İzmir’e bağlı bir ilçe olan Foça, Ege Bölgesi’nde yer alıyor. Çandarlı ve İzmir Körfezi arasında üç tarafı denizle çevrili bir yarımadaya kurulan Foça ilçesi, bizce İzmir’in insanı en dingin hissettiren balıkçı kasabası olmaya çoktan aday.

İstanbul’dan Foça’ya arabayla gitmek için Bursa Osmangazi Köprüsü’nden geçerek Manisa yolunu takiben, Menemen’e ayrılmanız gerekiyor. Menemen’in sonrasında yine tabelaların yönünde toplam 6,5 saatte Foça’ya ulaşabilirsiniz. İzmir’den Foça’ya arabayla gitmek için ise önce Karşıyaka’ya gelip, buradan da Çiğli’yi takiben Menemen’e varmanız gerekiyor. Menemen’den sonrası aynı İstanbul gibi Foça tabelaları ile devam ediyor. İzmir’den Foça’ya araba ile ulaşım ortalama 1 saat, Karşıyaka’dan 45 dakika sürüyor. İzmir’den Foça’ya toplu taşıma ile ulaşım da oldukça kolay. Öncelikle; kendinize yakın olan İZBAN tren istasyonlarına giderek Aliağa yönüne giden durağa geçin ve bindiğiniz trenden ‘Hatundere’ durağında inin. Sonrasında Hatundere aktarma merkezindeki otobüs durağına giderek, 744 numaralı otobüsü bekleyin. 744 numaralı hat, son durağı olan Eski Foça’ya 50-60 dakika arasında ulaşıyor. Arada 43 durak var ama ilk duraktan bineceğiniz için oturarak seyahat etme şansınız olacak.

Eski Foça Sokakları

Foça dedik mi akla ilk Eski Foça’nın nostalji yüklü sokakları geliyor. Burası, Avrupa’daki ‘old town’ların tam anlamıyla kasaba versiyonu. Ruhunu hiç kaybetmemiş olması, eskisi gibi korunup farklı renklerle parıldaması gerçekten de Foça’ya bambaşka bir güzellik katıyor. Eski Foça’nın güzel sokak aralarını keşfetmek için ilk iş Küçük Deniz olarak bilinen küçük limana gidip Reha Midilli Caddesi’ni takip edin. Serin kordon boyu üzerinde, Eski Foça’nın taş evlerini zaten bol bol göreceksiniz, ama sadece onlarla yetinmeden, caddeye paralel sokaklara da dalmayı unutmayın. Bizim Foça turumuzda en sevdiğimiz aktivite, rengarenk kapı ve pencerelerle süslü bu taş evlerin peşine düşmek oldu; güneş tepedeyken yapmasak daha iyi olurdu tabii ama ne yapalım vakitsizlik işte.

Antik Çağ’da bu bölgeyi koruyan ve o zamanki Athena Tapınağı’nın bulunduğu alanı da kaplayan Beşkapılar Kalesi’ni Küçük Deniz’den sola doğru baktığınızda rahatlıkla görebilirsiniz. İçine girip gezmeniz de mümkün; ama bizce dışarıdan görüntüsü daha güzel. Pek sevdiğimiz Foça’yı maalesef bu konuda eleştireceğiz; çünkü burada gerçekten de bir antik eser problemi yaşanıyor. Bir kere nereyi gezdiğinizi asla anlamıyorsunuz, sorduğunuz yeri Foça’nın kendi esnafı bile bilmiyor. Biz de kalenin içinde ve arkasında ne olduğunu, Athena Tapınağı’nı ve Kybele Açıkhava Tapınağı’nın nerede olduğunu anlamadığımız için soralım dedik; cevabını bulamadık. Şükürler olsun ki Foça Dibek Kahve’deki kahveci amca merakımızı giderdi; keşke adını da sormayı akıl edebilseydik. Kaleye doğru yürürken adının geldiği ve eski zamanda şehre girişi sağlayan beş kapısını da göreceksiniz, günbatımı vaktinde kameraları şenlendirmeyi unutmayın. Akşamları da incik boncuk tezgahları kuruluyor.

Eski Foça Limanı

Beşkapılar Kalesi’nden sahilin en ucunda görünen Kavala Cafe & Winehouse’a doğru yürürken geçtiğiniz, sağlı sollu restoran, bar ve kafelerin dizili olduğu, takalarla süslü yer Eski Foça Limanı. Buraya aynı zamanda Küçük Deniz de deniyor. Büyük Deniz ise, Beşkapılar Kalesi’nin arkasında kalan liman. Burada ise yelkenliler, görece daha büyük tekneler demirliyor.

Eski Foça’nın daha da küçüğü, hiç popüler olmayanı ve dokusunu olduğu gibi koruyan taş evleriyle Kozbeyli, Foça gezi planlarının içine mutlaka eklenmeli. Eski Foça’dan İzmir’e dönerken uğradığımız Kozbeyli köyüne gelme amacımız aslında tamamen ünlüler ünlüsü Şakir’in Yeri’nde dibek kahvesi içmekti ama köyün kendi halindeki yaşamını izlemek de bizi fazlasıyla mutlu etti. Kozbeyli’ye geldiğinizde arabanızı park edip hemen köy meydanına gelin. Meydanın solunda kalan Şakir’in Yeri çok otantik ve balkonunda ya da dış alanında oturmak da oldukça keyifli. Kahvenizi içtikten sonra ara sokakları gezip, dondurma molası verebilirsiniz.

Devamı haftaya…