Aksaray Tarihçesi

Helenistik döneme kadar uzanan tarihi ile “bölgenin Efes Antik Kenti” olmaya aday, “Nora” olarak da bilinen Mokissos Antik Kenti, yeniden ayağa kaldırılmayı bekliyor. Aksaray’ın Helvadere beldesinde Hasan Dağı eteklerine kurulan antik kent, eşsiz doğal güzelliklerinin yanı sıra anıtsal Roma mezarları, 4. yüzyıldan 7. yьzyıla kadarki kagir kiliseleriyle ziyaretзilerini tarihin derinliklerine gцtьrьyor. şehrinin tarihi antik dönemlere kadar uzanmaktadır. Hititler devrinde “Garsaura” adıyla anılan yerleşim, son Kapadokya kralı Archelaos tarafından yeniden inşa edildi. Şehri yeniden inşa edilen krala nispetende kente “Archaleis” adı verildi. Kapadokya Krallığı’nın son bulmasıyla yerleşim Roma topraklarına katıldı. Claudius döneminde Roma kolonisi olan yerleşimden “Colonia Archelais” adıyla bahsedildi. Roma’nın ikiye ayrılmasıyla Bizans idaresine geçen yerleşim 1078 sonrasında civar yerleşimlerle birlikte Selçuklu hakimiyetine girdi. Selçuklular tarafından Kutalmışoğlu’nun idaresine verilen yerleşim daha sonra yeni kurulan Anadolu Selçuklu Devleti topraklarına katıldı. Sultan II. Kılıç Arslan tarafından 1170 yılında şehir yeniden imar edilmiş ve yaptırdığı saray nedeniyle de yerleşim “Aksaray” adını almıştır. Sultanın çoğunlukla şehirde yaşaması ve sultan tarafından kente askeri tesisler inşa edilmesi nedeniyle de Dârüzzafer, Dârürribât ve Dârülcihâd unvanları da verildi.

Anadolu Selçuklu Devleti’nin zayıflamasıyla yerleşim Karamanoğulları Beyliği egemenliğine geçti. Bir süre Eretna Beyliği ve Karamanoğulları arasında el değiştirdi. 1399 yılında Osmanlı idaresine geçen yerleşim 1402 Ankara Muharebesi sonrasında yeniden Karamanoğulları topraklarına katıldı. Karamanoğlu-Osmanlı mücadelesi sonrasında 1468’de kesin olarak Osmanlı hakimiyetine geçti. Yerleşim Osmanlı-Karamanoğlu mücadelesinde büyük tahribata uğradığı gibi Osmanlı’nın egemen olmasıyla nüfusun önemli kısmi İstanbul’a nakledilmiştir. Zorunlu iskana tabi tutulan bu kitlelerin yerleşimiyle İstanbuldaki günümüz Aksaray semti kurulmuştur.

1453’de İstanbul’un fethi, 1571’de Kıbrıs’ın alınması, Balkanların ve Ege’nin fethi sonrasında ve de 1924 Mübadele nüfus değişiminde (Aksaray’dan mübadil sayısı: 3286 kişi); bu coğrafyaların Türkleştirilmesi için; pek çok Anadolu topraklarında ve yaşayan Müslüman Türk halkın, buralara iskan edilmesi sırasında; özellikle Aksaray’dan yüzlerce aile de yerleştirilmiştir. İstanbul’un Aksaray, Ortaköy, Kadıköy, Hasanpaşa, Çukurbostan, Bostancı, Çengelköy, Selimiye, Kurtuluş vb. Set adlarının Aksaray ile direk bağlantısı olduğunu bilmekteyiz. Osmanlı Salnamelerinden de anlaşılacağı üzere; Konya, Karaman, Niğde ve Aksaray bölgesinde yaşayan farklı din ve mesheplerden halkların yoğun yaşam alanı olmuştur... Bu coğrafyanın doğal güvenlik, koruma ve yaşam alanı olmasının da bu durum için temel neden olduğu anlaşılmaktadır...

1530 yılı Osmanlı kayıtlarında Karaman Eyaleti’nin Niğde Sancağına bağlı müstakil bir liva olan Aksaray’da 37 mahalle bulunmakta olup, tahminen bu tarihte yerleşimde 5000-6000 arasında nüfus bulunmaktaydı. Osmanlı’nın ilk resmi nüfus sayımı sadece erkek nüfusun tespit edilmesi için yapılmış olup, bu sayıma göre Aksaray merkezde 2.322 erkek bulunmaktaydı. 19. yüzyıl ortalarında yerleşimden Niğde sancağına bağlı bir kaza olarak bahsedilmiştir. 1868-69 tarihli salnamede yerleşimde 1020 hane bulunduğu kayda geçmiştir Cumhuriyetin ilk yıllarıyla kurulan il teşkilatının merkez ilçesi oldu. 1933 yılında Aksaray ilinin kapatılmasıyla yeniden Niğde ilinin bir ilçesi oldu. 1989’da çıkarılan 3578 sayılı kanunla, Aksaray ili yeniden kurulmasıyla, bu ilin merkez ilçesi konumuna geldi. Aksaray, her şeyiyle olduğu gibi, zengin yemek kültürüyle de; siz sevgili gezginleri konuk etmekten haz duymaktadır...

Devamı haftaya…