Dün 10 Kasım’dı… Yas günümüz…

Aslında her gün yas tutmamız gerekiyor…

Sadece Atatürk için değil, yaşadığımız dram ve trajediler için de…

Atatürk, sadece Milli Kurtuluş Savaşını kazanmakla kalmadı, ömrünün sonuna kadar tam bağımsızlık için onurlu dik duruşunu korudu…

Sadece Türkiye değil, gözünü Türk dünyasından da ayırmadı…

Hasta yatağında bile Hatay’ın Türkiye’ye katılması için mücadele etti. Atatürk göremedi ama Hatay’da nihai zafere ulaşıldı.

Atatürk ile ilgili o kadar çok şey yazıldı söylendi ki, yeni bir şey söyleyeceğim deseniz de tekrara düşüleceği kesindir…

Daha iyi anlaşılması için Atatürk dönemi ile günümüz arasındaki farka dikkat etmek gerekir.

Kerkük, çoğu insan Türkiye’nin bir vilayeti gibi bilir…

Türkülerimiz, ninnilerimiz, hoyratlarımız, kültürümüz neredeyse her şeyimiz aynı…

Bayrağımız bile neredeyse aynı… Bizim ay yıldızlı al bayrak, Kerkük’ün ay yıldızlı mavi bayrak…

Tabiri caizse bizim Kerkük yanıyor…

Irak Başbakanı ile Irak’ın kuzeyinde bölücü terör örgütü PKK’nın hamiliğini yapan Mesut Barzani anlaştı.

25 Kasım 2021 tarihinde Irak merkezi hükümet birlikleri ile kendilerine Peşmerge ismini takan Mesut Barzani’nin adamları, Kerkük’e birlikte girecek…

Daha sonra Kerkük’ün asayişi Mesut Barzani’nin adamlarına devredilecek.

Başka bir deyişle Peşmergeler, yani Mesut Barzani’nin adamları güya Kerkük’ü koruyacak.

Kuzuyu kurda teslim etmek, emin olun daha güvenli olur…

Binlerce yıl Türk yurdu olan Kerkük, elbirliğiyle bölücü terör örgütü PKK ve uzantılarına teslim ediliyor…

Irak merkezi yönetiminin kimin kuklası olduğunu biliyoruz. Mesut Barzani’nin nasıl bir hain olduğunu anlatmaya gerek yok…

Ülkemizde maalesef basında bile haber olamıyor…

Birkaç vatansever çırpınıyor ama seslerini duyuramıyor…

Türkiye nerede peki? Nasıl bir tepki verdi, dünyayı ayağa kaldırdı mı?

Bilen var mı, duyan var mı?

Aman koltuğumuzu kaybetmeyelim, Kerkük’ten bize ne mi deniliyor?

Milliyetçiliği kendi tekelinde görenler, milliyetçiği kimselere bırakmayanlar yaşıyor mu, seslerini duydunuz mu?

Atatürk yaşasaydı böyle mi olurdu? Birileri ellerini kollarını sallayarak Kerkük’e girebilir miydi?

Kerkük elden gidiyor duyan var mı?

*****

Vuruşa vuruşa ölürüz!

General Pershing’in kurmay başkanı olan General Harbord, milli mücadele sırasında Sivas’ta Mustafa Kemal ile görüşürken der ki:

- Türk tarihini okudum. Milletiniz büyük komutanlar yetiştirmiş, büyük ordular hazırlamıştır. Bunları yapan bir millet elbette büyük medeniyet sahibi olmalıdır. Takdir ederim. Ama, bugünkü duruma bakalım. Başta Alman müttefikinizle birlikte dört yıl harp ettiniz, yenildiniz. Dördünüz bir arada yapamadığınız şeyi, bu durumda tek başınıza yapmayı nasıl düşünebiliyorsunuz? Fertlerin intihar ettikleri zaman zaman görülür. Bir milletin intihar ettiğini mi göreceğiz?

Mustafa Kemal generale şu cevabı verdi:

- Teşekkür ederim, tarihimizi okumuş, bizi öğrenmişsiniz. Fakat, şunu bilmenizi isterdim ki; biz emperyalist pençesine düşen bir kuş gibi yavaş yavaş aşağılık bir ölüme mahkûm olmaktansa, babalarımızın oğulları olarak vuruşa vuruşa ölmeyi tercih ediyoruz.

General ve arkadaşları sessizce ayağa kalktılar:

- Biz de olsak böyle yapardık!

*****             

TEBESSÜM

Elçi

Mussolini’nin Akdeniz illerimize göz diktiği sıralardaydı. İtalyan elçisi, Atatürk’e Mussolini’nin haddi aşan bazı isteklerini söylemişti.

Atatürk bu sözleri bir süre dinledikten sonra “Birkaç dakika sonra konuşalım” diyerek başka odaya geçti.

Döndüğü zaman asker elbisesi üzerindeydi. Elçiye dönerek konuştu:

- Şimdi istediğiniz gibi konuşabiliriz sayın elçi.

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Atatürk, yüzyılımızda, “olmayacak hiçbir şey yoktur” şeklindeki tarihi gerçeği ispatlayan ilk adam olmuştur.

Esti Ujsag- Macaristan