Günler o kadar hızlı akıp geçiyor ki zamanımızda …
Göz açıp kapayıncaya kadar bir yıl bitiyor ve yenisi başlıyor…
Kutsal Ramazan ayı da elveda demekte… Yerini bayram günlerine bırakarak…
Ancak ne hikmetse, giderek kutsallarımıza verilen değerlerin iğdiş edildiğini izlemek, üzmekte beni…
Henüz ergenlik yaşlarındayken, hocalarımız Recep, Şaban ve Ramazan aylarına karşı saygılı olmayı öğretmişlerdi bize…
Sohbetlerinden feyz aldığım pirim üstadım şunları kazımıştı beyin hücrelerime:
“Bu üç aylarda çokca tövbe ediniz, hamd ediniz. Üç aylar Cenab-ı Allah’ın aylarıdır, hürmet ediniz. Müskiratı, küfürü, haram’ı, yalanı, talanı, iftirayı, adaletsizliği, sahtekarlığı terk ediniz. Her şeyi mübah ve helal yapmaya çalışınız.
Düşününüz ki Cenab-ı Allah bu üç ayda en küçük mahlukatına bile mümkün olduğu kadar halel gelmesin diye felaketlerini kısar”…
Bu öğretilere göre:
Bu aylarda, insanların birbirine daha hoş görülü, daha bir sevecen olmaları…
Gerek ailevi, gerek toplumsal küslükleri terk etmeleri…
Ticarette, siyasette, sportif faaliyetlerde ve de herhangi bir alanda kaybetmeyi, ahlaksızca kazanca tercih etmeleri…
Öncelikle yakın çevreden başlayarak ve kimseye belli etmeden ihtiyaç sahiplerine yardım
elini uzatmaları öğütlenmektedir…
Ama ne yazık ki iktidarı da, muhalefeti de…
Hacısı da, hocası da…
Cahili de alimi de…
Kadı’ sı da savcısı da…
Hastası da, doktoru da…
Yazarı da, çizeri de…
İçinde bulundukları ayların önemini ve güzelliğini hiçe saymakta…
Birbirlerine karşı düşmanca saldırmakta…
Gırtlak sıkma yarışına girmekteler…
Kamu malları talan edilmekte…
Eşe, dosta, yandaşa, arap’a, beyaza…
Dinliye, dinsize peşkeş çekilmekte…
Toplumsal barışı bozmak için, kini, nefreti, dini, parayı, çıkar çevrelerini
kullanma görevini üstlenen birileri de bu tabloyu keyifle izlemekte…
İnsanoğlu’nun bütün pisliklerine rağmen yine de Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim…
Daha barışçıl…
Daha insancıl…
Daha sevecen…
Daha özgürlükçü…
Daha mutlu bir dünya…
Ve daha güçlü bir Türkiye için…
AL BAYRAĞIN GÖLGESİNDE
BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN
