Tam kapanma öncesi Sağlık Bakanı Koca şu uyarıda bulunmuştu:

"Mevcut mutasyonlar dışında Hindistan varyantı da ülkemizde görülmüştür. Gereken tedbirleri alıyoruz."

Siz de koronavirüs yazılarından bıktınız ama, hayatımızın içinde olan ve bizi tehdit eden bu beladan korunmamız ve kurtulmamız için uyarmaya ve yazmaya devam edeceğiz.

Koronavirüs mutasyonları hakkında açıklamalarda bulunan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, "Hindistan varyantının, kaçış proteinleri üreterek hem aşıyı hem hastalığı geçirmiş kişilerin bağışıklığını etkisizleştirebileceğinden şüpheleniyoruz" dedi.

İşin sıkıntılı tarafı şu:

Aşılanmış ve hastalığı geçirmiş kişilerde de yeniden hastalığa yakalanma potansiyeli oldukça yüksek. Hindistan mutasyonu da benzer proteinler üzerinde etkili oluyor.

Özetine geçelim:

Aşılanınmış olsa bile Hindistan varyanıtını alanlar hastalığa yakalanabiliyorlar.

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu bu konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Uyarı üzerine uyarı yaptı. Hindistan varyantı konusunda da bilgilendirmeye gitti:

"Varyantlar ve mutasyonlar virüsün hatalı üretimleri olduğu için aynı zamanda virüsün zararına da olan şeylerdir. İlk varyant, koronavirüsün ilk çıktığı zamanlarda Çinin Wuhan kentinde ortaya çıktı. Şu an dünyada G varyantı hakim. İlk başta 6-7 varyant vardı. Şimdi ise ucu açık, milyonlarca mutasyon var. İngiliz varyantının da çok daha hızlı bulaştığını gördük. Normal virüslere göre 5 kat daha hızlı bulaşa neden oluyorlardı. Varyantlarda korktuğumuz birkaç özellik var. Hastalığı geçirmiş kişilerde kaçak proteinler üretebilir ve aşıya karşı bir direnç oluşturabilir. Ama aşıların yüzde 90ının İngiliz varyantında etkili olduğunu görüyoruz. Güney Afrika varyantı üzerinde 20'den fazla mutasyon olduğundan ve antikor geliştiren aşılara da dirençli olabileceğine dair şüphelerimiz var. Bu durum bilimsel araştırmalarla net bir şekilde ortaya konmuş değil. Her mutasyon farklı bir alt kırım oluşturuyor. İlerleyen süreçlerde oluşan varyantlara karşı yeniden aşı tasarımlamak gerekebilir. Afrika mutasyonlarının en önemli sıkıntısı ise genç yaştaki kişileri yoğun şekilde etkileyebilmesi. Genç ve orta yaştaki kişileri etkiliyor. Dünyada aşılama yaşlı kişilerden başladığı için bu seçicilik aşının etkisi nedeniyle gençlere kaymış olabilir. Çocuklar üzerinde de ciddi etkiler söz konusu. Bu dönemde çocukların daha fazla yoğun bakıma yattığını görüyoruz. Bulaşın 100'de yüz artmasının öldürücülüğün yüzde yüz artmasından çok daha tehlikeli görülüyor. Bulaşın artmasından daha fazla korkuyoruz. İngiltere, Brezilya ve Kaliforniya varyantlarında öldürücülüğün çok fazla arttığını düşünmüyoruz. İki üç varyantı birlikte taşıyan Hindistan varyantı gibi yeni varyantlar ile birlikte durum da değişebilir. Hem bulaştırma hem de öldürücülük artabilir. Güney Afrika mutasyonunda hem aşıya karşı hem de hastalığı geçirmiş olan kişilere karşı kaçış proteini üretiminin oldukça yüksek olduğunu söyleyen Muhammed Emin Akkoyunlu, Aşılanmış ve hastalığı geçirmiş kişilerde de yeniden hastalığa yakalanma potansiyeli oldukça yüksek. Hindistan mutasyonu da benzer proteinler üzerinde etkili. Üretilen kaçış proteinleri, hem aşıya hem de hastalığı geçirmiş kişilere karşı etkisizleştirmeye neden olacağından şüpheleniyoruz."

Sonuç:

"Aşılandık bana bir şey olmaz" diyerek tedbiri elden bırakmayacağız. Hastalığı ve yayılma hızını ciddiye alacağız. Ortada daha netleşmiş bir şey yok. Mutasyona uğrayan virüs görüldüğü gibi giderek daha da tehlikeli oluyor. Çok daha dikkatli, duyarlı ve tedbirli olmamız gereken günlerdeyiz.