Aksaray yöresel yemekleri

Çiğleme

Aksaray’ın meşhur tatlarından bir diğeri de çiğleme. Un, su, tuz ve taze kaymak gibi kolay bulunan malzemelerden hazırlanan hamurun içi taze taze kaymakla doldurulunca tadına doyum olmuyor. Hafif ve lezzetli tatları denemeyi seviyorsanız, yaz kış fark etmeden rahatlıkla tüketebileceğiniz çiğlemeyi denemelisiniz.

Tipik zengin ve özgün Anadolu Mutfak Kültürü ve Gastronomi damak tadı özelliklerini yaşatan Aksaray ve çevresinde; ortak yanları çok olmasına karşın, deniz ürünlerinden uzak, hayvansal ve organik tarım ürünleri ağırlıklı, yöresel yemek çeşitleri bakımından, biraz farlılıklar bulunmaktadır. Dışarıdan gelen yemek kültürleri de bu değişim ve zengin damak tadının yaşamasına etki yaptığı bilinmektedir... Örneğin; Aksaray’ın sınır komşusun olan Niğde’nin Bor ilçesinde yaygın yapılan Vıttırıvızık tatlısı, Aksaray’da bilenmemektedir. Aksaray’ın meşhur Çiğleme tatlısı da, Bor’da bilinmemektedir... Ortak yemek ve tatlı çeşitleri de var elbette... Yarasın...

Aksaray’a yeniden gelmemiz için, çok neden var...

Bir başka gezimde, bir dünya cenneti olan Andolu coğrafyasının doğa, tarih, kültür ve alternatif turizm zengimliklerini tanıtacağım... Telefon kodu: 382 ve trafik plaka numarası: 68 olan bu çiçeği burnundaki genç ilimiz Aksaray’ın, kentsel markası olan Hasan Dağı serinliğinde ve yüceliğindeki, kadim duygularımızla; bu kentin çağdaşlaşmasına ve birlikte yaşama kültürü oluşmasında katkı sağlayan herkesi alkışlıyoruz. Modern seyyah, Yoleri gezgin derviş rehberliğinde, merakla hayatı keşfetmek için, yollardayız yeniden... Sevgimizi sebil eylemenin tam zamanı... Sağlıklı ve huzurlu günlerde, yolunuz ve ve bahtınız açık olsun... Dostlukla...

Biz yeniden gelmek üzere, Aksaray’dan ayrılırken; Kırşehirli Muharrem Ertaş’tan “Zahidem Kurbanım” bozlağını ve Niğdeli sanatçı Ali Ercan’ın söylediği “Kara Kaş Gözlerin Elmas” türküsünü dinliyoruz... Öte yandan; Aksaray düğünlerinin neşesi olan, gönül gözüyle bakan ve sevdalı yüreklere türkü yakan, Konyalı Kör Ahmet (Özdemir)’den, ud eşliğinde “Meram Bağları”, “Amanın Sille” ve “Hasan Dağı” türküleri dinlerken; uzaklarda, “Aslan Mustafam” ve “Hasan Dağı çatal matal, arasında aslan yatar...” türküsünü çığıran, Aksaraylı yerel sanatçı Hacı Ahmet Gürses’in yanık, büyülü sesi yankılanıyordu... Sırtımızı Hasan Dağı’na yaslayıp, Aksaray’a veda ederken; radyodan da Ruhi Su’yun, su gibi çağlayıp gürleyen, o ulvi sesinden; “Hasan Dağı Bozlağı” türküsü geliyordu... Ve erenler, evliyalar, dervişler diyarı Aksaray’da, yeniden buluşmak ve türkü sıcaklığındaki bereketli sofraların kurulduğu o evlere, yeniden konuk olmak için, hoşça kalın...

Son…