Ağustos ayı Türk Tarihi'nin zaferler ayı. Kıbrıs'ın fethinden başlayıp, Malazgirt Zaferine, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurtuluş mührünün vurulduğu 30 Ağustos Büyük Zaferine kadar ayın her gününü taçlandırabiliriz. Ağustos ayı içinde yazacağım yazılarda zaferlerimize değineceğim. Ancak, Ağustos'un ilk gününde bazı satır basları açmakla yetineceğim.

Kuşkusuz ki, Doğu Akdeniz'in en büyük adası olan Kıbrıs, coğrafi konumu açısında Osmanlılar tarafından önemli görülüyordu. Venediklilerin elindeydi. 1 Ağustos 1571'de 2. Selim tarafından fethi istenen Kıbrıs, Lala Mustafa Paşa tarafından fethedildi.

Yeri geldi de rahmetli Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun ünlü şiirinden birkaç dizeyi anımsatmak istedim.

"Aylardan Ağustos, günlerden Cuma

 Gün doğmadan evvel iklîm-i Rum'a

 Bozkurtlar ordusu geçti hücuma

Yeni bir şevk ile gürledi gökler

 Ya Allah...Bismillah... Allahuekber ..."

Ağustos ayı içerisinde Türk tarihinin en büyük zaferlerinden biri kuşkusuz ki Malazgirt. Bir problem olmazsa, 26 Ağustos günü yazımı bu konuyu ayıracağım. Bu yazımda başlara almam,  Türklere Anadolu'nun kapılarını açan bir zafer olduğu inanışındandı.

Otlukbeli'li şairlerden Mehmet Şahin, sılasına özlemini şöyle anlatıyor:

"Bülbüle çileymiş altından kafes

 Sıla hasretini bilmez ki herkes

İnan aklımdasın her an her nefes

Seni çok özledim çok Otlukbeli

 Bir benzerin daha yok Otlukbeli ...

Sözü Otlukbeli Zaferine getirmek için böyle bir giriş yaptım. Ağustos ayının bir büyük zaferi, 11 Ağustos 1473'te kazanılan Otlukbeli Zaferi'ydi.  Devrin en büyük iki Türk imparatorluğunun ordusu ve hükümdarı karşı karşıya geldi: Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet'in komuta ettiği Osmanlı ordusuyla Akkoyunlu İmparatoru Uzun Hasan'ın komuta ettiği Akkoyunlu ordusu arasında yapıldı.

Kazanılan zaferle, 1514 yılında Şah İsmail ile Yavuz Sultan Selim'in yapacakları Çaldıran Savaşı'na kadar doğudan gelen tehlikeler engellendi. Osmanlı Devleti Karadeniz kıyılarındaki Trabzon, Sinop, Amasra gibi önemli limanlarını ele geçirdi. Akkoyunlu Devleti'nin yıkılma süreci başladı. Osmanlı sınırları, Doğu Anadolu'ya kadar genişledi. Venediklilerin oluşturduğu Haçlı ittifakının en güçlü temsilcisi tasfiye oldu. Anadolu Türk birliğinin kurulması yolunda güçlü bir adım atıldı.

Yukarıda sözünü ettiğim gibi iki Türk Osmanlı ve Safevi devletleri arasındaki Çaldıran Savaşı, Osmanlı devletinin kaderini tayin eden bir savaş olarak kabul tarih sayfalarında yazıldı.

İrfan Çelik bu savaşı söyle şiirleştirmişti: "... Çaldıran giyindi kanlı kumaşı /  Şah İsmail onun Türkmen gardaşı /  İki Türk devleti karşı karşıya /  Yavuz Sultan selim aldı savaşı...."

 İki yıl sonra Ağustos'ta yeni bir zaferin daha temeli atıldı. 24 Ağustos 1516'da, Yavuz Sultan Selim'in başında bulunduğu Osmanlı Devleti ile Memlük Devleti arasında, Halep şehrinin kuzeyinde gerçekleşen Mercidabık Savaşı'nda büyük bir zafer kazanıldı.

Aynı şair şöyle diyecekti:

"Mercidabık cengi Yavuz fırtına

 Hutbeler okuttu kendi adına

 Mekke Medinenin olur hadimi

 Bu zaferle düşer Mısır yoluna

Ağustos ayının önemli fetihlerinden biri Belgrad'ın alınmasıydı. Orta Avrupa'nın belkemiği durumundaki Belgrad, Sırplar'a aitti. Ama, Türkler'e karşı savunulamadığı için Macarlar'a terk edilmişti.

İkinci Murad'ın ve Fatih Sultan Mehmet'in ayrı ayrı gerçekleştirdikleri iki kuşatmadan da kurtulabilen Belgrad, 1521 yılında Kanuni'ye boyun eğdi.

Osmanlı Devleti'nin 10. Padişahı 1. Süleyman'ın başkomu­tanı olduğu Osmanlı ordusuyla, Macaristan Kralı 2. Layoş komutasındaki Macar ordusu arasında, bugüne kadar yapılmış en büyük savaş Mohaç Savaşı oldu.

Kurtuluş Savaşı'nın dönüm noktası, Türk ordusunun Yunan ordusu ile Sakarya boylarında yaptığı meydan savaşı olan Sakarya Meydan Muharebesi, 23 Ağustos'ta başladı. Sakarya Meydan Muharebesi, Türk milletinin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği dönüm noktalarından biri olarak tarihteki yerini aldı.

Devamında Büyük Taarruz'la düşmanı tamamen yok etmek için hazırlıklar başladı ve 1922 yılı Ağustos ayına kadar sürdü. Gazi Mustafa Kemal'in başkomutanlığını yaptığı ordu, 26 Ağustos 1922'de düşmana hücum etti. 30 Ağustos'a kadar çembere alınan düşman kuvvetleri, Dumlupınar'da yenilip kaçmaya başladı.

Mustafa Kemal Paşa, "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" emrini verdi. Böylelikle, Yunan ordusu İzmir'e kadar takip edildi ve 9 Eylül 1922 tarihinde ise İzmir'den çıkarıldı.