Sevgili yolcu;

Hep söyleriz, duyarız ‘Güçlü olmak’ diye. Kendimize ya da bir başkasına rahatlıkla kondururuz ‘güçlü’ sıfatını. Çok güçlüyüzdür ya, sorumluluk yüklenir de yükleniriz değil mi? Peki sorumlulukları paylaşmayı denedik mi hiç?

Sürekli kendimizi robotik kodlar bir hal içinde gibiyiz; ‘yapmalıyım, başarmalıyım, dimdik ayakta durmalıyım, ağlamamalıyım, güçlü olmalıyım, yetiştirmeliyim’ hep bir -meli -malı cümleleri dilimizde veryansın halinde…

Kendini sürekli kontrol altında tutmak, ağlama duygunu yok saymak ve içine atmak, dışarıya karşı çok güçlü görünmeye çalışmak yeterince seni yormadı mı? Duygularında gelgitler yaşayabilirsin bu oldukça insani bir durum. Mutluluk, huzur nasıl sana ait duygular ise; hüzün, acı, acizlik de sana ait ve sen bunlara karşı savaş vermek onlardan kaçmak yerine, onlarla yaşamayı öğrenmeye ne dersin?

Mükemmel görünmek, idare etmek yorucu değil mi?

Aslında güçlü olmak; yaşadıklarınla gurur duymaktır belki de… Bir dönüp bakar mısın kendine güçlüsün sen zaten, güçlü gibi görünmek veya bunun için çaba sarf edip anlık duygunu bastırmana gerek yokmuş meğer.

Bazen güçlü olabiliyoruz, bazen aciz. Bu iki durum da biz insanlar için. Herhangi birini yok sayarsak aslında kendimizden kaçmış, kendimize yabancılaşmış oluyoruz. Hayal kırıklığına uğrayabiliriz. İşte tam olarak bu hayal kırıklığını kabullenip, bu duyguda kalıp onu yaşadığımız zaman; kendimizden kaçmamış oluyoruz.

Bir de şu var. Başaramadığın durumda, sonuç umduğun gibi olmadığında; bu durumu tüm yaşamına genelleyebiliyorsun. Bu değersizlik hissine dönüşebilir. ‘Neden’ sorgulamak yerine, kendine ‘Nasıl’ soruları sorarak, çözüm odaklı yaklaşabilirsin.

Duygularına ket vurmak yerine, onları kabul edip sevebilirsin. Yaşadığın o duyguda kalabilirsin bir süre. Kendine bu konuda izin verebilirsin. Çok güzel düştüm yahu… Çok da güzel kalkmasını bilirim diyerek; duygunu yüceltebilirsin. Söylemiştim ya hani ‘ o da sana ait.’ Senin bir parçan, hani tıpkı yapbozun tüm parçaları gibi… Çeşit çeşit ve acısıyla, tatlısıyla birbirine bağlı.

Ağlamak mı istiyorsun? Ağla. Sinirlendin, öfkelenmek mi istiyorsun? Öfkelen. Kendine kızsan dahi, bırak duygunu, yüzleş kendinle olur mu?

Ört pas ettiğin duygun ne kadar yoğunsa, zihnin de bir o kadar meşgul ve baskı altında. Kilim altına attığın her ne duygun varsa, onları yaşadığında, zihnin de rahatlayacaktır inan bana.

Bu konudaki fikirlerini yorumlar kısmına yazabilirsin. Yorumlar, kişinin yalnız olmadığı hissini yaşatıyor.

Beni dinlediğin için teşekkür ediyorum. Faydalanmasını istediğin kişilerle yazımı paylaşarak; sen de insanların hayatına dokunabilirsin.                                                              

Sağlıcakla, huzurla, anda kal. Sevgilerimle.

 #demetdurukan