Dağınık mekânın zihnimiz ve ruhumuz üzerinde etkileri bilimsel gerçeklik ışığında oldukça açıktır. Tamamlanmamış her iş zihnimizi meşgul eder, dikkati dağıtır, strese neden olur ve yapmamız gerekenlere odaklanmamızı zorlaştırır. Böyle durumlarda önce çevremizi derleyip, toparlayıp sonrasında bizi bekleyen işlere odaklanmayı sağlayabiliriz.
Yıllardır dolapları, çekmeceleri, kutuları bekleyen; yüzüne dahi bakmadığımız eşyalar ile vedalaşmanın zamanı gelmedi mi sence? Kullanılır durumda olan ve sana artık hizmet etmediğini düşündüğün her eşya bir başkasının gerçek ihtiyacı olabilir belki de. Bu anlamda paylaşmak güzel olur değil mi? Hem zaten ne kadar çok eşya var ise o kadar çok toz, ev akarı üretimi demek oluyor. Kullanılır durumda olmayanları da geri dönüşüm ile değerlendirebilirsin.
Bahsetmek istediğim tam olarak minimalist olmak değil aslında; maddi ve manevi ihtiyaçlarına göre hafiflemek, azalarak çoğalmak ve gerekene sahip olmak konusunda bir ‘değişim (challenge) ve arınma’ programı ile adım adım düzenli yaşam alanına geçişi sağlamak oluyor.
Haydi başlayalım! 21 Günde Sadeleş Programı ‘senin için’;
1.Gün: Yatak odasında önce yatağı havalandıralım. Nevresimleri değiştirip hemen nevresimleri yıkayalım. Yatak bazalı ise bazayı düzenleyelim. Yıllarca kullanmadığımız parçalar ile vedalaşalım.
2.Gün: Mutfakta baharatlık rafını düzenleyelim. Çekmeceli dolapları tamamen boşaltalım ve işimizi kolaylaştıracak şekilde düzenleyelim. En az beş eşya ile vedalaşalım.
3.Gün: Bir gün lazım olur diye, yıllardır kutularda bekleyen ve lazım olacak o bir gün hiç gelmeyen içi ıvır zıvır dolu o minnoş kutuları arındıralım. Haydi sıva kolları!
4.Gün: Bugün banyodayız. Dolapları, çekmeceleri düzenliyoruz. Eşyaları kendi içinde organize edip; en az beş eşya ile vedalaşalım. Haydi iş başına!
5.Gün: Mutfakta yıllardır kullanmadığımız; kırık, çizik, çatlak on eşyanı elden çıkarıyoruz. Gün bugündür!
6.Gün: Kitaplıkta kitap ve rafların tozunu alıyoruz. Kitap haricinde gereksiz ne varsa kaldırıyoruz. Okunmak için bekleyen kitapları sıralıyor ve her gün yirmi dakika kitap okuyoruz. En az beş kitabı elden çıkarıyoruz. Yıllardır okunmayan ve gerçekten okumayacağın kitap vardır diye düşünüyorum. Gölgelerin gücü adına!
7.Gün: Balkondayız! Elde ne varsa hunharca balkona istiflediğimiz eşyaları arındırıyoruz. Bize hizmet etmeyen, olmasa da olur dediğimiz eşyaları elden çıkarıyoruz. Balkonu yıkıyoruz, varsa balkon camekanlarını siliyoruz. Çiçekler için ayrı bir gün seni bekliyor hiç merak etme!
8.Gün: Gelelim kıyafet ayıklamaya! Yıllardır giyinmediğimiz, yazlık ve kışlık değişimde oradan oraya taşıdığımız, bize hizmet etmeyen en az on kıyafeti elden çıkarıyoruz. Kıyafet arındırmak çok daha detaylı olduğu için programda birkaç gün kıyafetlere ayıracağız. Adım adım eleyeceğiz!
9.Gün: Yıllardır kullanmadığımız takı ve aksesuarları sadeleştirme vakti! Bekledikçe kararıyor, yıpranıyor zaten değil mi? Kullanılır durumda olanları hediye edebiliriz.
10.Gün: Mutfaktayız! Baklagil dolabını düzenliyoruz. Poşetli, paketli ürünleri kavanozluyoruz. Üzerine etiketliyoruz. Haydi iş başına!
11.Gün: Oldukça uzun zamandır giyinmediğimiz, bize hizmet etmeyen ayakkabılar ile vedalaşıyoruz. Temiz, kullanılır durumda olanları ihtiyaç sahipleriyle paylaşmak iyi hissettirecektir.
12.Gün: Buzdolabını tamamen boşaltıyoruz. Sirkeli su ile arındırıp; poşetli ne var ise buzdolabı saklama kaplarına, kavanozlara ve file çantalara aktarıyoruz. Kahvaltılıkları porselen ya da cam kapaklı olanlara aktarıyoruz.
Haftaya kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Bu arada özellikle kıyafet arındırırken iş yaşamında ihtiyacın olacakları elden çıkarırken dikkat et olur mu? Çalışma hayatına döndüğünde tekrar almak zorunda kalmamış olursun. Sadeleşelim derken masraf çıkarmış olmayı istemeyiz.
Yol haritan oluştu. İstikamet ‘sade yaşam’. Artık nereden başlayacağını biliyorsun. Bakalım kimler başlayacak!
Dinlediğin için teşekkür ediyorum. Varlığın için teşekkür ediyorum.
Sağlıcakla kal.