Dekor Gözleri Kamaştırmasın
Rus Büyükelçi Andrey Karlov'a düzenlenen suikastte ben de aynısını yaptım. Suikastle birlikte bize çok şey gösterildi. Bu işi planlayan güç, neleri görmemizi istiyorsa onları çarpıcı bir şekilde soktu gözümüze. Peki ya görmemizi istediklerinin görmemizi engellediği şeyler var mıydı? Elbette vardır. Bu hep böyle olmuştur.
Kartal Demirağ'ın Turgut Özal'a sıktığı kurşunda, Mehmet Ali Ağca'nın Papa'yı öldürme teşebbüsünde, hatta daha da detaylandırırsak, Türkiye'nin "derin" tarihinin en önemli tanığı Hiram Abas'ın, bir dönemin kritik ismi Nihat Erim'in öldürülmesinde de hep aynı şey olmuştur. Bir gösterilen vardır, birçok da görülmesi istenmeyen...
Bazen tetikçi "içeride" koruma altına alınır ve sırlarını hücre duvarlarıyla paylaşır, bazen sırra kadem basar, bazen de şaibeli bir şekilde ortadan kaldırılır.
Tıpkı, ABD Başkanı John Fitzgerald Kennedy'nin katili Lee Harvey Oswald gibi. Polislerin arasında, bir gece kulübünün sahibi tarafından vurularak öldürülmüştü Oswald. Kennedy'i kendisinin vurmadığını söylüyordu ısrarla...
* * *
Rus diplomatı öldüren Mevlüt Mert Altıntaş'ın, salondaki herkes bir alt kata inmişken ve sınırlı sayıda mermisinin çoğunu harcamışken öldürülmesi de ciddi kuşkular içeriyor. Sağ yakalanması en fazla da bu işin arkasındaki güçleri rahatsız ederdi...
Polis memuru Mevlüt Mert Altıntaş, "Allahuekber" diye bağırıp, ardından "Halep için intikam" sloganı atınca sıktığı kurşunlara çok daha büyük anlamlar yükledi. Türkiye, Rusya ve İran'ın, Halep'teki sivillerin tahliyesi konusunda yaptığı görüşmelerin önemli bir dönemeci öncesinde başka bir kılıkta yapsaydı suikastı veya başka sloganlar atsaydı hepimiz şaşıracaktık. O sloganlarla maalesef Türkiye'de azımsanmayacak sayıda insanın da yüreğini okşadı, sempati topladı.
Suikastın ardındaki güç olarak (doğal olarak) hemen ABD'ye ve müttefikleri telafuz edilmeye başlandı. Türkiye'nin Rusya'yla yakınlaşıp, Suriye'de ve dolayısıyla Halep'te "çözüm" üretmesinden rahatsızlık duyduğu için, iki ülke arasındaki ilişkileri bozmaya dönük bir provokasyon olarak adlandırıldı suikast. Barack Obama'nın IŞİD ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk'un "Suikast soruşturmasında Ankara'ya destek vermeye hazırız" açıklaması da "Ne bilgilere ulaşıldığını öğrenme merakı" olarak yorumlandı.
Bu kadar iyi planlanmış bir olay, bu kadar basit olamaz... Polis FETÖ'cü olsa bile... Psikolojik alt yapısı elverişli bir beyni önce kurup, zembereği boşaltacak son hamleyi yapıp geri çekilenler kim peki?
* * *
Elimizde bir suikastçı polis var. Onun cinayeti işlerken El Nusra'yı simgeleyecek tarzda attığı sloganlar var. Rusya, Türkiye ve İran'ın, Halep'teki tahliyenin sorunsuz bir şekilde yapılması için gerçekleştireceği zirve var...
Tahliyede 3 engel var. 1) El Nusra, 2) İran destekli Şii milisler, 3) Şam yönetimi...
Halep'te sıkışıp kalan El Nusra'ya üç seçenek sunmuştu Şam yönetimi ve dolayısıyla Rusya. El Kaide hakimiyetindeki İdlib'e gitmek, IŞİD'in merkezi Rakka'ya gitmek veya teslim olmak...
Biz, bir dönem IŞİD ve El Kaide saflarına katılan, ikisinden de ayrılan ve sonrasında (her nedense) adını değiştiren El Nusra ile ilgili kamuoyunda pek duyulmayanları paylaşalım ki, Rus diplomat suikastı bize asıl gerçeği unutturmasın.
Türkiye'nin de "terör örgütü" olarak kabul ettiği El Nusra, Halep'te sivillerin arasına karışarak Şam yönetiminin üç seçeneğinin dışında arayışlara yöneldi. Rus ve Şam istihbaratı, 120 bin sivilin kaydını yaparken, aralarına sızmış bin 500'den fazla Nusra militanını tespit edip tutukladı.
Bunların arasında Suriyeli olmayanlar da vardı. Kimlik tespitleri yapıldı ve konu Rusya tarafından BM Güvenlik Konseyi'ne taşındı. 16 Aralık'ta yapılan gizli oturumda konu ele alındı. Kendisini dünyadan büyük gören 5'linin 3'ü, yabancı militanlar konusunda sorumluluk almayınca, Şam cephesinden çok çarpıcı bir açıklama geldi.
Halep Ticaret Odası Başkanı ve Milletvekili Fares Şebabi, NATO'nun yeraltı sığınağında 14 yabancı subayın esir alındığını açıkladı ve isimlerini yayınladı:
David Scott Winer (ABD), Davd Shlomo Aram (İsrail), Muhammet Tamimi (Katar), Muhammet Ahmet Assabian (Suudi Arabistan), Abdül Menham Fahd el Haric (Suudi Arabistan), İslam Selam Ezzahran el Haclan (Suudi Arabistan), Ahmet Bin Naufel el Daric (Suudi Arabistan), Muhammet Hasan el Sabihi (Suudi Arabistan), Hamit Fahad el Dusri (Suudi Arabistan), Emcet Kasım el Tiravi (Ürdün), Kasım Saad el Şamri (Suudi Arabistan), Ayman Kasım el Tahalbi (Suudi Arabistan),
Muhammet eş-Şalifi el İdrisi (Fas). Suriyeli milletvekilinin verdiği isimler arasında bir de Türk var, ama biz ona yer vermeyelim.
* * * *
Suriye, iç savaşta yabancı subayların muhalifler ve El Nusra cephesinde savaştığını ispat etmeye çalışıyor bu listeyle. "Cenevre Sözleşmesi'ne uygun olarak bunlarla ilgili hiç bir resim yayınlamayacağız" da diyor. Şubat 2012'de de 60'a yakın değişik uyruklardan subay, Lübnan sınırında ordularına teslim edilmişti.
Rus Büyükelçi'nin öldürülmesi, Türkiye, Rusya, İran arasında yapılacak olan Halep zirvesini etkilemeyecek. Ertelenseydi, çok ince yazılmış bir senaryoyu, güzel bir dekorla gözlerimizin önünde sergileyenler kazanmış olacaktı.
Türkiye, Halep'teki mazlumlar için elbette tüm insani sorumluluğunu diğer ülkelerden daha farklı ve fazlasıyla yapacak. Ama bunu yaparken, "terör örgütü" dediği El Nusra'nın sivillerin arasına karışıp paçayı kurtarmasına da yol açmamalı. Bu lanet suikast, böyle bir hayırlı sonuç doğurursa biz kaybeden olmayız.
İçimizdeki yüzbinlerce El Nusra hayranının Rus Büyükelçi'nin öldürülmesini alkışladığı dönemde hem de...