Teknoloji hızla ilerliyor, insanların yaşam seviyesi her geçen gün yükseliyor.
Buna rağmen bazı bölgelerimizde insanlarınız hâlâ ilkel şartlarda yaşamaya mahkûm ediliyor.
Hızlı trenle övünülüyor, ülkenin dört bir yanına duble yollar yapıldığı söyleniyor. Ancak özellikle Doğu Karadeniz'de ve de Rize'de hâlâ doğru dürüst yolu olmayan köyler var.
Enfes doğu güzelliğine sahip Fırtına Vadisini bilirsiniz. Fırtına Vadisinin bir kolu Çamlıhemşin ve Ayder tarafındadır. Çok virajlı olmasına rağmen yolu nispeten iyidir. 
Fırtına Vadisinin diğer kolu ise Ardeşen'in köyleridir... Birçok köye ulaşılan grup yolunun belli kısmı betondur. Dar ve çok virajlı, yokuş çıkışı ve inişi olmasına rağmen belli bir yere kadar iyi sayılabilir.
Ancak Eski Armutluk Köyünden sonra mahalleler, yerleşim yerleri ve yaylalar olmasına rağmen beton yol bitiyor ve çok kötü toprak yol başlıyor. Arazi şartları da engebeli ve dik olduğundan toprak yol çok çabuk bozuluyor. Aşırı yağmur da eklenince yollarda göl birikintileri oluşuyor. Toprak kayması ve yolda toplanan sular sebebiyle küçük araçların gitmesi imkansız denecek kadar zor oluyor.
Birkaç kilometrelik mesafe olmasına rağmen yıllardır beton veya asfalt yapılmadı. Doğru dürüst bakım da yapılmadığı için köylüler adeta işkence çekiyor.
Sadece köyler değil, Fırtına Vadisinin muhteşem doğal güzelliklerine de yol yapılmadığından ulaşım imkanı olmuyor. Fırtına Vadisine ve yaylalara ancak kamyonlar çıkabiliyor. Turistler ve otomobille gelen gurbetçiler yol olmadığı için yaylalara çıkamıyor.
İşin garip ve hazin tarafı şudur ki, ulaşılamayan yaylalar arasında "Yeşil yol" diye tabir edilen yol yapılıyor. Yaylaya çıkılamıyor ama hangi akla hizmetse yaylalar arasında yol yapmak için çalışılıyor.
Daha da hazin tarafı, yaylaların belli kesiminde yola taş döşendi, belli kesiminde de beton yapıldı.
Yol olmadığı için gidilemeyen yaylalarda beton yol var, parke taşları döşendi ama köylerin yolu yok.
Hangi mantıkla bunun yapıldığını anlamak mümkün değil.
Fıkra gibi diyeceğim ama daha da garabet bir durum.
Köylerin yolunu yapmadan, yolsuzluktan gidilemeyen yaylalar arasında yol yapmak, yayladaki yolu betonlamak, en basit ifadeyle milletle dalga geçmektir.
Neye ve kime hizmet ediliyor, çok merak ediyorum.

*****

Taşa yazmak

Çölde yolculuk yapan iki arkadaş, yolculuğun bir aşamasında tartışırlar. Biri ötekine bir tokat atar.
Tokadı yiyenin canı çok yanar; ama tek kelime etmez ve kum üzerine şu sözleri yazar:
"Bugün en iyi arkadaşım bana bir tokat attı."
İki arkadaş, yıkanabilecekleri bir vahaya rastlayana dek yürümeyi sürdürür. Tokadı yiyen yıkanırken batağa saplanır, boğulmak üzereyken arkadaşı tarafından kurtarılır.
Boğulmak üzere olan arkadaş, tam selamete çıktıktan sonra bir kaya parçası üzerine şu sözleri kazır:
"Bugün en iyi arkadaşım benim hayatımı kurtardı."
Tokadı vuran ve sonra en iyi arkadaşının hayatını kurtaran kişi ona şöyle der:
- Senin canını yaktığımda bunu kum üzerine yazdın; ama şimdi kayaya kazıyorsun, neden?
Diğeri ona şöyle cevap verir:
- Biri bizi incittiğinde bunu kum üzerine yazmalıyız ki bağışlama rüzgarı estiğinde onu silebilsin. Ama biri bize iyi bir şey yaparsa onu kayaya kazımalı ki onu hiçbir rüzgar yok etmesin.
Denilir ki; özel birini bulmak bir dakikanızı alır, onu değerlendirmeniz bir saat içinde olur, onu sevmek için bir gün yeter; ama sonra onu unutabilmek için bir ömrün geçmesi gerekir.

 ***
TEBESSÜM

Reçete

Kadının biri eczaneden içeri hışımla dalar ve eczacıdan bir şişe arsenik ister. Eczacı, kadına arsenikle ne yapacağını sorar. Kadın; "Kocamı öldüreceğim" diye cevap verir.
Eczacı, "Kusura bakmayın ama size bu sebeple arsenik satmam" der.
Bunun üzerine kadın çantasından kocasıyla eczacının karısının yatakta çekilmiş fotoğrafını çıkarır.
Eczacı fotoğrafa bakar ve ekler; "Reçeteniz olduğunu neden daha önce söylemediniz."

*****
GÜNÜN SÖZÜ
Ya sus ya da susmaktan daha değerli şeyler söyle.
Phtagore