Türkiye yerel seçimlere odaklandı gündem partilerin çıkaracağı adaylar üzerinden şekilleniyor. Yerel seçimlerde partiden çok adayın ön plana çıktığı konuşulur gerçekten öyle midir? Neticeyi sizce kim belirler aday mı, parti mi?

16 senelik Ak parti İktidarı döneminde üç yerel seçim yapıldı. 31 Mart 2019'da Türkiye yeniden sandığa gidiyor. Ak Partili Belediyeler 15 senedir belediyelerin çoğunluğunu elinde bulunduruyor. Ancak genel seçimlere oranla yerel seçimlerde oy kaybına uğradığını yapılan son iki yerel seçimde gördük. Aday tespitlerinde yapılan yanlışlar, mevcut belediye başkanlarının halktan kopması ve "metal yorgunluğu" gerekçesi ile bazı Belediye Başkanlarının görevden alınmasıyla devam eden bir süreç yaşandı.
31 Mart 2019'da yapılacak seçimlerin biraz daha farklı geçeceği görülüyor. İttifaklar, adaylar, projeler seçimin neticesini etkileyecek şüphesiz ancak bu seçimin özellikle büyükşehirlerde en önemli etki alanı ekonomi olacak. Dolar kurunda aşağıya doğru bir yönelme gözlemleniyor. Enflasyon yükseliyor ancak önümüzdeki bir - iki ayda düşme eğilimi olursa İktidar partisi lehine olumlu yansıyacaktır. Ancak 2018 yılında ekonominin kırılgan görüntüsü durumu tam tersine de çevirebilir. Dolar kurunda, akaryakıtta, enflasyon oranlarında kayda değer bir düşüş yaşanmaması aksine yukarıya doğru yeniden hareketlenmesi durumu muhalefetin lehine çevirebilir. 

Bu bağlamda; yerel seçimlerin asıl belirleyicisi ekonomi olacak gibi görünüyor. Seçimlere yakın açıklanacak işsizlik oranları, enflasyon oranları, döviz kuru, akaryakıt fiyatları insan hayatını direk etkileyen faktörler sandığın neticesini önemli ölçüde etkileyecektir. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa gibi büyükşehirlerde ekonomi önemli bir etken olacak. İzmir bence CHP için eskisi gibi çantada keklik olmayacak. Ak Parti Ekonomi eski Bakanı Nihat Zeybekçi'yi aday gösterdi. CHP'nin adayı henüz belli değil. Nihat Zeybekçi Denizlili ve Denizli kökenli İzmirli nüfusu oldukça yoğun, bu nasıl etki eder hep birlikte göreceğiz. Neticeyi Ak parti lehine çevirir mi zor görünüyor ancak bir sürpriz de yaşanabilir. İzmir seçmeni son 20 senedir tercihini sol partiden yana kullansa da öncesinde merkez sağ partilerin güçlü olduğu ve yönettiği bir şehirdi unutmayalım.

İstanbul ve Ankara'da bana göre neticeyi birinci derecede ekonomi belirleyecek olsa da adayların kimliği ve ittifak oylarının etkisi de önemli olacak. Özellikle İstanbul'da kürt seçmenin oyları kritik görünüyor. Bu sebeple yarışta iddialı durumda olan iki parti Ak Parti ve CHP henüz adaylarını açıklamadılar. İki tarafta hamleyi karşı taraftan bekliyor gibi bir görüntü var. Ak Parti'nin elindeki en güçlü koz TBMM Başkanı Binali Yıldırım. CHP'de ise 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye genelinde ve İstanbul'da %30'un üzerinde oy alarak partisinin oy oranının üzerine çıkan Muharrem İnce en güçlü koz olarak duruyor.

Ak Parti ağırlıklı Binali Yıldırım ve Süleyman Soylu üzerinde yoğunlaşmışken, CHP'de Muharrem İnce, Gürsel Tekin, İlhan Kesici, Ekrem İmamoğlu, Aykut Erdoğdu gibi birçok isim konuşuluyor. Ancak iki partide ilk hamleyi birbirinden bekliyor. Ankara'da durumlar biraz daha net görünüyor. Ak parti adayını açıkladı Kayseri Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı, Çevre ve Şehircilik eski Bakanı ve Ak Parti Yerel Yönetimlerden sorumlu Genel başkan yardımcısı Mehmet Özhaseki güçlü bir aday. Ancak Ankara'da 5 sene Keçiören Belediye Başkanlığı yapan, 24 sene Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Melih Gökçek isminden sonra daha düşük profilli bir aday diyebiliriz. Melih bey için hep şöyle bir algı vardı. Ankara'da Milliyetçi, muhafazakar ve merkez sağ seçmeninde ciddi bir karşılığı var karşısında ne kadar güçlü aday olursa olsun ne yapar eder seçimleri kazanır koltuğu bırakmaz. 
Nitekim son seçimlerde ne kadar tartışmalı da olsa seçimi kazanmayı başararak bu tespitin doğru olduğunu bir kez daha göstermişti. Görevden alınmasına, MHP ile ismi anılmasına rağmen cumhur ittifakının devam etmesi ve partisine olan bağlılığını sürekli ifade etmesi Ak Partinin elini güçlendiriyor. Seçim kampanyasında aktif olarak meydanlarda Ak Parti adayını destekler, çok başarılı olduğu kutuplaşma politikaları ile sosyal medya mecrasında yeniden sahalara dönerse Ak Parti lehine artı puan yazacağını düşünüyorum.
Ancak CHP ya da millet ittifakının adayını henüz bilmiyoruz. En güçlü aday şüphesiz Mahsur Yavaş görünüyor. Mansur beyin artılarının olduğu kadar eksilerinin olduğunu da görüyoruz. Özellikle son seçimlerde başarılı olmuş olsa da aday olduğu partiden hemen istifa etmesi. CHP tabanını rahatsız eden ben ülkücüyüm söylemi ve son olarak rozetsiz aday olurum başka türlü olmam söylemi muhalefetin elini güçsüzleştiriyor diyebilirim. Ancak her şeye rağmen Mansur Yavaş CHP ve İyi Partinin ortak adayı olarak çıkarsa Ankara'da yarış kafa kafaya gidecek kazanan çok az farkla ortaya çıkacaktır. 

Sonuç olarak, 31 Mart 2019 Yerel seçimlerinin neticesini birinci derecede ekonomi belirleyecek. Ancak 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası başlayan, 1 Kasım seçimleri sonrası alevlenen ve 15 Temmuz sonrası daha belirginleşen, ittifaklar döneminin etkisi referandum, Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerinde sandığa yansıdı. Bu seçimlerde de muhakkak önemli bir etken olarak karşımıza çıkacaktır.

İl Genel Meclisi oylarında diğer seçimlerdeki gibi son seçimlere oranla iktidar partisinde bir düşüş yaşanabilir. Ancak genel anlamda çok büyük bir değişiklik beklemiyorum. İstanbul iktidar partisinde kalır, İzmir CHP ile yola devam eder gibi görünüyor. Bu seçimlerde asıl yarış Ankara, Antalya, Adana, Mersin, Balıkesir, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanlıklarında olacak. Cumhur ittifakı mı? Millet ittifakı mı? sorusunun cevabı asıl bu illerde belirleyici olacak.