Zeybek musikisi ve oyunları kendini dini etkilerden kurtarmış, ritim ve ezgiyi birleştirerek gelişmiş ve zamanla çok sesli kurallara uyarak milli bir nitelik ka­zanmıştı.

Yiğitliği, sevgiyi, doğayı ve yaşadığı çevreyi zeybekler bu musiki ile işlemişlerdi. Tek zuma ve davulla uygun ar­moni yapmışlardı. Zurnaların sayısı artarsa tek olmaz, çifter çifter artardı. Bu zurnalar genellikle küçük boyda, da­vulların çapları ise elli santimetre civarındaydı.

Bağlama ile oynanan oyunlarda yine bağlamanın alt teli ezgi içindi. Öteki tellerle melodi çalınırken alttaki onun armonisini yapardı.

Oyunu yalnız başına efenin oynaması şarttı. "Tek ki­şinin oynaması, davulun küçüklüğü, eski denizcilikten gelme dar alanın etkisinin devamı gibiydi. Dağda oyna­nırken de efe tek başına oynar, başkası ona eşlik ede­mezdi. Köy meydanlarında çoklukla davul zuma eşliğinde, bazen gırnata ile bazen da bildiğimiz -kopuz- halk saz ile oynanırdı.

Divan sazı, bağlama, cura ile dümbelek eşliğinde, ço­ğunlukla kapalı yerlerde oynanırdı.. Zeybek oyunlarının da çeşitleri bölgelerine göre; Ağır Zey­bek, Sarı Zeybek, Bengi, Ödemiş Zeybeği, Arpazlı, Bergama, Dağlı, Çakıcı, Edremit, Somalı, Kordon, Yund Dağı, Soma, Harmandalı, Kozakyalı, Yörük Ali Zeybe­ği, Tavas Zeybeği gibiler sayılabiliriz.

Balıkesir’de oynanan zeybekler: Dörtlü Zeybek, İkili Zeybek, Pamukçu Bengisi, Gövende Zeybeği adlarını taşı­makta. Muğla'da Alıdaverin, Harmandalı, Ortaklar, İki Parmak zeybeklerini; Denizli'de Dokuzlu, Buldan düz oyunu, Bulanık, Kınıklı, Seymen Sekme­si, Denizlinin Horozlu, Tek parmak ve Alaylı zeybeklerini biliyoruz.

Bu oyunlar, söylenen yerlerde kalmaz, bir yerin zey­bek oyunu başka bir yerde de oynanabilirdi. Bu oyunlar mü­ziği genellikle dokuz darplıydı. (aksak usulü) Ağır tempo­da çalınır. Yürük usulle yani çabuk çalınan oyunlara kadın zeybeği derlerdi. Çabuk oynanan oyun, erkekçe tavra ve heybete uymazdı.

         Sıkça rastladığımız zeybek türkülerinden bir kaçının adını şöyle sıralayabiliriz:

         "Sarı zeybek şu dağlara yaslanır / Yağmur yağar silahları ıslanır."    .

         "Haydi yallah çaktım çaktım, yanmadı / Gavurun kızı sözlerime kanmadı."

         "Şu Dalma'nın aman dağını da duman bürüdü.."

         "Şu Dalma'dan geçtin mi? / Soğuk sular içtin mi? / Efelerin içinde/ Yörük de Ali'yi seçtin mi?"

Her biri birer yiğitlik, mertlik, doğa sevgisi ve aşk ko­nularının ifadesi olan Zeybek türküleri ve oyunları ara­sında zaman zaman ağıtlara da rastlanmakta. Cafer Efe’nin vurulması üzerine söylenen ağıtlardan birinden bir kıta söyle:

“Germencik içinde toplar kuruldu.

Cafer Efe öğle sonu vuruldu.

Annesine kara haber duyruldu.

Caferim Caferim yiğit Caferim.”

Bir başka ağıttan da bir kıta aktaralım:

“Mezarımı derin kazın dar olsun,

Etrafında mor sümbüllü bağ olsun.

Cafer öldü vatan millet sağ olsun

Kader kısmet böyleymiş ağalar hey!”

Balıkesir ova köylerinde yaygın olarak oynanan Balıkesir Zeybeği, bengi tipli bir oyun. Bazı köylerde karşılama ismiyle de oynanmakta. Kadınlar tarafından da oynanıyor.

Yalnız iki kişi tarafından oynanan Güvende, oldukça hareketli. Dönme ve çökmeler belirli figürleri arasında.  Bu oyun boy ve kabileler arasında yapılan mücadelede, iki tarafın en güçlü savaşçılarının karşılaşmasını temsil etmekte. Oyuna başlamadan önce müzik eşliğinde kısa bir gezinti yapılıyor. Yörede bu gezintiye “Aldırma”, oyuna başlama haline gelmeye de “ Oyuna Alma”  denmekte.

Ayvalık’ta  Harmandalı, Ergama, Sabai Güvende; Burhaniye’de Harmandalı, Bağ Yüzünün Çamları, Aldı Dereleri, Koybatın Dereleri, Edremit Güvende, Alay Havası, Tabancalı, Kozak Dağının Çamları, İsmailli, Yanık Hatçem,  Burhaniye Çiftetelli; Edremit yöresindeyse Harmandalı, Karyolamın Demiri, Bağ Yüzünün Çamları, Ağır Hava, Koca Arap, Edremit Güvende, Alay Havası oyunları sevilerek oynanmakta.