Geçtiğimiz hafta içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Helal Akreditasyon Kurumu ( HAK ) kuruluş ve görevleri hakkında kanun tasarısı görüşmeleri vardı. Hükümet bir yılın üzerinde yapılan bir çalışma neticesine ilgili kurum ve kuruluşların ve STK'ların görüşlerini aldıktan sonra konuyu meclise getirdi. Helal akreditasyon kurumunun kurulmasıyla İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeleri içerisinde Helal Akreditasyonu yapmak üzere oluşturulan ilk kurum olacağını belirten Hükümet yetkilileri, altyapısı, standardizasyonu, teknik kadrosu, tecrübesi, laboratuvarları Türkiye kadar yeterli olmayan birçok ülkede de kurumun faaliyet göstereceğini açıkladı.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Helal Akreditasyon Kurumu'nun ülkemiz ve ihracatçımız açısından son derece faydalı olacağını belirtiyor. İhracatımızın artacağını söyleyen Zeybekçi,  şu anda birçok ülke kendine göre standartlar koyuyor, bu kurala göre artık tek standart olduğu için Helal Akreditasyon Kurumu'nun akredite ettiği bir kurum tarafından helal belgesi alan bir kuruluşun gönderdiği ürün, bütün bu ülkeler tarafından kabul edilmek zorunda olacak diyor. 

Ekonomi Bakanı Zeybekçi, dünyanın bilgiyi üretenler, bilgiyi tüketenler; kuralı koyanlar, o kurala uyanlar olarak ikiye ayrıldığını belirterek; İslam coğrafyasında kuralı koyan olmak istiyoruz diyor. Bu bağlamda; İslam Coğrafyasının Helal pazarında lider ülke olmak için Helal Akreditasyon Kurumu'nun çok önemli bir misyon üstleneceğini söylüyor. Bu durumun ülkemiz ve ihracatçımız açısından son derece faydalı olacağını, ihracatımızı artıracağını savunuyor.

CHP ise Helal Akreditasyon Kurumu kurulmasına itiraz ediyor. Gerekçe olarak; İktidarın İslam coğrafyası ve Batı ülkeleri karşısında izlediği hatalı dış politika sonucunda bu kurumun kurulmasının bir fayda getirmeyeceğini öne sürüyor. CHP bölgedeki yanlış dış politikalar nedeniyle zaman ve ticari alan kaybına uğradığımız için bu kurumun daha kurulmadan sorunlu doğacağını düşünüyor.

Ana muhalefet Partisi Türkiye'nin büyük diplomatik krizlerin gölgesinde bölgesel itibarını ve ticari gücünü yitirdiğini, bu bağlamda; üreticimiz, sanayicimiz ve ihracatçımızın Helal Akreditasyon Kurumu'ndan önce iyi bir ekonomi yönetimi ve dış politikaya ihtiyacı olduğunu söylüyor. CHP'ye göre sorun; 1.9 trilyon $ ürün ve hizmet harcaması yapan, finans sektörüyle birlikte değeri 3.9 trilyon $ varan Müslüman nüfusun harcama pastasında Türkiye'nin söz sahibi olamaması.

Anladığım kadarıyla hükümette, Ana muhalefette pazarın büyüklüğünün farkında ancak biri ben bunu yaparım ve bu büyük pastadan pay alırım diyor. Diğeri hayır yapamazsın çünkü geçmişte yaptığın hatalardan dolayı bu pastayı sana yedirmezler diyor. İşin ticari kısmının dışında hükümetle, ana muhalefet arasında yaşanan helal, haram kavgasına hiç girmeyeceğim çünkü ben milli ekonomiye katkısı çerçevesinde olayı değerlendiriyor, ihracatımıza bir katkısı olur mu ekonomiye can gelir mi işin o tarafı ile ilgileniyorum.

Helal konusunda şu anda birçok ülke kendine göre standartlar koyuyor. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin açıklamasına göre; HAK ( Helal Akreditasyon Kurumu ) devreye girdikten sonra tek standart oluşacağı için Helal Akreditasyon Kurumu'nun akredite ettiği bir kurum tarafından helal belgesi alan bir kuruluşun gönderdiği ürün, bütün bu ülkeler tarafından kabul edilmek zorunda olacak. Tamam kuralı koyan ülke olmak kulağa hoş geliyor ama bakalım Suudi Arabistan, Endonezya, Malezya, Dubai gibi İslam ülkeleri bu kurumu kabul edecekler mi eğer burada bir itilafa düşülmez HAK  (Helal Akreditasyon Kurumu) oyunun kuralını belirleyen taraf olursa o zaman Türkiye önemli bir kazanım elde eder. Ama gerçekçi olmak gerekirse ben günümüz şartlarında bunun çok kolay olacağını düşünmüyorum. 

Helal akreditasyonu son yıllarda duyduğum ama yukarıda bahsettiğim nedenlerden dolayı bir türlü gerçekleşmeyen bir konu. Umarım Helal Akreditasyon Kurumu İslam coğrafyasında tanınan bilinen bir otorite kuruluş olur. Türkiye İslam ülkelerine öncülük eder Yahudiler kendi "KOŞER" belgelerine nasıl güven duyuyorsa  " Helal " belgesi de Dünya Müslümanlarının güven duyduğu bir belge olur. İşte o zaman "HAK" yerini bulur...