Yaşadığımızı fark ettiğimizi andan itibaren geldiğimiz yerde durup düşündüğümüzde;  anlamadığımız, yanlış anladığımız ve eksik yaptıklarımızın tek tek farkına varıyoruz. Geçmişime dönüp baktığımda her insan gibi anlamadığım, yanlış anladığım veya geç kaldığım örneklerle karşılaşıyorum. Karşılaşmak yetmiyor, biraz cesarete de sahip olmak gerekiyor yüzleşmek için.

Anlamak için insanının gelişmesi gerekiyor; aklının büyümesi, gözlerinin görmeye başlaması, ruhunun incelmesi. Ruhumuz incelmeden karşımıza çıkan ne varsa sıradan geliyor bizlere.

Yirmili yaşlarda, size aşık olduğunu anlamadığınız o yeşil gözlü kızın otuz yıl sonra karşılaştığınızda bir bakışını yakalayıp yıllar önce de size böyle baktığı geliyor aklınıza ve ne yazık ki anlamak ya da fark etmek için otuz yıl geçmesi gerekiyor. Ruhunuza döndüğünüzde yıllar öncesinden kalmış izler buluyorsunuz. Bir şehirden ayrılıp başka bir şehre giderken yaptığınız otobüs yolculuğunu yeniden ve yeniden yaşıyorsunuz ıskaladığınız aklınıza gelince. Galiba ayrılık biten bir şey değil; aşk bitiyor ayrılık kalıyor.

Gençtiniz, hoyratça harcıyordunuz sahip olduğunuz insanları, sahip olduğunuz anları. Kim bilir belki de korkuyordunuz. Hiçbir yeşil göz delemiyordu içinizin karanlığını.

Ertelediğimiz ne varsa zamanın bir yerinde bizlerden intikam alacak biliyorum. Söylemediğimiz hiçbir sözcük inanmayacak artık bize. Bilin isterim; sözcükler asla unutmaz. Yarım yamalak gülümsemelerimiz mutlaka tedirgin edecek karşımızda kim varsa. İnsan hep kendini erteler, insan erteledikçe yaralar yakınında olan kim varsa.

Belki de bir gün hepimiz geçmişimize minnet duyarak teşekkür edeceğiz ki umarım öyle olur. Bazen hayatınıza biri girer ve yaşamaya yeniden başladığınızı hissedersiniz. Yeniden başlamıştır her şey. Sanki bir anda farklı bir boyuta geçmek gibi. Ve dersiniz ki; yaşamımdan bir tek acıyı bile çıkarmış olsaydım belki sana rastlamazdım, anlamazdım, yanlış anlardım, geç kalırdım, ertelerdim. Seni bana getiren her acıma, seni bana getiren her mutluluğuma teşekkür ederim.

Yaptıklarınız kadar yapmadıklarınız da etkilidir hayatınızda. Ertelediğiniz bir çalışma iş yaşamınızı baştan sona değiştirebilir. Söylediğiniz, söylemediğiniz cümleler aynı oranda etkilidir unutmayın.

Sevdiğinizi ve sevmediğinizi söylemek  cesaret ister. İkisini de ertelemek kesinlikle mutsuzluk demektir.

Uzun bir mücadelenin içinde adım adım değişip gelişerek devam ediyor yolculuğumuz. Her insan nedenini bekler ya belki sizin nedeniniz karşınıza çıkmadı, belki de siz erteliyorsunuz, görmezden geliyorsunuz. Buna benzer birçok sorunun cevabını çok sonraları verebileceksiniz kendinize. Ertelediklerinizin yarattığı yıkımı göreceksiniz.

Öğrenmeniz gerekiyor. Yetmiyor el yordamıyla bulduğumuz gerçekler; yaşatarak öğretiyor hayat.

Ertelediklerimizi şimdi yapmak mümkün değil.

Düzeltilmiyor görmezden geldiklerimiz.

Sonradan anladığımız ne varsa ince bir sızı olarak kalıyor içimizde.

Her şey akıyor, zaman akıyor, ırmaklar akıyor, hayat akıyor. Sızı akmıyor. En çok kanayan, en çok acıyan yerine yerleşiyor insanda. Bunca akışın içinde yalnızca insan tökezliyor arada. Başı okşanmadan büyüyen çocuklar seksen yaşında da çocuk kalıyor. Hiç büyüyemiyor.

Gördüm ve şahidi oldum bunun.

Anlamak ince bir sızı olarak kalıyor gönlümüzün bir köşesinde.