TİKA tarafından 2015 yılında başlayıp iki yıl boyunca uygulanan Balkanlar ve Doğu Avrupa Ülkelerinde kırsal bölgelerde yaşayan halkın refah seviyesini yükseltecek gelir getirici faaliyetler için çeşitli tarım ve hayvancılık projelerinin hazırlanıp uygulanmasını içereacn Program ilk aşamada  Moldova ve Arnavutluk’ta uygulandı. Bu kapsamda ISO 22000 HACCP, Gıda Güvenliği, Kırmızı ve Beyaz Et Hijyeni, Süt ve Yumurta Hijyeni, ISO 17020 Muayene Kuruluşlarının Akreditasyonu gibi konuların yanı sıra; tarımsal ürünlerin üretilmesi, tarımsal mekanizasyon, balıkçılık, tarımsal birliklerin kurulması, mevcut birliklerin alt yapılarının güçlendirilmesi alanlarında hedef gruplara yönelik çeşitli faaliyetler gerçekleştirildi. 

KARADAĞ VE BOSNA HERSEK'TE UYGULAMAYA KOYULDU

TİKA, 2017 yılında özellikle kırsal alanda yaşayan ailelerin gelir seviyelerinin iyileştirilmesi ve istihdamına katkı sağlanması amacıyla tarım alanında farklı projeler üretmeye devam ederek “Balkanlar ve Doğu Avrupa Ülkeleri Gıda ve Yaşam Güvenliği Destekleme Programı”nı Karadağ ve Bosna Hersek’te uygulamaya koydu. Gelir getirici projeler aracılığıyla tarıma dayalı gelişmekte olan ülkelerde bilhassa kırsal kalkınmada sunulan katkılara bir yenisini eklemek amacıyla, Bölgenin yerel yapısıyla uyumlu, üretilen ürün veya hizmetin yöresel satış ve pazarlama imkânının bulunması veya daha ileri seviyede uluslararası ölçekte pazara ulaşabilmesinin sağlanması hedefinden yola çıkarak Karadağ'ın Ulçin şehrinde bulunan  “Maslinari Pistule” Zeytin Üreticileri Birliği’ne mikro bazlı (10 ton/gün kapasitede) bir zeytin işleme tesisi kurulması çalışmalarını başlattı. 

Bu çerçevede söz konusu projeye ilişkin düzenlenen imza törenine Türkiye Cumhuriyeti Karadağ Büyükelçisi Serhat Galip, Ulçin Belediye Başkanı Nazif Cungu, “Maslinari Pistule” Zeytin Üreticileri Birliği Başkanı Fahira Kraja, TİKA yetkilileri ve birçok davetli katıldı. Törende konuşan Ulçin Belediye Başkanı Nazif Cungu, TİKA’nın Ulçin şehrinde doğrudan istihdama yönelik gerçekleştirdiği projelerden dolayı memnuniyetini ifade ederek, projenin hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür etti.

'TİKA KARADAĞ'DA İŞBİRLİĞİNE HAZIR'

T.C Karadağ Büyükelçisi Serhat Galip, Türkiye’nin, TİKA eliyle Karadağ halkının ihtiyaç duyduğu her alanda işbirliğine hazır olduğunu vurgulayarak, TİKA tarafından Zeytin Üreticileri Birliği’ne Karadağ’ın en modern zeytin üretim tesisinin inşa edilmesinden dolayı memnuniyetini dile getirdi. TİKA Karadağ Koordinatörü Ahmet Altun ise, TİKA’nın Karadağ genelinde tarımla uğraşan çiftçilerin gelir düzeylerinin iyileştirilmesine katkı sağlamak amacıyla tarım alanında istihdam yaratıcı projeler gerçekleştirdiğini belirtti. 

Proje kapsamında inşaat çalışmaları hızla devam eden ve 2017 yılı hasat sezonunda üretime başlaması planlanan zeytin işleme tesisinde 2 fazlı kapalı sistem ile yapılacak üretim sayesinde zeytinin hasat sonrası bekleme süresi azalacak ve zeytinin asitliği yükselmeden işlenmesine imkân tanıyacağından yüksek kalitede zeytinyağı elde edilmesi gerçekleşecek. Proje kapsamında zeytin verimi üzerinde olumsuz etkisi olan periyodisite konusunda bilinçlendirmeye yönelik Ocak ayında bir eğitim programı başlatılacak. Eğitim programında, genel zeytincilik, gübreleme, uygulamalı budama, sulama, zeytin hastalıkları ve zararlıları ile mücadele, zeytin bahçesi tesisi gini sahada uygulamalı eğitimin yanı sıra birlik üyelerine yönelik zeytinyağının duyusal analizi, geleneksel zeytinyağı sabunu ve sofralık zeytin yapımı gibi yeni ürün geliştirmeye dönük eğitimler de gerçekleştirilecek.  

ZEYTİN EN ÖNEMLİ GELİR KAYNAĞININ BAŞINDA GELİYOR

Karadağ’da Arnavut ve Boşnakların yoğun olarak yaşadığı Ulçin ve Bar şehirleri tarihi ve turistik özelliklerinin yanında, tarımsal alanda çok sayıda verimli zeytin ağaçlarının bulunduğu Karadağ’ın ender şehirlerinden olma özelliğiyle ön plana çıkıyor. Söz konusu şehirlerde, kırsal nüfusun tamamına yakını zeytin yetiştiriciliği yapmakta zeytin ve özellikle zeytinyağı bölgenin en önemli gelir kaynaklarının başında geliyor. 

Bölgede temel geçim kaynağı zeytincilik olmasına karşın kullanılan metod ve teknolojilerin günümüz standartlarının çok gerisinde olması gerek elde edilen zeytinyağının kalitesinin düşük olması ve pazarlanma imkânının azalmasına gerekse de piyasada satış fiyatının düşük olması yoluyla daha düşük gelir elde edilmesine sebep oluyor. Ayrıca, bölgede çok az sayıda eski usul düşük kapasiteli taş değirmen bulunması ve modern bir sıkım tesisinin olmaması zeytinlerin hasat sonrası uzun süre beklemesine ve üreticilerin kısıtlı üretim kapasitesi ile ancak küçük çaplı gelir elde etmesine sebep oluyor. Bu olumsuz sürecin sonucu olarak; zeytincilik sektöründe istihdam edilen kişi sayısı her geçen gün azalırken üreticilerin ellerinde zeytin ağaçları bulunmasına rağmen ürünlerini gelire dönüştüremiyorlar.