Adını hatırlayamadığım filmde bir sahne… Acılı anne, ölümcül hastalığa yakalanan kızı için çırpınıyor. Tedavisi için bir doktor adı duyuyor ama tüm aramalarına rağmen bir türlü randevu alamıyor. Sonunda üç buçuk saat uçak yolculuğu yaparak kızıyla doktorun olduğu hastaneye gidiyor…

Randevusu olmadığı için bir türlü doktorla görüştürülmüyor. Kendisini doktorla görüştürmeyen kadına hitaben; “Sizin çocuğunuz var mı? Çocuğunuz varsa beni anlarsınız…” diyor… Sanırım sihirli cümle bu olacak ki, ertesi gün kızını doktora muayene ettirebiliyor…

Evlat sahibi olunca insanın dünyaya bakışı değişiyor. Evlat sahibi olmak tabii ki yetmiyor, biraz da vicdan sahibi olmalı…

Haberi duymuş veya okumuşsunuzdur…

Aksaray’da Mehmetçik İlkokulunda, veliler, otizmli çocukların sınıflarının kapatılmasını istedi ve okulun çıkış saatinde otizmli çocukları yuhaladı…

Veliler aslında, otizmli çocukları yuhalamadı… İnsanlığı ve vicdanı yuhaladı…

Velileri organize ettiği iddia edilen muhtarın, “Biz orada hiçbir özürlüye, hafif otistiğe karşı değiliz. Okula yakınlarda 17 tane ağır otizmli öğrenci geldi. Bu durum rahatsızlık yaratıyor” açıklamasına söyleyecek söz bulamıyorum. Söz çok da hukuk izin vermiyor…

Toplum olarak çok bencil olduk, çıkarımızı her şeyin üstünde tutuyoruz…

Ucu azıcık kendisine dokunduğunda, tüm insanı ve vicdanı değerleri rafa kaldıran bir kesim var…

Otizmli çocukların kime ne zararı var? Onlar da toplumun bir bireyi… Hatta hepinizden çok hakkı ve hukuku var…

Engelli, özürlü, otizmli, hatta hasta olanları bile adam yerine koymayan çağdışı kafa yapısının bir an önce değişmesi lazım…

Hiçbirimizin yarın için garantisi yok…

Bugün sağlam ve sağlıklı olabiliriz. Ama yarın başımıza ne gelir bilinmez…

Bize veya bizim sevdiklerimizin başına aynı şeylerin gelmeyeceğinin garantisi yok…

Hepimizin otizmli çocuğu olabilir… Bizim yoksa yakınlarımızın ve sevdiklerimizin vardır, olabilir…

Otizmli çocuklar da bizim evlatlarımız…

Vatanı için bedenini siper eden gazilere bile saygı göstermeyen çağdışı kafalara…

Otizmlilere ve özürlülere saygı göstermesini beklemek ne kadar mümkündür bilemem…

Otizm çocukları sevmek, saygı göstermek bir himmet, bir lütuf değildir…

İnsanlığın ve vicdanın gereğidir…

Sosyal medyada güzel paylaşımlar yapmakla bu iş olmuyor…

Gerçek hayatta da aynı güzelliği yaşamalı, yaşatmalıyız…

*****

Doktordan insanlık dersi

Çanakkale Savaşında siperlerin gerisinde yaralı askerlerin en çok ihtiyaç duyduğu şey morfindi, yani ağrı kesici…

Doktorlar yaralı askerlere ağrı kesici bulmakta zorlanıyorlardı. Bu yüzden bir nöbet tutuluyordu.

Hastaların ameliyatı için hazırlanan çadırın önüne bir masa kurulmuştu. Sedye ile gelen her yaralı asker, burada masaya koyuluyordu.

Doktorun elinde enjektör, enjektörün içinde ağrı kesici...

Doktor ilk muayeneyi yapıyordu ve yaşama olasılığı olan, ameliyat edilmesi halinde yaşayacağına inandıkları askerlere ağrı kesiciyi yapıyordu.

Gelen her yaralının ağrı kesiciye ihtiyacı vardı. Fakat herkese yetecek kadar ağrı kesici yoktu…

Doktor duygusal karar vermemek için yaralıların yüzüne bakmamakta, iyileşme şansı yüksek olan yaralılara ağrı kesici yapmaktaydı…

Doktorun önüne yine bir asker getirildi...

Yaralının ağır yaralarına bakan doktor, askerin iyileşemeyeceğini öngörür ve ona ağrı kesiciyi yapmaz.

O sırada yaralı askerden iniltili bir ses duyulur; “Baba!”

Herkesin gözü doktora çevrilir, yaralar içinde kıvranan asker doktorun öz oğludur…

Doktor buna rağmen yine ağrı kesiciyi oğluna yapmaz ve bir kaç saat sonra da oğlu şehit olur…

Doktor, şehit olan oğlunun cansız bedenine sarılır ve şöyle der: “Affet oğlum, o senin hakkın değildi…”

İşte bu topraklar hakkı olmadığı için tek bir ağrıkesiciyi bile oğlundan esirgeyen o güzel insanlar tarafından vatan yapıldı.

Çanakkale Zaferini ve Kurtuluş Savaşını kazandığımız o tarihi anlardan biri de hiç şüphesiz

Doktor Tarık Nusret’in hakkı olmadığı için öz oğluna ağrı kesici yapmadığı o andır…

*****

TEBESSÜM

Felç

Hastanede koğuşları gezen doktor, hastalardan birinin başucunda durur:

- Sol tarafınız tamamen felç olmuş, bunun tek sebebi içki içmeniz.

- Bu nasıl olur? Ben kadehimi hep sağ elimle tutardım doktor bey.

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Her insan, yapmadığı tüm iyiliklerden suçludur.

Voltaire