Sevgili yolcu;
Hayatımızda huzurlu olmamızda, mutlu olmamızda etkili bazı durumlar var. En önemlilerinden biri beklentilerimiz… İnsanlardan, olaylardan kısacası hayattan beklentilerimiz. Beklentilerimizi sınırlayamıyorsak, söz konusu dengesizlik bizim zihnimizi meşgul edip yorabiliyor; hayal kırıklığı yaşatabiliyor.
Hep okursun, duyarsın… ‘’Beklentilerinden kurtul hafifle, beklentilerini sıfıra indir hayal kırıklığından kurtul, beklentiye girmezsen huzurlu olursun… ‘’ Söz ile ifade ederken veya teoride bu varsayımlar doğru olabilir; fakat beklenti içinde olmamak gibi bir durum mümkün değil maalesef. Çünkü ailenden beklersin, çevrenden beklersin… Arkadaşından, işinden, evladından beklersin… Bunları tamamen yok etmek mümkün olmasada; kişinin kendisini yıpratmayacak bir sınır koyabilmesi mümkün olur.
Fazla beklenti içinde olan kişi o derecede hayal kırıklığı yaşar. Neden mi? Çok ilgi gösteriyor, çok seviyor, maddi manevi açıdan, duygusal açıdan; karşısındaki istemeden tüm bu saydıklarımı zirvede tutuyor. Sonra aynısını bekliyor. Ben yaptım hadi sıra sende gibisinden karşısındakine sıra veriyor ve karşısındakinin bu durumdan haberi bile yok… Farkında değil… O zannediyor ki, karşımdaki insan bana iyilik yapıyor, hediye alır gibi…
Herkesin karakter yapısı farklı, herkesin ortaya koyabileceği farklı. Bu bir sorun değil aslında… Düşününce genel olarak her ilişkide böyledir, bir taraf bir tık fazla ilgilidir, bir iş yerinde bir kişi bir tık daha özverilidir, aile içinde de bu böyledir…
Beklentisi yüksek olan bazı kişiler, hayatlarına dahil ettikleri insanları, durumları mükemmel gibi görürler. Birisiyle tanışıyor mesela diyor ki hayatımda tanıştığım en iyi yönetici, hayatımda tanıdığım en iyi kadın, en iyi erkek, en iyi dost… Hayatına aldığın mükemmel kadın, mükemmel yönetici, mükemmel arkadaş her kimse, doğal olarak senin öngörün gibi çok da mükemmel değil aslında. Ve bir süre sonra yaşantıda aksamalar çıktığında, karşıdaki mükemmel kişi; ona çizilen imaja uygun davranmadığında sen üzülüyorsun ve diyorsun ki ‘’Yine ben üzüldüm… Yine yanıldım… Yine aynı son… Hep beni buluyor… Neden hep benim başıma geliyor… Şu hayatta güzel olan ne buldu ki zaten beni…’’ diye kendi kendini suçluyorsun, üzülüyorsun.
Aslında en temele dönersek burada yanlış olan şey zaten senin başta birilerini mükemmel noktasına koymandı. Eğer insanları mükemmel görmezsen; onları kusurlu, hatalı, hata yapabilir kabul edersen beklentin de biraz azalıyor.
Birde şu örneği var. Birisiyle tanışıyorsun. Güzel sohbet ediyorsun, aynı dili konuştuğunu düşünüyorsun, güzel muhabbet ediyor çok iyi dost olacak diyorsun ve çok artı puan vererek başlamış oluyorsun. Yarın birgün o kişi seni hayal kırıklığına uğrattığı zaman sen insanlara güvenini kaybediyorsun ve beklentilerin seni çok üzmüş oluyor. Hatta yaşadığın bu hayal kırıklığından karşındaki kişinin haberi bile olmuyor…
Her zaman kendini düşünmen, kendine bir şeyler ayırman gerekir. Kendini görmez es geçersen, tek beklentin dışarıdan olur. Beklentisi yüksek insan, kendisini ihmal edebiliyor. Bütün yatırımlarını etrafındaki insanlara yapabiliyor. Bir insanı hayatının çok merkezine alırsan, hayal kırıklığına uğraman yüksek olur. Beklentilerin o taraftan çok fazla olur. Seni besleyecek başka ortamların, kaynakların, arkadaşların da olacak tek bir kişi değil. Aynı şekilde bu karşı taraf için de geçerli. Aksi takdirde bu karşı tarafa da yapılmış bir haksızlık olur.
Sevgili yolcu,
Lütfen kendine iyi davran. Seni en iyi, sen düşünebilirsin. Bir yola mı çıktın, ek tohumunu yürü… Onun başında bekleme… Üzerinde çok düşünme, zamana bırak. Böylelikle zihnin yorulmaz, hayal kırıklığı yaşamazsın. Her şey senin yazdığın senaryodaki gibi ilerleyip son bulmaz. Bırak bazen de sürprizler sunsun hayat sana.
Beklentini sıfıra indirmen mümkün değil ama minimalize edebilmeni; hayatına mutlu, huzurlu bir şekilde devam edebilmeni diliyorum.
Beni dinlediğin için teşekkür ediyorum. Faydalanmasını istediğin kişilerle yazımı paylaşarak; sen de insanların hayatına dokunabilirsin.
Sağlıcakla, huzurla, anda kalın. Sevgilerimle.
#demetlemotivasyon
