İstanbul'da metro, tramvay, Şehit Hatları Vapurları, İETT otobüsleri ile bazı noktalarda bulunan İBB'ye ait tuvaletler İstanbulkart ile hizmet veriyor. Türkiye genelinde 30 milyon kişide İstanbulkart bulunuyor.

Kartlara HES kodu tanımlaması yapılması mecburiyeti geldikten sonra bu sayıda büyük bir artış oldu. Çünkü artık kimse bir başkasının yerine İstanbulkart basamıyor. "Kişiselleşmiş" oldu yani kartlar. Bu arada, konuyu tam anlayamayan vatandaşların çoğu, İBB'nin mobil işlem merkezlerine giderek "isme özel" İstanbulkart aldı. Ardından yine aynı işlem merkezinde bu kartlara HES kodlarını yükletti.

Artık hiç kimse, HES kodu olmayan bir kartla toplu taşıma araçlarına binemiyor.

Minibüsler ve dolmuşlar hariç. Çünkü, risk grubunda bulunduğu için HES kodu alamayan vatandaşlar İETT araçlarına, metro, tramvay vs. binemiyor. Ama semtinde de durmuyor. Minibüs veya dolmuşa binerek istediği yere gidip, gezip tozuyor.

Bu durum, minibüsleri de cazip hale getirdi. Özellikle kısa mesafeli yolculuklarda İBB'ye ait ulaşım araçları 3,60 TL ücret alırken, minibüsler 3 liraya hayli mesafe kat edilmesini sağlıyor. Bu yüzden minibüsler belli saatlerde tıklım tıklım oluyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, uzun süredir kısıtlamalar devam etmesine rağmen durumun kritik olduğunu belirterek vatandaşları uyarıyor.

Tüm yeme içme mekanları, kafe, kıraathane vs. yerler kapalı. İnsanların bir araya gelebildiği tek yer AVM'ler. Riskli grupla birlikte minibüs yolculuğu yapan HES kodu almış bir vatandaş, AVM'lere rahatlıkla girip saatlerce dolaşabiliyor. Yeme içme mekanlarından aldıkları paket servisi tüketmek için maskelerini indirip, o AVM'nin havasını ciğerlerine süzmeden çekiyor.

Minibüslerle, sokağa çıkma kısıtlaması bulunan yaş grupları da rahatlıkla yolculuk yapabiliyor. Çünkü minibüs şoförünün elinde bunu denetleyebilecek bir mekanizma yok. Zaman zaman yapılan rutin uygulamalarda kesilen cezaların dışında da önleyici bir sistem kurmak mümkün değil maalesef. Risk grubu ile taşıyıcılar burun buruna yolculuk yapıyor. Ondan sonra "Kısıtlamalara rağmen vak'a sayısı neden istenilen düzeyde düşmüyor?" diye soruyoruz.

GELELİM KART DAVASINA

İstanbulkart'tan söz etmişken yukarıdaki ayrıntıları belirtmeden geçemedim. Gelelim asıl konumuza.

CHP milletvekili Mahmut Tanal, önceki İBB yönetiminin boş İstanbulkart için vatandaşlardan 10 lira ücret alınmasının kanuna aykırı olduğunu belirterek Üsküdar Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’ne müracaat etmişti.

Heyet, 7 Mart 2011 tarihinde kararını açıkladı ve 10 liralık kart ücretinin Tanal'a iadesine hükmetti.

İETT Genel Müdürlüğü avukatları, Hakem Heyeti'nin kararını iptal ettirmek üzere İstanbul 1. Tüketici Mahkemesi’ne dava açmıştı. Dava 4 yıl sürdü ve mahkeme İETT'nin talebini reddederek Tüketici Hakem Heyetini haklı buldu. Yani, mahkeme İstanbulkart için ödenen 10 liranın her bir kart kullanıcılarına iade edilmesine hükmetti.

CHP'li milletvekili Mahmut Tanal, kararın emsal teşkil ettiğini belirterek İETT'nin hiç bir hizmet üretmeden aldığı 10 liralık bedeli tüm kullanıcılara iade etmesi gerektiğini söyledi.

İBB MECLİSİ: ÖDEMİYORUZ

Mahkeme sürecinin ardından İBB Meclisi bir karar alarak İstanbulkart bedelinin iade edilmemesine dair bir karar aldı. Karar aynı zamanda, kart bedelinin İBB Meclisi kararıyla alındığı için İETT'yi de dava dışına itmeyi amaçlıyordu.

Bu arada, daha önce İstanbulkart almış olanların, bulundukları ilçenin Kaymakamlık binasında bulunan Tüketici Hakem Heyeti'ne başvurarak, İstanbul 1. Tüketici mahkemesinin kararını emsal göstererek müracaat edilmesi istendi.

Avukatlık ücretini de kaybeden taraf ödüyordu ve İETT ödemişti. 10 lira için bunca zaman harcamak istemeyen vatandaşlar ise kart iadesi için harekete geçmemişti.

Konuyu yargıya taşıyan Mahmut Tanal ise, İETT'nin karardan sonra İstanbulkart alan vatandaşlardan 10 lira ücret talep etmeye devam etmesinin açıkça mahkeme kararını ihlal etmek olduğunu açıklayarak İBB ve İETT yönetimini suçladı.

KOLTUK EL DEĞİŞTİRİNCE...

2019 yılında yapılan yerel seçimlerde İBB yönetimi el değiştirdi ve CHP ile İYİ Parti'nin ortak adayı Ekrem İmamoğlu Başkan seçildi.

Daha önce zaman zaman İstanbulkart bedeliyle ilgili kazandığı davayı açan ve İBB yönetimini eleştiren Tanal da işin peşini bıraktı.

Pandemi önlemleri çerçevesinde İstanbulkart'ın kişiselleşmesi zarureti nedeniyle kart satışı adeta patladı. İBB, 10'ar lira kart bedeli almayı da sürdürdü.

Ayrıca, indirimli yolculuk yapan öğrenciler her yıl kartlarını güncellemek için 5'er lira "vize parası" ödemeye devam etti. Uzaktan eğitim ve yaş sınırı nedeniyle üniversite ve dengi okullarda okuyan öğrenciler hariç, diğerleri İstanbulkart için "vize" işlemi yaptırmadı. Yani henüz 5'er lirayı ödemedi.

Bu konu da, önceki yönetim döneminde defalarca CHP'li Meclis üyeleri tarafından gündeme getirilmiş, öğrencilerden "5'er lira haraç" alınması eleştirilmişti.

Çocuklar için kreşler açan, bedava süt dağıtan, üniversite öğrencilerine burs sağlamak için çeşitli yöntemler deneyen yeni İBB yönetiminin, öğrencilerden 5 lira kart vizesi parası almayı neden sürdürdüğünü anlayabilmiş değilim. İETT bu iş için ayrıca eleman istihdam etmiyor. Kart yüklemesi yapılabilen otomatlarda aktivasyon işlemi kısa sürede yapılabiliyor. Ama 5 lira karşılığında. Bir öğrencinin günlük harçlığı neredeyse.

Ben, hem Mahmut Tanal'a "İstanbulkart davasını" hatırlatmak, hem de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile kurmaylarına "mahkeme kararına uyun ve öğrencilerden 5'er lira almaktan vazgeçin" demek için hatırlattım.

Artık bundan sonrası davasına sahip çıkması gerekenlerde...