Onları hepimiz Filenin Sultanları olarak biliyoruz.

İlk etapta hepimizin kulağına hoş geldi bu isim ancak…

Artık yetersiz kalıyor…

Sadece filenin sultanı değil, onlar Türk Milletinin Sultanları…

Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımından bahsediyorum.

Başarılarına bir yenisini daha eklediler ve 2021 Avrupa Şampiyonasında yarı finale kaldılar.

7’de 7 yaparak rekorla yarı finale yükselen Filenin Sultanları, en güçlü rakiplerine karşı 7 maçta sadece iki set verdi.

2015 Avrupa Şampiyonasında dördüncü, 2017’de üçüncü, 2019’da ikinci olan Altın Kızlar, şimdi şampiyonluğa koşuyor.

Hiçbir başarı tesadüf değildir.

Disiplinli çalışma, azim, kararlılık ve inançla buluşunca; üstüne takım arkadaşlığı ve dayanışma ruhu eklenince başarı peşinden geldi.

Erkanları başında maçı seyredenler görmüştür…

Her sayı alışımızda birbirlerine sevgiyle sarıldılar; hata yaptıklarında, sayı kaybettiklerinde de dayanışma içinde birbirlerine destek oldular.

Sahada olanlar sonuna kadar mücadele etti, yedek oynayanı da yerinde oturamadı, başarı için kalpleri birlikte attı.

Ne prim, ödül kavgası yaptılar, ne de birbirlerinin arkasından kuyu kazdılar…

Aslında oynanan spordur, kazanırsınız da kaybedersiniz de…

Ama Filenin Sultanları, spordan öte bize ders verdi…

Onurlu ve azimli mücadelenin nasıl olacağını hepimize gösterdiler.

Dayanışma ve birlikte hareket etmenin başarı getireceğini örnekleriyle anlattılar.

Spor denince akıllarına sadece futbol gelenlere, futbol dışında başka spor konuşmayanlara biz de varız dediler…

Milyonlarca doları cebine indirip, topa vurmak yerine arkadaşına kafa atanlara, bırakın dünyanın neresinde olduğunu adını bile bilmediğimiz ülkelerden milyonlarca dolar ödeyerek topçu getirenlere, Ay-yıldızlı formayı devşirmelere giydirenlere de ders verdiler.

En önemlisi de kadını yok sayanlara, kılık kıyafeti üzerinden eleştirenlere, kendi gençlerimize değer vermeyenlere tokat gibi cevap verdiler…

Türk gençlerine imkan ve fırsat verilince neler yapabileceğini gösterdiler…

Hâlâ anlamayan varsa 3 Eylül Cuma günü Filenin Sultanlarını yarı final maçında seyretsin.

Anlamak istemeyenler en azından susup otursun…

*****

Bir ihtimal daha var

O güzel başını göğsüme yasla, Göze mi geldik, Ellere uzaktan bak, Bir ihtimal daha var, Güzel bir göz attı beni derin sevdaya, Yine bu yıl ada sensiz, Girdim yârin bahçesine, Yaşlı gözlerimi kuruttum bu gece, Unutmak kabil mi seni ah ne mümkün gibi muhteşem bestelerin ustası Osman Nihat AKIN (1905-1959) zamanında PTT müfettişliği yapmıştır.

Bir gün bir şubeye teftişe gider…

Teftiş sonunda evrak üzerinde alınan netice ile kasa içindeki para birbirini tutmaz. 25 lira eksiktir.

Osman Nihat Bey müdüre, şubenin yan tarafındaki mal müdürlüğüne gitmesini, nihai sayımın onun tarafından yapılmasını ister. Mal müdürü gelir, sayım yapılır ve para tamam çıkar. Teftiş de olumlu biter.

Aradan birkaç ay geçer. Teftiş odasında iken, bir mektup gelir. Mektubu gönderen teftişe gittiği şube müdürüdür.

Mektubu hem okur, hem ağlar. Merakla oradakiler sorunca anlatır. Mektupta şöyle diyordur:

“Beni mal müdürünü çağırmaya gönderdiğinizde 25 lirayı siz cebinizden tamamladınız, haliyle kasa tamam çıktı. Evet, parayı ben almıştım.

Hanımım çok hasta idi, ilaç ve doktor parası yapıp sonra iade edecektim. Siz aniden gelmiş oldunuz. Yerine koyamadım. Sizin ince ve hassas kalbiniz durumu anladı ki; bana mesele yaşatmadınız. Bu yüzden size minnettarım.”

Herkes duygulanır ve üstadı hararetle tebrik eder…

Daha sonra içlerinden biri üstadı ispiyonlamış, vazifeyi suiistimal etti ve yolsuzluğa çanak tuttu diye. Üstadın karakteri herkesçe bilindiğinden, bir şey yapılmamış.

Ama bu durum üstada çok koymuş, o da tutmuş “Bir ihtimal daha var… O da ölmek mi dersin” isimli unutulmaz eserini bestelemiş…

Bu olay sonrası da müfettişliği bırakmış Osman Nihat Akın.

(Fazıl Köksal Beyden alıntıdır)

*****                 

TEBESSÜM

Pizzacı

Fabrikanın patronu, müdürü de yanına alarak ani bir baskınla personeli kontrole çıkar. Fabrikada dolaşırken tembel tembel oturan bir genç görür ve çok sinirlenir:

- Haftalığın ne kadar senin?

- 300 dolar efendim.

Patron cüzdanını çıkarır ve gence 300 doları uzatır:

- İşte haftalığın, şimdi git bir daha gelme!

Genç 300 doları alır ve oradan gider.

Patron, müdüre dönerek:

- Bu genç ne kadar zamandır burada çalışıyordu?

- O genç burada çalışmıyor efendim, pizza siparişimizi getirmişti.

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Fenalıkların ilki ve en büyüğü, haksızlıkların cezasız kalmasıdır.

Eflatun