Koronavirüs (covid-19)’a karşı şu anda en büyük silahın aşılanma olduğunu daha önceki yazılarımızda vurgulamıştık. Aşılanmada hız yapan ülkelerde vaka ve ölüm sayıları düştü. Hayat normale döndü. Aşılanmada geç kalan ülkelerde vaka ve ölüm sayıları artıyor. Aşı karşıtları artık bu gerçeği görmeldir.

Romanya, aşı karşıtları nedeniyle koronavirüsten kurtulamadı. Aşağıda okuyacağınız haber bu açıdan önemsenmelidir.

Romanya'da koronavirüse bağlı ölüm oranları son zamanların zirvesine çıktı. Ülke adeta kırılıyor. Ülkenin nüfusuna göre ölüm oranı ABD'nin 7, Almanya'nın neredeyse 17 katından daha fazla. Uzmanlar, özellikle son dalganın çok ağır bir şekilde yaşandığını ve en az savaş koşulları kadar zor olduğunu söylüyor. Yerel kiliseler 'Televizyonda gördüklerinize inanmayın' aşı karşıtlığını körüklüyor.

Son zamanlarda Romanya’da artan Covid-19 vakaları neredeyse önlenemez bir hal aldı. Kilisenin aşı karşıtı yorumları hükümetin aşı politikasını etkiledi. Doktorlar aşı karşıtlarıyla mücadele ederken, genel nüfusa oranla Romanya, Covid-19 ölümlerinin en yüksek olduğu ülkelerden biri haline geldi. Amerikan Associated Press (AP ajansı, başkent Bükreş'teki üniversite hastanesinin koridorlarında bekletilen cesetlerin fotoğraflarını dünyaya geçti.

New York Times'ın haberine göre, Romanya'nın son zamanların en yüksek vaka ve ölü sayısının görüldüğü ülke olmasının altında aşı karşıtı söylemler var. Aşılanmaya karşı yerel kiliselerin yorumları halkı oldukça etkiliyor. Geçtiğimiz günlerde, Romanya'nın güneyindeki bir Ortodoks Kilisesi piskoposu, cemaatine yaptığı konuşmasında, "Televizyonda gördüklerinize kanmayın ve Covid-19'dan korkmayın" dedi.

Halkı aşıya karşı manipüle eden bu açıklamaya elbette başka açıklamalar da eklendi. Giurgiu Piskoposu Ambrose de cemaatine "Aşı olmak için acele etmeyin" diye seslendi. Aşı karşıtı söylemlerde bulunan Piskoposa polis tarafından cezai soruşturma başlatıldı.

Bals Ulusal Enstitüsü'nde çalışan Dr. Anca Streinu-Cercel, durumu zorlaştıran şeyin dalgalanma olduğunu ve vakaların artmasının tek sebebinin, düşük aşılama oranından kaynaklandığını söylüyor. Dünyada hali hazırda var olan aşı tereddüdü, zaten aşılanma oranlarının az olduğu Romanya'yı olumsuz anlamda etkiledi.


Romanya'nın yanı sıra Bulgaristan ve Letonya'da da görülen aşı karşıtlığı akıllara bu üç ülkenin ortak bir özelliğini getirdi. Uzmanlar, aşıya karşı direncin ülkelerin komünist geçmişlerinden kaynaklandığını düşünüyor.

Romanya'nın aşı çalışmalarına liderlik eden Albay Valeriu Ghorghita, "Aşı ile ilgili sahte haberlerin, nüfusumuz üzerinde ve genel olarak Doğu Avrupa'da büyük bir etkisi var. Doğu Avrupa'da hepimizin ortak noktası, komünizmle ilgili siyasi tarihimiz" diyor.

Albay Ghorghita, Romanya'nın diktatörlükle yönetildiği zamanlarda kimsenin komşularına, yetkililere ve birbirlerine güvenmediğini hatırlatıyor. Yetkiliye göre, söz konusu hafıza, halkın yetkililerin ve doktorların söylediklerinden şüphe duymasına neden oluyor.

Romanya, ilk günden itibaren aşılama çalışmalarını ülkenin en saygın kurumu olan ordunun denetimine verdi. Ordudan sonra ise ikinci en güvenilir kurum olan Bükreş'teki Ortodoks Kilisesi'nden Patrik Daniel'in, insanları kendi kararlarını vermeleri ve doktorları dinlemeleri konusunda teşvik etmesini istedi.

Tüm bunlara rağmen Albay Ghorghita, aşı karşıtlığının etkisi karşısında şoke olduğunu ve şaşkına döndüğünü söylüyor. Romanya'daki aşı karşıtları aşıların koronavirüsü durdurmada doğru bir yol olmadığına inanıyor. Üstelik ölümlerin yüzde 90'ından fazlasının aşısız insanlar olmasına rağmen, halk bu konuda oldukça inatçı.

Romanya'da sağlık merkezlerinde insanları 'gerçeğe döndürmek' için hastanelerdeki ağır hastaların fotoğrafları, devasa panolarda sergileniyor. Hastaların ve virüsün ciddiyetini anlatmak için "Boğuluyorlar, pişmanlar" şeklinde bir slogan kullanılıyor.

Dr. Streinu-Cercel, insanlara, onları korkutarak ulaşmaya çalışmaktan rahatsız olduğunu, aslında korkudan değil, bilimden söz etmek gerektiğini söyledi ancak genel nüfusun dikkatini çeken tek şeyin korku olduğuna, ülke genelinde herkese ve her şeye duyulan güvensizliğin çok derin olduğunu vurguladı.

Romanya'daki aşı karşıtlığının temelinde ise koronavirüsün ilk günlerinden itibaren sosyal medyada hızlı bir şekilde yayılan komplo teorileri yatıyor.

Pandemi uzadıkça sanal ortamda artan gerginlik, Romanya'nın Parlamento üst meclisinin seçilmiş bir üyesi olan Diana Sosoaca tarafından siyasi bir boyut kazandırıldı. Böylece, işler iyice kontrol edilemez bir hal aldı.

Parlamento üyesi Sosoaca'nın ülkenin kuzeyinde bir aşı merkezinin açılmasını engelleyen ve pandemiyi 'yüzyılın en büyük yalanı' olarak kınayan bir protestoya öncülük etmesi, ardından Bükreş'te maske karşıtı mitingler düzenlenmesi de aşı karşıtlarının elini güçlendiren bir argüman olarak kaldı.

Romanya'da artan aşı karşıtlığı ve ölümle sonuçlanan vakalardan sonra artık birçok kamu binasına girmek için aşı sertifikası gibi yeni kurallar devreye sokuldu. Alınan kısıtlama kararının bir süre daha ciddiyetini koruyacağı tahmin ediliyor.

Özetleyelim:

Söylenecek başka söz var mı?