Türkiye, deprem kuşağındaki ülkelerden biridir.

Son yıllarda özellikle Marmara'da, İstanbul'u daha çok etkileyecek bir depremden söz ediliyor. Son olarak Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Haluk Özener, İstanbul'u bekleyen depremin olası büyüklüğünün 7.2 olacağını ve dev tsunamilerin meydana geleceğini söyledi.

Prof. Haluk Özener Marmara depremiyle ilgili "Kuzey Anadolu Fayı göstere göstere geliyor. 1939'dan beri kırılmayan tek bir yeri var. O da Marmara Denizi'nin içi. Depremin büyüklüğü için en iyi ihtimal 7.2. Tarih geciktikçe enerji birikiyor. Gittikçe sona yaklaşıyoruz. Depremle birlikte 3 metreyi bulacak tsunami bekliyoruz" dedi.

Demek ki, tehlike adım adım yaklaşıyor.

Peki, bunları bildiğimiz halde gerekli önlemleri alabiliyor muyuz? Asıl sorgulanması gereken konu bizce bu olmalıdır.

Çünkü yapılan araştırmalar depremin nerede meydan geleceğini, kaç şiddetinde olacağını açıkça ortaya koyuyor. Bunu da Prof. Özener şu sözlerle açıklıyor:

"Depremin nerede olacağı yüzde 99.9 oranında belli. Bu yer de Marmara Denizi'nin içi. Yani sismometrelerin bulunduğu yerler. İzmit Körfezi ucuna kadar geldi. Kuzey Anadolu Fayı'nda 1939, 1942, 1944, 1957, 1967, 1999 Marmara ve 12 Kasım depremlerinin kırdığı yerlere bakacak olursak, bir tek geriye kırılmayan Marmara Denizi kalıyor. Nasıl ve kaç parça kırılacağını bilmiyoruz; birçok senaryo var. Şu an en iyi ihtimal 7.2 büyüklüğünde deprem olacak. 7'nin üzerinde bir enerji birikmiş durumda. Bu fay tek parça kırılırsa deprem daha büyük olabilir. Gittikçe sona yaklaşıyoruz." 

Bu noktada söyleyeceklerimiz de olacak.

Depremle ilgili hemen herkes, çeşitli değerlendirmeler yapıyor. Bilen de bilmeyen de uzman kesiliyor. Özellikle televizyonlardaki söyleşilerde kafaları karıştıran açıklamaların olduğunu da izliyoruz. Bu konunun da yeni bir düzenleme ile ele alınması gerekiyor.

"Depremi vatandaş değil, bilim insanları konuşmalı" diyen Prof. Özener'in açıklamalarından bazılarını sizlerle paylaşmak istedik: 

"Marmara depremi ne kadar gecikirse büyüklüğü o kadar artacak. Bugün 7.2 büyüklüğünde bir deprem olacaksa, 20 sene daha geçtiği zaman 7.4, 40 yıl geçtiği zaman da 7.5 büyüklüğüne çıkacak, yani enerji daha da büyüyecek. Fay Marmara Denizi'nden geçtiği için faya yakın yerler daha fazla etkilenecek. Ancak burada zemin koşulları önemli. Faya yakın da olsanız binanın zemini çok sağlamsa depremi az hissedersiniz. Marmara depreminde olduğu gibi. Avcılar depremin merkez üssüne uzak olmasına rağmen zemin nedeniyle depremi daha fazla hissetti. Erken uyarı sistemi teknolojisinin dünya teknolojisiyle aynı olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Erken uyarı sistemi hâlâ Kandilli tarafından işletiliyor ve Marmara Denizi kıyısında kurulu istasyonlar var. Deprem olduğunda depremin yerini biliyoruz. Erken uyarı Marmara için 5 ile 7 saniye arasında. Çünkü fay karaya çok yakın. Erken uyarı konusunda ABD'nin ve Japonya'nın gerisinde değiliz. Basına bu yönde açıklama yapan hocalarımız var. Bu ülkelerde depremin olduğu yer karaya 150 kilometre uzaklıkta. Bu uzaklıktaki depremin erken uyarısı tabii ki 1.5 dakika olur. Marmara'da depremin karaya uzaklığı 15 kilometre."

Biz, depremleri ve alınması gereken önlemleri çok önemsiyoruz. Deprem kuşağında olduğumuza göre, depremlere karşı hazırlıklı olmamız gerekiyor.

Özetle depremleri ciddiye almak durumundayız.

Bu işin eğitiminin de önemine inanıyoruz. Daha önce geçirdiğimiz ve büyük kayıplar verdiğimiz depremlerin nedenleri ortada iken, halen bu konularda olumlu adımların atılmamış olmasını da kabullenemiyoruz.

Prof. Haluk Özener'in şu uyarılarına da bakalım:

"İstatistiki olarak Türkiye ve yakın çevresinde 6.5 yılda bir 7'nin üzerinde bir deprem oluyor. Dünyada tektonik yer kabuğu plakaları var. Afrika, Arabistan, Avrasya ve Anadolu plakası gibi. Türkiye Anadolu plakasının üzerinde. Tarihte Anadolu'da, Tetis Okyanusu diye bir okyanus var. Zamanında Afrika ve Arabistan plakası Anadolu plakasının üzerine bastığı için Tetis Okyanusu dağılmış. Anadolu'da sıra dağlar oluşmuş, Anadolu plakası bu nedenle batıya doğru kaçmış. Bu yüzden Anadolu plakası her yıl 2.5 santimetre batıya ilerliyor. 2.5 santimetrelik hareket nedeniyle biriken enerji doyuma ulaştığında fayı kırarak enerjiyi dışarı çıkarması söz konusu. Bu şekilde jeolojik olarak Avrupa Birliği'ne gireceğiz. Tsunami gerçeği Türkiye'de var. Ama hiçbir zaman Sumatra depreminin yol açtığı tsunami gibi olmayacak. Marmara'yı etkileyecek tsunami, olası bir depremden sonra, deniz tabanında olan heyelanlardan olabilir. Çünkü fay hattımız doğrultu atımlı olduğu için denizin altındaki tepeciği düşürünce bir heyelan meydana geliyor. Bu heyelan da tsunami yapıyor. Tahminlerimize göre 3 metreyi bulacak tsunamiler meydana gelebilir. Olası Marmara depreminde beklediğimiz tsunami, depremin yıkıcı etkisi kadar zarar vermez."

Konu ile ilgili yazmayı sürdüreceğiz.