Pandora’nın sandığı açılınca tüm kötülükler çıkmış dünyaya ama umut sandığın en dibinde kalmış. Bu yüzden insanoğlu binlerce yıldır o umudun peşinde. Var mı yok mu bilmediğimiz bir kavramı aramaya devam ediyoruz.
Yaşadığımız günlerde birilerinin o kutuyu salladığını ve kıyıda köşede kalmış ne varsa, hangi kötülük, çirkinlik, yüreğimizi burkan acılar da dahil olmak üzere üzerimize dökmeye devam ettiklerini düşünüyorum.
İnsan zamandan ilerlemeyi diler ve bekler. Toplum ilerlesin, insan ilerlesin yaşadığımız ne varsa güzelleşsin ister. Oysa bizler ilk çağların karanlığına doğru hızla ilerlemekteyiz.
Altı yaşında kız çocuğunu babası evlendirebiliyor ve bunu dini kurallara uygun görüp bu eyleminden dolayı sevap kazanıp cennete gitmeyi umuyor. Onunla evlenen ve altı yaşındaki çocuğu “oyun oynuyoruz” diye kandırarak cinsel ilişkiye giren kişi de “sevap” kazandığını sanıyor.
Geriye doğru evrilmenin ne olduğunu, nasıl olduğunu canlı canlı izliyoruz.
Afganistan’da Taliban kız çocuklarının okumasını yasaklıyor. Okul kapısında bekleyen ve ağlayan çocuklar sizlerin içini yakmıyor mu?
Belki papaza kızıp oruç bozmak gibi olacak ama eğer altı yaşında kızını evlendiren, onunla karı koca olmayı normal gören, kız çocuklarına okumayı okula gitmeyi yasaklayan zihniyetler “cennete” gidecekse BEN O CENNETİ REDDEDİYORUM. Beni cehennemin en derin yerine atsınlar. Çünkü cehennemin en derininde çekeceğim acı yukarıda sıraladığım insanlarla cennette çekeceğim acının yanında hiç kalır.
Ne yazık ki gençlerimiz bu uygulamaları gördükçe hayattan, inançtan, dinden soğuyor. Çünkü yapılanlar ne mantıkla, ne de din ile açıklanabilir.
Afganistan’da kız çocuklarına okulu yasaklayanların çocuklarının başka ülkelerde eğitimlerine devam ettiği çıkıyor ortaya.
Örgütlü bir kötülük ve örgütlü bir karanlıkla karşı karşıyayız. Bu karanlık arttıkça kurtulmak daha zor, daha acılı olacak farkındayım. Sanmayın ki karanlık bizim ülkemize ulaşmayacak, bizim etrafımızı sarmayacak. Çoktan bizim için de karanlığın temelleri atıldı. Sadece zaman meselesi. Ve o zaman eğer bu dünya böyle giderse çok yakın inanın.
Mitolojik bir öyküdür Pandora’nın kutusu. Aslında o kutu insanın ruhudur. Dünya üzerindeki kötülük insan sayesinde vardır. Ruhlarımızdan büyük bir karanlık akıyor dünyaya. Günümüzde karşımıza çıkan kötülükler tarihin hiçbir döneminde bu denli kötü ve karanlık değildi. Günahkar ve kötü bir hayvan yoktur. Günahkarlık ve kötülük insan üzredir.
İşkenceci hayvan yoktur mesela. Kötülük insandan kaynaklanır. Hiçbir hayvan karnı tokken yemek yemez. Hiçbir hayvan hem cinsini öldürmek için plan yapmaz. Hiçbir hayvan kendi yavrusuna tecavüz etmez.
Bazen kendime sorduğum bir sorudur; yaşamın bu tarafı, dünyanın bu tarafı cehennem mi sorusu.
Kötücül bir karanlığın içine sürükleniyoruz. Aklımız çocuklarımızda, sevdiklerimiz de kalıyor. Kendi ülkesinden kaçarak daha iyi bir yaşam için ülkemize gelen kişiler sokakta, markette çocuklarımıza başın neden açık diye sormaya başladı. Bu düzen böyle devam ederse emin olun kısa süre içinde saldırılar da başlar. Başı açık kadınlara saldırarak sevap kazanıp cennete gideceğine inanan bir sürü karanlık tip çoktan doldu ülkemize.
Ne diyebilirim ki umarım yanılıyorumdur, umarım çocuklarımız kurtulur bu karanlıktan.