Sevgili yolcu;

‘’Özdenetim, öz kontrol’’ desem sana… ‘’Sahip olduğum özellik midir?’’ diye kendine sormanı istiyorum. Yolculuğumuzun haritası yola çıkınca çizilmiş oldu böylelikle.

Emin değilsen kendinden eğer, sana kendi üzerinde deneyeceğin bir deney önerisinde bulunmak istiyorum. Böyle deyince de merak uyandırıyor doğrusu değil mi?

Sağlıklı yaşama dair alışkanlıklarında değişim yaratmak istiyorsun; fakat bir türlü paketli gıda, abur cubur, çekirdek, rafine şekerli tatlı yemekten de kendini alıkoyamadığını düşünüyorsun fark edelim. Dikkat ettiysen ‘’düşünüyorsun!’’ dedim. Yani aslında bu konuda belki de öz kontrolünü hiç test etmedin! Sadece yedin. Hunharca yedin… Misal yani.

Ne yapmanı istiyorum sana söyleyeyim. O çok sevdiğin, yemeden duramadığın ve zararlı olduğunu da bildiğin, başucu gıdan yani öyle söyleyeyim; işte o paketli gıdayı, mutfakta veya oturma odanda tam olarak görüş alanına koy. Üç gün … Neyse haydi bir gün… Sadece bir gün! Kendini test et bakalım, sağlayabiliyor musun öz kontrol yoksa sağlayamıyor musun? Yine farzı misal, başardığını düşünelim. Bir günü, iki güne sonra üç güne çıkarmayı dene bakalım.

Şu an ne düşündüğünü ve deneyip denemeyeceğini merak ettim doğrusu.

İşte bu şekilde özdenetim sahibi olan kişiler, hazzını erteleme özelliğine de sahiptir. Böylelikle özdenetim sahibi kişiler; aldıkları kararlar, koydukları hedefler uğrunda istikrar sağlar.

Hazla arana engel koyamadığın durumların örneğini çoğaltabiliriz. Telefonda sınırsız geçirdiğin boşa giden zamanın, sağlıksız yaşamını tehdit eden alışkanlıkların; hareketsiz, spordan uzak yaşamın gibi… Verdiğim deney örneğindeki gibi, hazzınla arana engel koymayı denemediğinde; işte o kısım zamanla tembelleşip belki de nasır tutacaktır. Sonra da ‘’Yapamıyorum. Bırakamıyorum.’’ Şeklinde öğrenilmiş çaresizliğe dönüşecektir.

Yazdıkça aklıma yeni yeni örnekler geliyor. Mesela toksit ilişkilerin, takıntıya dönüşmüş gönül ilişkilerin, hayır diyememen gibi…

Hazzı erteleme konusunda o bağımlılık krizi seni sıkıştıracaktır. Biraz dayanmaya çalıştın diyelim, sonra zihninde iç sesin yankılanır ‘’Şekersiz kahve içmeden duramıyorum. Telefonsuz test çözmeye oturabilecek miyim? Sigara içmezsem sinirimi kontrol edemem!’’ şeklinde iç huzursuzluk hissedersin ve o an zihninde yankılanan o sese inanırsan, tıpkı öyleymiş gibi gelir. Elbette alışkanlığı değiştirmek kolay değildir. Çabaladığın süreçte anlık kriz gelecektir. Bunu anlık çıkan yağmur bulutu gibi düşünebilirsin. Geçecek. O esnada dikkatini değiştirecek sağlıklı bir şey koyabilirsin yerine. Bu konuda her zaman verdiğim öneri hobi oluyor biliyor musun? Var olan hobin veya yoksa hobin edinebilirsin bu süreçte zihnini ve bedenini meşgul edecektir. Sadece sabretmeni istiyorum. Ara ara bu ataklar seni kontrol edecek ve her defasında atak daha kısa sürecek.

Aynı anda birden fazla alışkanlığında hazzı erteleme durumunu bekleme kendinden. Bunu sıraya koyup, aşamalı yol almanı öneriyorum sevgili yolcu. Başardıklarını düşünerek, başarabileceklerini hayal edeceksin. ‘’Ben bu yola ne için çıkmıştım?’’ motivasyonun düştüğünde kendine bunu hatırlat olur mu?

Şu hayatta bir amacın varsa, o uğurda bir sarsıntı yaşasan da yolundan hiçbir güç seni alıkoyamaz! Yeter ki biz yaşam amacın olsun. Yani amaç sadece günü kurtarmak değil, yaşamına sürece entegre olmak diye düşünüyorum.

Amacına yönelik çıktığın yolda diyelim ki bir gün hata yaptığını düşündün. Belirli gün girdiğin sağlıklı yaşam kampında, rafine şeker içerikli paketli gıda yedin bir de üzerine pizza yedin diyelim. Olabilir. Yeter ki ertesi gün kaldığın yerden devam etme dürtü ve güdüsüne sahip ol. Dağılırsın, sonra çok da güzel toparlarsın değil mi? Sağlıksız mı beslendin diyelim. Ertesi gün ona göre egzersizinde kalori açığını yaratırsın ve daha sıvı beslenirsin. Çaresi mümkün sevgili yolcu… Sen yeter ki çareni bil.

Konuştuklarım üzerine düşünecek misin? Hangi hazzın üzerinde bir eylem planı belirleyeceksin?

Bu konuda örneklerin, varsa fikirlerin yorum kısmında paylaşabilirsin. Beni dinlediğin için teşekkür ediyorum. Sağlıcakla kal.

  #demetlemotivasyon