Bayramda birlikte olamadığımız için gecikmeli de olsa öncelikle hepinizin bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.

Partizan maçının analizine geçmeden önce, bir hatırlatma yapıp, UEFA'ya dikkat çekmek istiyorum. Hatırlayacağınız üzere UEFA geçen sezon Bayern Münih karşılaşmasında sahaya giren kedi için bile fahiş bir ceza kesmişti. Bakalım aynı UEFA, Partizan deplasmanında atalarımızla dalga geçen, ırkçı tezahüratlar yapan Sırp holiganlara ve Partizan kulübüne ne gibi bir ceza verecek? Daha doğrusu ceza verebilecek mi?

Fransa'da taraftarlarımıza yapılanlar ortadayken, Beşiktaş'a satmadığı biletlerin faturasını kesen, sorumluluğu Beşiktaş'a yükleyip, adaleti sadece Beşiktaş üzerinden sağlamaya çalışan, Fransa Federasyonu'na ve lobisine yaranmaya çalışan UEFA, bu sefer adil olmayı başaracak mı? Güçleri her zaman sadece Türk kulüplerine mi yetecek? Bu sorular her zaman benim zihnimi kurcalamaya ve yüreğimi yakmaya devam edecek...

* * *

Gelelim şimdi oynadığımız bıçak sırtı maça...

Takım savunması olarak iyi bir görüntü vermedik. Rakip oyunun bazı bölümlerinde fizik olarak üstünlüğünü çok hissettirdi. Bu dakikalarda Beşiktaş'ın pas oyunu ile rakibin direncini kırması mutlu eden bir gelişmeydi.

Bireysel olarak dikkatimi çeken performanslara gelecek olursak; Cyle Larin iyi niyetli olsa da, henüz takıma tam alışamadığından olsa gerek bir türlü doğru yerde topla buluşamıyor. Caner'in ise günden güne daha iyiye gitmesi taraftarı ayrıca mutlu ediyordur.

Necip ve Tolga hakkındaki fikrimi daha önceki yazılarımdan da biliyorsunuzdur. Tekrara düşüp ne kendimin ne de sizin canınızı sıkmak istemiyorum. Tolgay'ın ise tehlikeli bölgelere inmesi, rakip kaleye daha yakın oynaması sevindirici bir diğer gelişmeydi.

Medel klasiği Partizan'da da sergilendi. Her zamanki gibi takımın en iyilerinden biriydi, her gelen topta onun müdahalesi vardı. Quaresma bazen oyundan kopsa da şu anki takımda şapkadan tavşan çıkartabilecek az sayıdaki oyuncudan biri olduğunu tekrar gösterdi.

* * *

Sonuca gelirsek Beşiktaş büyük maç oynama alışkanlığını kazandı. Geçen yıldan da hatırladığımız üzere nasıl oynaması gerektiğini artık biliyor olsa da bazı mevkilerdeki eksiklikler hiç bir şekilde görmezden gelinmemelidir. Ayrıca son olarak Adriano gibi bir futbolcuyu 600 bin euroya takıma katıp bize izlettiren şampiyonluğun ve oynanan pas oyununun gizli kahramanı yapanlara teşekkür bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum...