İSTANBUL

Bu kafede para değil sadece sevgi geçiyor

Abone Ol

İstanbul'un tarih kokan semti Balat'ta bulunan Hobbit House Balat Cafe'de başlayan iyilik hareketi katlanarak büyümeye devam ediyor. Kafeni konsepti ise İngliz yazar J.R. Tolkien'in Yüzüklerin Efendisi romanındaki her zaman mutlu ve kahvaltıyı çok seven Hobbir ırkından esinlenerek oluşturulmuş. İki yıl önce Sinem ve Murat Asilcan çiftinin başlattığı bu iyilik hareketini bugün Rıza ve Mariana Haşimi çifti sevgi ile yürütüyor.

GEÇER AKÇE SEVGİ

Balat'ta bulunan Hobbit House Cafe'nin daimi ziyaretçilerini çocuklar oluşturuyor. Çünkü, bu kafede her şey çocuklara tamamen ücretsiz. Hobbitlerin evleri düşünülerek tasarlanmış olan bu kafenin her tarafında kitaplar ve oyuncaklar bulunuyor. Dileyen çocuk bunları evlerine de götürebiliyor.
Bu iyilik hareketinin başlatıldığı kafeye Türkiye'ni dört bir yanından yardım yağıyor. Yardımları nakit olarak kabul etmediklerini belirten Rıza Haşimi, "İnsanlar buraya gelip biz neler yapabiliriz diye bana soruyorlar. Ben de onları markete yönlendiriyorum. Oradan istediklerinizi alabilirsiniz diyorum. Çünkü, Hobbit House'de para geçmiyor. Burada tek geçer akçe sevgi" diyor. Haşimi ve eşi gelen yiyeceklerin bir kısmını da mahallede belirledikleri durumu kötü olan evlere dağıtmayı ihmal etmiyor.

İRAN'DAN GELİP YERLEŞTİ

1996 yılında İran'dan Türkiye'ye gelen ve ülkesine geri dönmeyen Haşimi, Türk insanlarındaki samimiyeti çok sevdiğini ve bu mahallede kardeş gibi yaşadıklarını söylüyor. Kafenin kurucularından Sinem ve Murat çiftinin İzmir'de olduğunu ve Hobbit House Cafe tarzı bir proje üzerinde çalıştıklarını anlatan Haşimi, "Ben ve eşim de iki yıldır burada çocuklarla birlikteyiz. Evimiz hemen karşı binada. Burada tamamen gönüllülük esası ile çalışıyoruz. Eşim sabahları çocukların çorbasını pişiriyor. Öğlenleri yemek yapıyor. Burada kocaman bir aile olduk" diyor. 

PAYLAŞ KURTUL DOLABI

Kafenin 09.00-17.00 saatleri arasında açık olduğunu ve sadece Pazartesi günleri kapalı olduğu bilgisini aktaran Haşimi, "Çocuklar sabah 8'de geliyor, camımı tıklatıyor. Hadi artık açın evimizi diye. Biz de eşimle uyanıp kafeyi açıyoruz. O çorba yaparken ben de sobayı yakıyorum" ifadelerini kullandı.
Esas mesleği tekne ve motor bakımı olduğunu belirten Haşimi, yaz aylarında çalıştığını kışın ise kendini çocuklara adadığını belirtiyor. Gelen kıyafet yardımlarını çocukların yaşlarına göre ayarladığını ve kalanları da 'Paylaş Kurtul' adını verdikleri kapının önündeki dolaba bıraktıklarını anlatan Haşimi, "Bu dolaptan ihtiyacı olan gelip istediğini alıyor. Alan el veren eli görmüyor" diyor. 

İYİLİK AŞILANIYOR

Geceleri başını yastığa koyduğu zaman vicdanının rahat ettiğini söyleyen Haşimi, "Burada olmaktan dolayı çok mutluyum. Çocukların bizlerden talepleri genelde oyuncak oluyor. Biz de onlara elimizden geldiğince yetişmeye çalışıyoruz. Anne ve babalar da çocuklarını güven içinde bize gönderiyorlar. Çocuklar burada çok mutlu. Burada tamamen özgürler" şeklinde konuştu.

Bu kafede yetişen çocukların yarının bireyleri olacağının ve bu iyilik meşalesini gittikleri her yere taşıyacaklarını belirten Haşimi, "İyilik noktasında hepsi büyük aşama kaydetti. Birbirlerine karşı çok anlayışlılar. Geçen gün bana gelen ve tek olan bir kırtasiye setini iki kız istedi. Ben de kura çektim ve birisinin adı çıktı. Alan kız hiç tereddüt etmeden diğer arkadaşına verdi. Bakın, iyilik ne güzel tesir etmiş çocuklara. Olayın finalinde ise bir de baktım ki ikisi seti bölüşmüş" ifadelerini kullandı.

Sibel GÜLERSÖYLER / ÖZEL HABER
 

Abone Ol