Doğu Anadolu’nun mümtaz kenti AHLAT (4)

Abone Ol

Folklorik zenginliği, doğal mutfak kültürü, organik tarım-modern ziraat üretimi; domates, ceviz, kayısı, elma, alıç, ahlat ve üzüm halkın önemli geçim ve gelir kaynağıdır. Büyük ve küçükbaş hayvancılık, dut ve Ahlat pekmezi, arıcılık, inci kefali, dağcılık, yürüyüş parkuru, plajları, sanat sokağında el sanatları, yüksek okul ve fakültesi, açık hava müzesi, konaklama ve yemekleri yanı sıra; konuksever halkı ile Doğu Anadolu coğrafyasının mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında gelmektedir Ahlat…

Ahlat’a ulaşmak çok kolay. Muş (daha yakın) ve Van Havalimanı yanı sıra; karayolu ile gelebilirsiniz. Ayrıca, tren ile Tayvan’a gelebilirsiniz. Tatvan-Ahlat arası 35 km’dir. Kışın zor koşullarında, Ahlat, alternatif dağ-kış turizmine uygundur. Güneş-kum-göl turizmi için, yaz aylarında Ahlat bir başka güzeldir. Van Gölü suyu tuzlu ve sodalı olduğu için, şifa kaynağıdır. Nemrut ve Süphan Dağı geziniz sonrası, Ahlat’ta mola vermeyi unutmayınız.

Kaval çalan, dağlarda ve ovalarda otlayan keçi-koyun sürülerinin, kepenekli çobanların ve irice çoban köpeklerin görsel manzarası harika. Ahlat; “Yaşamak ahlat ağacı gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine…” diyen; pek çok sevda öykülerine ve yitik zamanlarda, türküler kanamasın diye kalemini kılıç yapan, gönlü güvercinli ozanlara esin kaynağı olmaktadır…

Ahlat’ta, tarlalarda hasat zamanı, domates toplayan ve kayısı hasadı yapan emekçilerin telaşına tanık olmak, bir başka güzeldir. Ahlat her yönü ile doğru ve kamu yararına yapılacak yeni yatırımlar sonucu, alternatif turizmin cazibe merkezi olabilir…

Van Gölü batı kıyısında bulunan ve yeni yapılan; Ahlat Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Bakan Köşkleri’nden söz etmeyeceğim. Çünkü buralara yerli ve yabancı turistlerin girmesi ve fotoğraf çekmesi yasaktır.

Kadim Anadolu kültürünü yerinde görmeden, keşfetmeden ve belgelemeden; bu dünyadan göç etmeyiniz. Bize verilen tek nefeslik, şu ömür diliminde; sağlıklı ve huzurlu yaşayarak, dünya nimetlerini yerinde görüp, hayatı belgelememiz ve yalan-yanlış batı merkezli ve çağdışı bilgi kirliliğinden arınmamız için; doğru yoldan şaşmamalıyız. Tarihi eserlerimize sahip çıkıp, korumalıyız…

Ahlat’ta bulunan tarihi, kültürel, doğa, göl, dağ ve tüm turizim zenginliklerin yanı sıra; genel olarak Türk Dünyası aksakal bilge dervişleri ve özel olarakta Ahlat’ta, Türk Kültürünün ve medeniyetinin yaşatılması için; resmi ve sivil insiyatiflerin koordineli olarak, özveriyle uğraş verilmelidir.

Ahlat anıt mezar taşları yanı sıra; yaklaşık 15 km. uzunluğunda olan Urartu Kehriz-Karız Su Kanalları da görülmeye değer. Eğer bu kanallar onarılır ve bazı yerileri yeniden yapılırsa, hem kentin içme suyuna katkı sağlanır, hem de Alternatif Su Medeniyeti Turizmi bir değeri olanak yaşatılır…

Van Gölü kıyısında bulunan, Doğu Anadolu’nun Mümtaz Kenti Ahlat; Bitlis’e bağlı, güvenli, şirin bir tarih ve tarım kenti olarak; her türlü alternatif turizm potansiyeli olan, zengin bir mirasımızdır.

Bir Ahlat sevdalısı olan ve adı gibi; “seçkin, ayrı tutulan ve üstün özellikleri bulunan”; Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban’ın vatanı ve halkını seven heyecanı, dinamik ve çalışkanlığı için alkışlıyor Ahlat halkı. Başkan A. Mümtaz Çoban ile “Ahlat” hakkında yaptığım özel röportaj, ayrıca yayınlanacaktır…

Öte yandan; Ahlat Belediyesi Yazı İşleri Müdürü Nebi Alçiçek ve Başkanın konuksever ekibine teşekkür ederim. Ayrıca; ulaşım sağlayan-sürücü Emrah Taksici, Van Gölü Restoran çalışanları, Ahlat gezim sırasında bana rehberlik eden; Zabıta Ayvaz Hakverdioğlu, Ahlat Lisesi tarih öğretmeni Mahmut Akbaş, konuksever Meslek Yüksek Okulu Müdürü Harun Koçak, Müdür Yardımcısı İltar İğit’e ve bu gezimde bana destek olan herkese, konuksever Ahlat halkına, katkıları için teşekkür ediyorum.

Bir başka gezimde, dünyanın bilinmeyen yer ve kültürlerini keşfetmek, belgelemek, tanıtmak gerekiyor. İnsanlığın ortak kültürel ve doğal mirası olan doğal ve kültürel zenginlikleri koruma bilinci edinmemiz için yollardayım, yeniden… Yolunuz ve bahtınız açık olsun!..

Son…