1 Kasım seçimlerinin ardından gündemin en sıcak maddesi yeni anayasa çalışmaları. Geçtiğimiz hafta TBMM başkanı İsmail KAHRAMAN yeni anayasa çalışmaları ile ilgili basın toplantısı düzenleyerek süreci başlattı. Meclis Başkanı 4 partinin liderlerine birer mektup göndererek kendilerinden bu sürece katkı sağlamalarını isteyeceğini söyledi.

Meclis Başkanı İsmail KAHRAMAN; Yeni bir uzlaşma komisyonu kurulması ve önceki komisyon gibi her partiden 3 kişinin iştirak edeceği bir metin ortaya çıkması için yardım ve destek istedi. Bu bağlamda; Siyasi partiler uzlaşma sağladığı takdirde her partiden 3’er üyenin iştirak edeceği bir komisyon oluşturularak yeni anayasa çalışmalarına başlanacak. Bir önceki yasama döneminde kurulan anayasa uzlaşma komisyonunda 60 madde üzerinde büyük oranda mutabakat sağlanmıştı. TBMM Başkanı İsmail KAHRAMAN bu mutabakatın yeni çalışmalara katkı sağlayacağını söyleyerek bir an önce komisyon çalışmalarına başlanmasını beklediğini beyan etti.

12 Eylül darbe Anayasasının artık değişmesini ve milli bir anayasanın hazırlanmasını bekliyoruz. Bu doğrultuda yapılacak çalışmalara tüm siyasi partilerin katkı sağlamasını bekliyoruz. Kurulacak komisyon sürece muhakkak katkı sağlayacaktır ancak hazırlanacak yeni anayasa taslağı yine meclise gelecek nihai kararı milletin meclisinde milletin vekilleri verecek.

Ak Parti yeni anayasa ile birlikte sistem değişikliğinin de artık Türkiye’de gerekli olduğu görüşünü savunuyor. Bu bağlamda; Parlamenter sistemin eksiklerini ön plana çıkartıyor yerine Başkanlık Sistemin gelmesini öneriyor. Başkanlık Sistemi ile birlikte kuvvetler ayrılığı ilkesinin daha doğru işleyeceğini savunan Ak Parti bu vesileyle yetki çakışmalarının önüne geçileceğini savunuyor. Bu bağlamda; 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde Başkanlık Sistemi Ak partinin seçim beyannamesinde en önemli madde olarak yerini almıştı.

Ak Parti yeni anayasa ile birlikte Türkiye’nin katılımcılığı ve çoğulculuğu esas alan ve etkili işleyen bir hükümet modeline kavuşması gerektiğini düşünüyor. Bu bağlamda; Ak Parti Türkiye’deki mevcut siyasi sistemin, cumhurbaşkanı ve başbakanın farklı siyasi geleneklerden gelmeleri durumunda siyasal bir kriz üretme potansiyelini taşımaya devam edeceği görüşünde.

Ak Parti parlamenter sistem görüntüsü altında çeşitli vesayet odakları tarafından iyice daraltılmış bir alan olarak gördüğü mevcut siyasal sistemin, son olarak cumhurbaşkanını halkın seçmesiyle birlikte bir başkanlık sistemine doğru evrilme sürecine girildiğini düşüncesinde. Dolayısıyla Türkiye’nin daha hızlı kalkınabilmesi ve daha hızlı demokratikleşebilmesi için demokratik bir başkanlık sistemine geçmesi gerektiğini net bir şekilde ifade ediyor.

Başbakan Ahmet Davutoğlu yeni Anayasa için mecliste grubu olan partilerden randevu istemişti. Randevu talebine CHP ve MHP olumlu cevap verirken HDP ile hükümet arasında yaşanan gerginlikten dolayı son anda Başbakan randevu talebini geri çekmişti. CHP ve MHP ile yapılan görüşmeler olumlu bir havada geçti. Liderler mutabık oldukları maddeleri ve fikir ayrılıklarına düştükleri maddeleri masaya yatırarak yeni anayasa konusundaki görüşlerini belirttiler.

Milliyetçi Hareket Partisi yeni Anayasa yerine onarılmış ya da yenilenmiş anayasa kavramını kullanıyor. 12 Eylül darbe Anayasasının yenilenmesini, sivil ve milli bir anayasanın yapılması gerektiğini düşünüyor. Anayasanın ilk dört maddesinin değişmez madde olarak kalmasını Türk kimliğinin asli unsur olarak korunması gerektiğini düşünüyor. Devlet Bahçeli Parlamenter sistemin aksayan unsurlarının onarılması, üniter devlet yapısının korunması durumunda uzlaşmaya ve yeni anayasa üzerinde çalışmaya hazır olduklarını söylüyor.

Bu bağlamda; Milliyetçi Hareket partisi resmi dil ve bayrağın tartışılmazlığı, din ve vicdan hürriyetini garanti altına alacak şartların teminat altına alınması, üniter yapı ve sınırların tartışılmazlığı ve demokrasi, sosyal hukuk devletinin korunması konusunda fikirlerini ortaya koyarak uzlaşma komisyonunda yer alabileceğini beyan ediyor.

CHP’de Ak parti ve MHP gibi 12 Eylül darbe Anayasasının değiştirilmesi gerektiğini düşünüyor. Cumhuriyetin ve rejimin korunmasını kırımızı çizgi olarak ortaya koyarak Anayasanın ilk dört maddesinin tartışılmaya açılmasına net bir şekilde karşı olduklarını belirtiyor. CHP başkanlık sistemine karşı olduğunu söylüyor ancak bunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’NIN başkan olmaması gerektiği görüşünün üzerine oturtuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan faktörü olmasa Başkanlık sistemini tartışabileceklerini beyan ediyorlar.

HDP 7 Haziran seçimlerinde Türkiye Partisi olduğu izlenimi vererek %13 oy almıştı. Ancak seçim sonrası gerçek yüzünü gösterince %10.8’e kadar gerilemişti. PKK terör örgütüyle arasına mesafe koymayan HDP özerklik talebiyle devletin üniter yapısına bölücü bir anlayışla karşı olduklarını açıkça ortaya koyuyor. Bu bağlamda; uzlaşma komisyonunda meclisteki diğer üç partiyle bir araya gelmesi zor görünen HDP’NİN yeni anayasaya sürecine katkı sağlayacağını düşünmüyorum. HDP PKK ile arasına mesafe koymadığı müddetçe kürt kardeşlerimiz onlarla arasına mesafe koyarak tasfiye edecektir.

Sonuç olarak; Taraflar yeni yılla birlikte yeni anayasa konusunda görüşlerini masaya koyacak, ancak sandalye çoğunluğu nedeniyle Ak Parti’nin hangi parti ile uzlaşma arayacağı, yeni dönemin yol haritasını ortaya çıkartacak. Siyasilerin sivil ve milli bir anayasanın ortaya çıkmasına katkı sağlayacağını umuyorum.