Zarar görmemiş, vurulmamış ve yenilmemiş anlamına gelir. Diğer bir adıyla kalp çakrası…

Kalp çakrası, dördüncü çakramızdır. Sembolü 12 taç yapraklı lotus çiçeğidir. Rengi yeşildir. Göğüs merkezinde yer alır ve elementi havadır. Mantrası “yam” dır. Koşulsuz sevginin, merhametin ve güzelliğin merkezidir. Tüm çakraları birbirine bağlar. Bağışıklık sistemimizin merkeziyle de bağlantılı olduğuna inanılır. Solunum hastalıkları ve akciğer sorunları bu çakranın sağlıklı çalışmadığına işaret eder.

Önceki yazılarımda kabul etme, acıyı ve hazzı kabullenebilmenin faydalarından bahsetmiştim. Kabul ve tahammül adeta bu çakranın sistemidir. Duygusal bedenimizle bağlantılı olan kalp çakrası, sevgi alıp verme yeteneğimizin merkezidir.

Bizi etkileyen fiziksel, ruhsal olaylar, aşırı duygusal durumlar, değişimler kalp çakramızı olumsuz etkileyebilir ve bu çakrada blokaja sebep olabilir. Eğer kalp çakramız dengesiz ise aşırı savunmacı ve hassas davranabilir, öfke duyabilir, kıskançlık, sosyallikten kaçma, kalp ağrısı, affetmekte zorluk çekme, takıntı yapma, kurban psikolojisine girme, hayır diyememe, depresiflik, aşırı beklentiye girme gibi problemler yaşayabiliriz.

Derler ki, varoluşu kalp merkezimiz aracılığıyla algıladığımızda korku olmaz ve maddesel düzlemdeki hiçbir şey bizi yaralayamaz. Çünkü kalp dönüştürücüdür.

Dengeli bir kalp çakrasına sahip olan kişiler, merhamet ve koşulsuz sevgiyi tanır ve hatta sahiptirler. Duygularından kaçmaz, davranışlarıyla dışarıya yansıtmaktan çekinmezler. Hoşgörü duyguları gelişmiştir. Dünyayı ve hayatın içindeki güzellikleri deneyimlemeyi severler.  Olayları kendi özleriyle gördükleri için tatmindirler. Sevmeyi severler.

Kalp çakrasını açmak ve dengelemek için günümüzde birçok farklı ekol, binlerce kalp çakrası meditasyonu tekniği var. Ama içlerinden biri var ki… Tibetli bir Tantra ustasının en güzel mirası...Atishanın kalp çakrası meditasyonu…

Atishanın Kalp Meditasyonu

Sessiz bir ortamda rahatça otur.

İlk olarak bedenine ve nefesine odaklan, farkındalığı sağla.

Farkındalığın kalp çakrana, göğsüne girmesi için çalış. Tamamen kalp çakrana odaklan. Aldığın her nefesi kalbine gönder.(imgele)

Kendi acılarından başla. Seni kedere boğan düşünceler bırak bir bir aklına gelsin. Acıyı, yaralarını göğsüne çek. Kalbine kat. Kabullen. Kalbinde dönüşmelerine izin ver. Nefesinle dönüştürdüğünü düşün.

Nefeslerini verirken tüm neşeyi, mutluluğu dışarı ver.

Sonrasında dünyadaki tüm varlıkları düşün. Geleceği, geçmişi ve bugün etrafında olup biteni düşün. Tüm sıkıntıları göğsüne çektiğini düşün. Herkesin acılarını kabullen. Kalbinde dönüştür. Mutluluk olarak nefesinle birlikte dışarı verdiğini düşle.

Son olarak, geri dönüşe başla.

Dikkatini kendinden, diğer insanlardan ve dünyadan uzaklaştır.

Uzan ve gözlerini kapat. Kalmak istediğin kadar kal.

Bu meditasyonu 21 gün boyunca sessiz ve rahat hissettiğiniz bir ortamda yapmanızı öneririm. Günde minimum 30 hatta 60 dakika çalışmak en sağlıklı olanıdır. 15 dakikalık nefes ve farkındalıktan sonra her aşamada 15 dakika kalmalısınız. Dilerseniz meditasyon esnasında odaklanmanıza yardımcı olması için avuçlarınıza gül yağı sürebilir veya gül tütsüsü kullanabilirsiniz.

Bu meditasyon alışılmış metotların aksine tüm acıyı içimize çekmeyi, imgelemeyi öğütler. Tantrik meditasyonların özüdür. Alışılmış yaklaşımın ve doğal eğilimin uzak durma, empati yapma ve sempati duyma olduğunu fakat aslında aksini yapıp varolan tüm acıları meditasyonun bir parçası haline getirmeyi öğrenmenin dönüştürücü gücüne inanır. Kabullenmeyi ve kalbin dönüştürücü güç olmasını temel alır. Kalbin ve nefesin sayesinde tüm acıyı neşeye dönüştürebileceğini tecrübe ettiğinde mucizelerin başlayacağını anlatır…

“Nefes aldığında, dünyadaki tüm varlıkların keder ve acılarını, geçmişi, bugünü ve geleceği içine çek. Ve nefes verdiğinde, sahip olduğun tüm sevinci, mutluluğu, tüm kutsallığı dışarı bırak. Nefes ver, kendini varoluşa boşalt. Bu merhamet yöntemidir ve dünyanın en çok ihtiyacı olan şeydir.”

Atisha

Son olarak sevgili okuyucularım, işe önce kendinizden başlamalısınız.

Çünkü sadece sahip olduğunuz şeyi paylaşabilirsiniz, sahip olmadığınız şeyi paylaşamazsınız…