı gibi, hem kiracı hem de ev sahibi için huzuru kaçırmaktadır. Kiracı ve ev sahibini zorunlu kalmadıkça davacı - davalı yapmamak gerekir. Ev sahiplerin de çok önemli bir kısmının yalnızca 1 ev sahibi olduğu veya kendisi başka bir adreste kiracı iken, evini kiraya vermiş olabileceği gibi durumlar gözetildiğinde, soruna iki taraflı hakkaniyetli, gerçekçi ve hızlı çözüm üretmenin faydası daha iyi anlaşılacaktır. Çözüm için arabuluculuktan daha hızlı bir yöntem de yoktur.

''Kira sorunlarında hızlı çözümün anahtarı, zorunlu arabuluculuktur''

Mahkemelerdeki iş yükünün hafifletilmesini destekleyen arabuluculuk yöntemi, kira uyuşmazlıkları için de rahatça uygulanabilirdir. Kira uyuşmazlıklarında ihtiyari arabuluculuk yöntemi zaten uygulanabilmektedir. Kiracı ve ev sahibi uzlaşırsa ihtiyari olarak arabuluculuktan faydalanabilir. Ancak özellikle iletişimi zayıf veya kopmuş ev sahibi - kiracı ilişkilerinde tarafları masa başında bir arabulucu yönetiminde buluşturmak ve müzakereye imkân vermek gerekir. Mahkemelerin artan kira sorunlarını süratle çözebilmesi mümkün olamamaktadır. Kira sorunlarında arabuluculuğu mutlaka başvurulması gereken ilk yol olarak planlamak gerekir. TÜFE sınırı düzenlemesinin sorunu gidermediği açık iken, bu şartlarda tarafları çözüm için masada buluşturmak ve bu buluşmaya arabulucunun imkân vermesi önemli ve değerlendirilmesi gereken bir fırsat olacaktır.

Ev sahipleri ve kiracıların büyük çoğunluğu arabuluculuk yöntemiyle, sorunu gidermeye imkân veren arabuluculuktan haberdar değildir. Sorunu kendi içlerinde halledemedikleri durumlarda, dava yolu ilk seçenek olarak akla gelmektedir. Çünkü arabuluculuk, kira uyuşmazlıklarında genel olarak zorunlu değildir. O halde, kira sorununu geride bırakıp, kira ilişkisinde tarafların mutluluğunu sağlamak için arabuluculuk daha çok uygulanmalıdır.
''Kira uyuşmazlıklarında ilk yol, arabuluculuk olmalıdır.

Kira sorunlarında arabuluculuk sisteminin zorunlu, yani davadan önce, anlaşma için öncelikle uygulanması gereken yöntem haline gelmesi kaçınılmazdır. Bu zorunluluk çerçevesinde, kira bedelinde ya da kiranın ödenmemesi sebebi ile ortaya çıkan uyuşmazlıklar için dava açmak, arabuluculuk başvuru şartına bağlı kılınacaktır. Ülkemizde kiracı - ev sahibi sorunları azalsın isteniyorsa, çözümü bellidir ve arabuluculuktur.''

''Arabuluculuk topluma faydalı bir reformdur''

Arabuluculuğun Türkiye’de ulaştığı başarı oranının, kira uyuşmazlıkları için de umutlandırdığını belirten Av. Metin, ''Ülkemizin ve vatandaşlarımızın da ihtiyacı bu yöndedir. Arabuluculuk sayesinde, ev sahibinin ya da kiracının mağduriyeti süratle giderilmekte, iki tarafın rızalaşması sağlanabilmektedir. Bir başka ifade ile arabuluculuk, özellikle dava öncesi zorunlu arabuluculuk sayesinde kiracının da, kiralayanın da mağdur olmayacağı bir sistem hayata geçmiş olacaktır. Arabulucunun en önemli görevi, taraflar arasında duygudaşlık yapmayı sağlayarak, tarafların zor ekonomik koşullarda kendi çözümlerini üretmelerine yardımcı olarak, sürdürülebilir bir kiracı-ev sahibi ilişkisi oluşturmasını sağlamak olacaktır. Toplumda birbirini anlama ve uzlaşı kültürü egemen kılınacaktır. Bu haliyle yapılacak yasal düzenlemenin süratle hayata geçirilmesini destekliyorum'' açıklamasında bulundu.