Yarın Kurban Bayramı.

Her yıl olduğu gibi bu bayram öncesinde ülke içinde, hatta ülke dışına doğru yoğun bir göç yaşandı, yaşanıyor.

İstanbul’dan Anadolu’ya ziyaretler o kadar arttı ki yollar tıkandı.

Bayramda insanların kendi ailelerinin, akrabalarının yanına, köylerine gitmeleri, akrabaları ile hasret gidermeleri, kaynaşmaları çok güzel.

Bayramı tatil olarak görmek, tatil bölgelerine akın etmek bayramın ruhuna terstir.

Her zaman olduğu gibi yine anormallikler eksik değildi.

Bayram sebebiyle yoğun trafik kontrolleri yapılıyordu ki doğrusu da budur.

Ancak trafik kontrollerinin trafiği aksatacak, hatta kazalara sebep olacak şekilde yapılması anlaşılır bir durum değildir.

İki şeritli yolda gediyorsunuz, yollar karanlık, zaten çoğu yerde aydınlanma yok. Bir anda hiçbir uyarı olmadın şerit teke düşürülüyor. Bakıyorsunuz, aniden önünüzdeki yol bitmiş, dikkatsizce şerit değiştirseniz veya aniden duramazsanız kazaya davetiye çıkarıyorsunuz.

200-300 metre geriden şeridin teke düşeceği yönünde uyarı levhası koymak çok mu zor ya da çok mu pahalı!

Polisin veya jandarmanın bu kadar basit tedbiri almaması, hele bayram arifesinde denetim yapmak isterken trafiği sıkıştırmaları ve kazalara sebep olacak şekilde hareket etmeleri akıl işi değildir.

Ve diğer bir husus.

Şehirlerarası yollar, bayram öncesi ve sonrası ile yaz aylarında, özellikle okulların açılış kapanış döneminde çok yoğun oluyor.

Çok merak ediyorum, yol bakım çalışmalarını illa bu dönemlere denk getirmek Allah’ın emri mi?

Ne kadar çalışıyoruz, millet görsün mantığıyla mı yapılıyor yoksa vatandaşa verilen değer bu mu?

Son bir soru.

Ülkemizdeki Suriyeliler bayram sebebiyle her yıl olduğu gibi akın akın ülkelerine gitti. O kadar ki bazı kapılarda aşırı yoğunluk yaşandı.

Salgın tedbirlerinin Suriyeliler için geçerli olmadığını biliyoruz.

Hâlâ Suriyelilerin iç savaş sebebiyle ülkemizde bulunduklarını, ensar-muhacir hikayesine inanan kaldı mı?

Zulümlerin yaşanmadığı, hak ve adaletin hakim kılındığı, insanlığın kurban edilmediği, kurbanların gösteriş değil de sadece Allah rızası için kesildiği bayram gibi nice bayramlar geçirmeniz duasıyla…

Bayramınız mübarek olsun.

*****

Yol hipnozu


Yol hipnozu, çoğu sürücünün bilmediği ve farkında olmadığı fiziksel durumdur.

Yola çıkıldıktan 2,5 saat sonra yol hipnozu başlar.

Hipnoz olan sürücünün gözleri açıktır, ancak gözün gördüğünü beyin kaydetmez, analiz etmez.

Yol kenarında duran araca veya önde giden TIR’a arkadan çarpma kazalarının bir numara sebebi yol hipnozudur.

Yol hipnozu olan sürücü, çarpma anına kadar son 15 dakika hiçbir şey hatırlamaz.

Kaç kilometre hızla gittiğini, önündeki aracın hızını analiz edemez. Genellikle çarpışma 140 kilometre ve üzeridir.

Yol hipnozundan kurtulmak için 2 veya 2,5 saatte bir 15 ya da 30 dakika durmak, hava almak, yürümek, çay kahve içmek gerekir.

Yol hipnozu uzun yolda, 4. saatten itibaren zirve yapar. Film tamamen kopmuş olur.

Yolda giderken belli yer ve araçları not edip hatırlama yapmak gerekir.

Son 15 dakika hiçbir şey hatırlamıyorsan, kendini ve yolcuları ölüme götürüyorsun demektir.

Yol hipnozu gece daha çok olur ve yolcular da uyuyor ise durum çok vahimdir.

Sürücü her 2,5 saatte durmalı, dinlenmeli… 5-6 dakika yürümeli ve zihni sürekli açık olmalıdır.

Gözler açık fakat zihin kapalı ise, kaza kaçınılmazdır...

Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz’dan alıntıdır)

*****

TEBESSÜM

Şirket

Amerikalı köklü bir taşıma şirketinin yetkilisi Türkiye’ye taşımacılık alanında yatırım için araştırma yapmaya geliyor. Gerekli incelemeleri yaptıktan sonra şöyle bir rapor sunuyor:

Türkiye’de yapmış olduğum araştırmada çok büyük bir firma buldum. Bir türlü yetkileriyle görüşemedim. Neredeyse bütün kamyonlarda o firmanın yazısı yazıyordu. Hemen bu firmayla irtibata geçmeliyiz.

Kamyonlardaki yazıda şudur: MAŞAALLAH.

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Hırsızlar çalarken değil, paylaşırken kavga eder.

Darwin