Çocukluk, gençlik, olgunluk ve sonrası...

İnsanoğlu yaşamı süresince farklı dönemler geçirir. Bu dönemlerin içerisindeki davranışları da dönemin gereğine uygun olur. Yeri gelir yaptıkları toplumları etkiler.

Abone Ol

Çocuklukta hayal dünyası oldukça geniştir. Bir çocuk zaman zaman dünyayı yönetebileceğini düşünebilir.

Gençlikte idealizm vardır. Birey, hayalcilikten bir ölçüde uzaklaşır. Ancak idealizmin içinde barındırdığı bazı hayallerden tam olarak arınamaz. İdealizme bağlı umutları vardır. Bu uğurda çaba gösterebilir. Dünyayı olmasa da ülkesini ve çevresini idealleri doğrultusunda değiştirme gayreti gösterir.

Olgunluk ise realizm dönemidir. Hayallerden tamamen, idealizmden ise kısmen uzaklaşılır. Dünyayı değiştiremeyeceğini anlayan birey, ülkesini hatta mahallesini bile değiştirmenin kendisi için neredeyse imkansız solduğunu yavaş yavaş algılamaya başlar. Son çaba olarak aile bireylerinin bazı davranışlarını yönetmeye çalışır.

Bu dönemlerin sonundaysa "Adam sende" ya da "Bana ne" dönemi başlar. Artık olgunlaşmanın son evresindedir birey. Adeta olmuş ve dalından koparılmamış bir meyve gibidir. Hatta yere düşen olgun bir meyveye de benzetebiliriz. Toplum içerisinde birşey yapamayacağını gören birey kabuğuna çekilir, sadece kendisi için yaşamaya başlar, artık umursamazdır. Çünkü bu dönemde de kendi hayatına dönmezse, yaşamının "bir hiç uğruna bitmek üzere olduğunu" düşünür ve en azından son demi yaşamak ister. Bu gruptaki insanların topluma katacağı birşey kalmamıştır artık.

Yukarıda belirttiğim dönemler çoğunluk için geçerlidir. Bir de azınlık kesim vardır. Bunlar düşündüklerini hayata geçirmek için tüm varlıkları ile mücadele ederler. Toplumları yönetenler bunlardır. Bunun için yetenek, zeka, çaba ve özellikle de inat gerekir. Bu grup içerisinde toplum adına faydalı işler yapanlar, toplumsal gelişmelerin mimarlarıdır.