Dünya genelinde ülkeler 20 ayı aşkın süredir mücadele ettikleri Korona virüsü salgınından henüz kurtulamamışken, Covid-19 geçirdikten ortaya çıkan yeni rahatsızlıklarla hastanelere gidenlerin sayısı da her geçen gün artıyor.

Bu nedenle yazımızın başlığını “Bir de sonrası var” diye attık. Hastalığa yakalanmak, yatıp iyileşip ayağa kalkmak sorunu çözmüyor. Bu nedenle bundan sonraki gelişmeler ve durum da önemli. İşte, bugünkü yazımızda bu önemli konuya değinmek istedik.

Kas ve eklem ağrılarının yanı sıra, dizlerde güçsüzlük, akciğere bağlı olarak solunum sıkıntısı, nörolojik rahatsızlıklar, kalp rahatsızlığı, psikolojik bozukluk ve kaygı durumu gibi birçok yan etkilere neden olan Covid-19 uzantıları, tedavi edilmezse kişilerde kronik hastalıklara dönüşebiliyor.

Uzmanlar Covid-19 sonrası görülen bazı belirtilerin tedavi edilmemesi durumunda çok ciddi kronik hastalıklara dönüşebileceğine dikkat çekerek, bu gibi sonuçların önüne geçebilmek için tıp fakülteleri bünyesinde "post-Covid" (Covid sonrası) polikliniklerinin kurulduğunu ifade etti.

Yaklaşık 1 yıl önce geçirdiği Covid-19 sonrası etkilerin hala devam ettiğini ifade eden Mehmet Taşçı, “Covid-19 virüsünün vücuduma bulaşmasıyla Gaziantep Üniversitesi hastanesinde 14 gün tedavi gördüm. Daha sonra ise 2 ay boyunca evimde yatarak dinlendim. Bu süreç içerisinde de dengeli ve vitaminli beslenerek Covid-19’un etkilerinden kurtulmaya çalıştım. Hastalık sonrasında kendimde fark ettiğim bazı rahatsızlıklar oldu. Örneğin birinci kata bile merdiven çıkarken zorlanıyorum. Çünkü dizlerimde birtakım ağrılar ve dermansızlık meydana geldi. Uzun süre fizik tedavi görerek doktorun verdiği ilaçları kullanmama rağmen şu anda dermansızlık ancak yüzde 50 azalabildi’’ dedi.

Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Dr. Ayşegül Ateş Tarla VOA Türkçe ’ye yaptığı açıklamada, post-Covid polikliniklerinin önemine dikkat çekerek, “Biz ilk zamanlar salgınla ilgili nasıl bulaştığı ve nasıl önlemler almamız gerektiğini konuşuyorduk. Daha sonraki süreçte aşılar geldi ve aşının önemini konuştuk. Şu anda ise Covid-19 bulaştıktan ve atlattıktan sonraki süreci tartışmaya başladık. Çünkü virüsü insanların yüzde 80’i basit bir şekilde ayakta atlatabiliyorken bu sayının yüzde 15’i yatarak, yüzde 5’i ise yoğun bakıma yatması gerekiyor. Özellikle yoğun bakımda yatan hastalardan bazıları solunum yetmezliği yaşarken, bazıları ise pıhtı atması sonucu felçlik geçirebiliyor. Bazı hastalar ise virüs sonrası depresyona girebiliyor ve bunun sonucunda kaygı gelişebiliyor. Bütün bunların yanı sıra, saç dökülmesi, uzun süreli tat ve koku kaybı gibi sorunlar da yaşanabiliyor. Yani insanlar Covid-19 sonrası birçok branşı ilgilendiren bir sürece giriyor. Bu durum için bazı üniversiteler bünyesinde post-Covid poliklinikleri hizmet verme başladı. Birçok hasta bu yan etkileri görse bile ne yapacağını, nereye danışacağını bilemeyebiliyor. Bu anlamda özellikle yaşlılar başta olmak üzere covid-19 virüsünü atlatan kişilerde takip çok önlemli’’ ifadelerini kullandı.

VOA Türkçe ’ye konuşan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. İrfan Koca’nın anattıklarına kulak verelim:

“Covid-19 enfeksiyonundan en çok etkilenen vücut sistemlerinden birinin dolaşım sistemi olduğunu bilelim. Covid-19 virüsü daha çok insanların dolaşım ve solunum sistemi üzerinde olumsuz etkileri ortaya çıkararak kişiler üzerinde hayati tehlikelere neden olmakta. Bunun yanı sıra bu enfeksiyon kişilerin fonksiyonel işlevselliğini bozucu bir takım yan etkileri ortaya çıkarmaktadır. Bunlar, halsizlik, sırt, bel, bacak, eklem ve boyun ağrıları gibi rahatsızlıklardır. Bu durumun en önemli nedeni, Covid-19’a bağlı olarak insanların sokağa çıkma yasakları sırasında yeteri kadar hareket edememesi, egzersiz ve spor yapamamasıdır. Bunların yanı sıra kullanılan ilaçlar, Covid-19 ile ilgili yaşanan stres, kaygı durumu da ağrılara neden olarak yaşam kalitesini olumsuz olarak etkilemektedir. Böyle durumlarda kişinin rahatsızlığının altında yatan kronik bir rahatsızlığı yoksa yapılacak olan egzersizler çok faydalı olacaktır. Aynı zamanda kişilerde vitamin ve mineral eksikliği varsa bunların takviye edilmesi gerekiyor. Bütün bunlara rağmen rahatsızlıklar devam ediyorsa bunlarla birlikte bütünleyici tedaviler olarak, akupunktur, nöral terapi ve ozon tedavisi uygulayarak bu şikayetlerin azaltılması sağlanabilir."

Kişilerin Covid-19 virüsünü atlatmış olsalar bile kalıcı birçok hasardan kurtulamadıklarına dikkat çeken Gaziantep Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Ayşe Özlem Mete de şu uyarılarda bulunuyor:

“Covid-19 biz sağlıkçılar için zor bir süreçti ancak hastalarla mücadelenin ardından geçen 3-4 aylık zaman dilimi sonrası Covid-19 geçiren hastalarda yaşanan etkilerle de uğraşmaya başladık. Virüsü atlattığına mutlu olamayan, kronik yorgunluk sendromu ile 'kendimi eskisi gibi hissetmiyorum' diyen birçok hastamız oldu. Bunun dışında geçirdiği akciğer hastalığının hasar düzeyinin fazla olmasına bağlı olarak kronik akciğer hastalığıyla hayatına devam etmesi gereken hastalar oldu. Bunun yanı sıra kalp sıkıntısı hiç olmayan hastalarda Covid-19’un kalp tutumuna bağlı hayatını kalp problemleriyle devam ettiren hastalarımız bulunmakta. Kronik kalıcı baş ağrısı çeken hastalarımız da var. Aynı zamanda çok fazla nörolojik hasarla gelen hastalarımız var. Çünkü Covid-19 pıhtılaşma bozukluğunu ve beyin hasarını getirdi bazı hastalarda.”