The Engagement Institute tarafından 2017 yılında yapılan bir araştırmaya göre, çalışan bağlılığı yaratılmamasının ciddi mali sonuçlar yaratabileceği belirtildi. 2020 Şubat’ta Forbes’ta da yayımlanan araştırmaya göre, bağlılık göstermeyen çalışanlar işletmelerine 450-550 milyar dolar arasında yıllık maliyet yaratıyor. Amerika’da yapılan ve 1500 kişinin katıldığı araştırmaya göre, yöneticilerin çalışanlara net misyonlar belirlemesi, işletme içinde sağlıklı bir iletişim ve çalışma süreçlerinde teknolojinin kaldıraç olarak kullanılması ‘çalışan bağlılığı’ sorununun önüne geçebilecek çözümler olarak gösteriliyor.

Harvard Business Review Türkiye tarafından düzenlenen, Twiser’ın platin sponsor olduğu “Yeni Nesil Performans Anlayışı: Hibrit Dünyada Performansı Ölçmek ve Geliştirmek” adlı 16 Şubat’ta çevrimiçi olarak gerçekleştirilen etkinlikte, Yapı Kredi, Yıldız Holding gibi Türkiye'nin önemli kurumlarından, konuşmacılar da günümüz ve geleceğin performans sistemleri değerlendirerek şirket içi çalışan bağlılığının yeni nesil sistemlerle ilişkisine dair konuşmalar gerçekleştirdi.

Son dönemlerde, pandeminin de etkisiyle birçok yeni çalışma düzeni hayatımıza giriyor, hibrit düzende çalışma sistemi oldukça yaygınlaşıyor. Değişen çalışma sistemi, iş süreçlerinin de iyileşmesini, hatta dijitalleşmesini gerektiriyor. Geleneksel performans sistemlerinin yerini daha şeffaf, çevik, sürdürülebilir ve geri bildirim kültürüne sahip, insanı esas alan yeni nesil performans sistemleri alıyor.

DİJİTALLEŞME İLE ASENKRON ÇALIŞAN EKİPLERİN YÖNETİMİ SORU İŞARETİ

Yapı Kredi, Organizasyonel Gelişim Direktörü Petek Taga konuya ilişkin açıklamasında, “Performans yönetimi için birtakım araçlar vardı ama yeterli değildi, biz kendi bünyemizde bir performans yönetimi platformu oluşturmaya çalıştık fakat bunun ayrı bir uzmanlık işi olduğunu fark ettik. O noktada ise Twiser ile tanıştık. OKR yalnızca bir performans yönetimi değil, aynı zamanda bir kültür dönüşümü. İş süreçlerine yönelik bir araç, esnek bir model; bu da çalışan bağlılığı için kritik bir durum” dedi.

OKR METODOLOJİSİ ESNEK BİR YAPI SUNUYOR

 HBR Türkiye konuklarından Yıldız Holding, İnsan Kaynakları Direktörü Aziz Revnaki ise OKR ile ilgili deneyimini şöyle aktardı:

“OKR büyük bir değişim süreci. İş yapış biçimleri değiştiği için artık aynı performans sistemiyle ilerlemek mümkün değil. OKR bir harita gibi, Excel dosyası ya da beyaz tahta artık beklentileri karşılamıyor. Biz Twiser ile “böl, parçala, yönet” mantığıyla beraber ilerliyoruz. Esnek olduğu için kendi ihtiyaçlarımıza göre özelleştirebiliyoruz. OKR’yi dijital bir araç olarak kullanma aşamasında ise bilgi ve tecrübesiyle Twiser bize eşlik ediyor. Ekip ruhunu yansıtabilmek, şirketteki birlik ve bütünlüğü sağlamak, uzaktan çalışma ortamında bile günden güne çalışan bağlılığını artırmak önemli. Organizasyonun yapı taşları olan çalışanların kariyer gelişimini daima desteklemek ve onlara yeni yetkinlikler kazandırmak ise OKR’yi baz alan yeni nesil bir performans anlayışıyla mümkün. İnsan kaynakları ekibi ise bu noktada her zamankinden daha fazla stratejik bir role sahip. Hatta Gallup’ın verilerine göre, yöneticiler çalışanlarının performans hedeflerini belirlemede yardımcı olduklarında, çalışan bağlılığının yüzde 69'a ulaştığını gösteriyor. Aksi durumda ise, çalışanların yüzde 53'ünün bağlığında azalma görülüyor.

HİBRİT ÇALIŞMA DÜZENİ PERFORMANS YÖNETİMİNDEKİ DEĞİŞİMİ KAÇINILMAZ KILIYOR

Twiser CEO’su Ongun Demirler ise konuşmasında, “Biz tecrübe ve bilgisi olan güçlü bir teknoloji şirketiyiz. OKR’yi ise doğru iş yapış şeklini veren bir çerçeve olarak tanımlıyoruz. Organizasyonlar bu sistemle beraber kendi kültür ve ihtiyaçları doğrultusunda bir platforma sahip oluyor. Biz de kendimizi daima geliştirmek için çalışıyoruz. Sonuç olarak OKR metodolojisini dijital bir araç haline getiren Twiser, sunduğu uçtan uca çözümleriyle organizasyonlara dönüşüm aşamasında 360 derece destek sağlıyor. Organizasyonların tüm gereksinimlerine şeffaf ve dinamik bir hizmet veriyor” ifadelerine yer verdi. 

OKR METODOLOJİSİ NEDİR?

Twiser OKR metodolojisine ilişkin yaptığı açıklamada şu bilgilere yer verdi:

“Tüm organizasyonlarda çalışanların farklı fonksiyonları ortak bir hedef uğruna gerçekleştirdiğini düşündüğümüzde, heterojen bir çalışma ortamında performansı yönetmenin, bunu sürdürülebilir hale getirmenin önemi büyük. Merkeze insanı koyan, organizasyonun hedeflerinin yanı sıra çalışanın bireysel hedeflerini de göz önüne alan bir sistemle başarıya ulaşmak ise çok daha kolay. İşte tam bu noktada, esnek bir çalışma düzeni sağlamak, yönetici-çalışan arasındaki iletişimi daha net kılmak, geri bildirim kültürünü güçlendirmek ve sürekli değişen piyasa koşullarına OKR (Hedefler ve Anahtar Sonuçlar) metodolojisi ile hizalanmak mümkün.  OKR, hedefler ve bizi o hedeflere götüren aksiyonları, hedeflere ulaştığımızı gösteren metrikleri baştan tanımlamamızı sağlayan bir yöntem. OKR’ler ile şirket genelinde ortak hedeflere yönelen, hedeflerin herkes tarafından anlaşıldığı ve takibe izin veren bir ortam yaratılıyor.”