İşsizlik ve çaresizlik artınca dolandırıcılara gün doğdu.

Bin yıl düşünsen akla gelmeyecek yöntemlerle insanlar dolandırılıyor.

Neredeyse her gün yeni bir dolandırıcılık yöntemi haber oluyor.

Şimdi de işsiz insanların umutlarını çalıyorlar.

Evde anahtarlık, çanta ve benzeri parça başı iş yaptırma vaadiyle işsizlere ulaşıyorlar.

Kimisi sosyal medya aracılığıyla, kimisi telefon veya mesajla iletişime geçiyor. Evde çalışarak yüksek kazanç sağlayacaklarına inandırıyorlar. Malzeme parası diye daha sonra iade edeceklerini söyleyip kaparo olarak işsizlerden 200 TL veya daha çok parayı verdikleri banka hesabına yatırmalarını istiyorlar. Ürünlerin kargo ile gönderileceğini söylüyorlar ve ortadan kayboluyorlar.

Sonra ne arayan, ne soran var.

Yine garibanlar mağdur ediliyor, çaresiz insanlar dolandırılıyor.

Mağdurlardan biri banka şubesine gidip konuyu araştırdığında, aynı günde farklı hesaplardan dolandırıcıların hesabına 5 bin TL’den fazla para yatırıldığını öğrendi.

Durum fark edilince banka hesabına bloke konuluyor ama iş işten geçmiş oluyor.

Dolandırıcılar şirket ismi, banka ve hesap bilgilerini değiştirerek değişik yollarla yine garibanları dolandırmaya devam ediyor.

Ne yazık ki, şikayetlerin üzerine zamanında gidilemiyor, yeterli araştırma yapılmadığı için sahtekarlar, defalarca farklı kişileri dolandırıyor.

Günümüzün teknolojisinde dolandırıcıları tespit etmek çok zor olmasa gerek. Kullandıkları sosyal medya veya telefonlardan kişilerin, en azından hesapları kullanan kişilerin kimlikleri tespit edilebilir.

Hesap açtıklarına göre bankada bu kişilerin kimlik bilgileri vardır. Eğer şirket adına hesap açılmışsa, şirket ortakları veya yöneticilerin kimlik bilgilerinin bulunması gerekir. Bu kişiler üzerinden dolandırıcılara ulaşılabilir.

Maalesef bizde sistem yeterince hızlı ve sağlıklı işlemiyor.

Sadece bu dolandırıcılar değil, televizyonlarda bangır bangır bağırarak sahte ürünler insanlara pazarlanıyor. Kimisi ilaç diye, kimisi takviye gıda diye, kimisi her derde deva diye ne olduğu bilinmeyen ürünler satılıyor.

Kargolar bu ürünleri taşıyor, bu ürünler için hesaplara para yatıyor.

Hiç kimse bu ürünlerin ne işe yaradığını, sağlığa faydalı mı zararlı mı araştırmıyor.

İnsanların çaresizliğinden yararlanarak paraları resmen gasp ediliyor.

Şikayet etseniz de maalesef yine sonuç alınamıyor.

Çaresiz insanlar başka bir bataklığa itiliyor; çaresizlik zulme dönüşüyor.

*****

 Büyük Türk Atatürk

Bastırdığı kağıt paranın üzerine Bozkurt koyduruyor.

Yakın arkadaşlarına, Bozok, Bozkurt gibi soy isimler koyuyor.

Manevi kızına Ülkü adını veriyor.

Yusuf Akçura Bey’i İstanbul’u teslim almaya yolluyor.

Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu’nu kuruyor.

Asırlar sonra Türk adını vererek Türkiye Cumhuriyeti’ni kuruyor.

İbrahim Çallı’ya “Ergenekon’dan Çıkış” tablosunu yapmasını istiyor.

Türk Tarih Tezini hazırlatıyor.

Anadolu’da kazı çalışmaları yaptırıp, Türklüğün izlerini bulduruyor.

Her konuşmasında Türklük vurgusu yapıyor.

Anadolu’nun 7 bin yıldır Türk beşiği olduğunu söylüyor.

Türklüğün ebedi olduğunu haykırıyor.

Türk devrimlerini öze dönerek yapıyor.

Tıpkı fikirlerinin babası Ziya Gökalp Bey’in dediği gibi “Türk’ü Türk yönetmelidir” diyor!

Türk kültürünü yaşamın her alanında hakim kılmak için çalışmalar yapıyor.

Anadolu’da, unutulmuş, sinmiş, hor görülmüş Türklüğü şahlandırıyor.

“Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur” diyerek unutulmuş Türklüğünü hatırlatıyor.

 O en büyük Türk, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK!

*****

TEBESSÜM

Azrail

Evde yalnız olan kadının zilini çalan siyah giyimli dolandırıcı kendisini Azrail olarak tanıtarak, “Günahın çok, kefaretini öde. Ondan sonra canını alacağım. Az sonra binaya biri girecek. Parayı ona ver” dedi.

O anda, dolandırıcının ortağı binaya girdi. İkilinin oyunundan habersiz kadın, “Bu adam Azrail olduğunu söylüyor” diyerek yardım istedi.

Ortak, “Hangi adam? Burada bir tek sen ve ben varız” cevabını verdi.

Azrail’in kendisine göründüğüne ikna olan kadın, evdeki 5 bin liralık nakit ve altını dolandırıcılara teslim etti.

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağımdır.

Atatürk