Dünyada hava kirliliği hızla artıyor. Yapılan ölçümlerde Türkiye’nin havasının da “kirliler sınıfında” yer aldığı açıklandı. Bunun özeti de şu: Türkiye’nin havası da çok kirli. Son yapılan araştırma sonuçlarına göre Kirli hava ülkemizde 52 bin kişinin erken ölümüne neden oldu. Bu sayının ilerleyen zaman içinde katlanarak artabileceğine de dikkat çekiliyor. Kentlerde hava kirliliğinin önlenebilmesi için alınan tüm önlemlerin bugüne kadar beklenen başarıyı getirmediğini söyleyebiliriz. Hava kirliliğinin nedenleri ise giderek artıyor. Trafik bu konuda önde geliyor.

Kirli havayı solumak hemen her organı derinden etkilerken, kirli hava nedeni ile artan hastalık sayısı da yeni önlemlerin alınması gerektiği gerçeğini
ortaya koyuyor. Küresel çapta yapılan yeni bir araştırmaya göre, hava kirliliği insan bedenindeki her organı hatta her hücreyi menfi yönde etkilediği ortaya çıktı. Araştırma, “hava kirliliğinin tepeden ayak tırnağına, kalpten akciğer hastalıklarına, Alzheimer’dan karaciğer sorunlarına, mesane kanserinden cam kemik hastalığına ve zührevi hastalıklara” kadar insan bedenini ciddi şekilde etkilediğini ortaya koydu. Zehirli hava doğurganlığın yanı sıra çocukları da olumsuz etkiliyor.

Hava kirliliğinin insan bedenine verdiği sistemik zarar, yangıya (enflamasyon) sebep olan kirletenlerin bir sonucu. Kirli havanın içinde bulunan ’zerre’ler kan dolaşımı yoluyla bedenin her noktasına taşınıyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), ’sessiz katil’olarak nitelediği hava kirliliğini ’acil halk sağlığı’sorunu olarak değerlendiriyor. WHO’ya göre dünya nüfusunun yüzde 90’ından fazlası zehirli hava soluyor. Yeni bir çalışmaya göre her yıl dünya genelindeki 8.8 milyon erken ölümün nedenini hava kirliliği teşkil
ediyor. Buna göre hava kirliliği sigaradan bile daha ölümcül bir tabloya yol açıyor. Araştırmayı gerçekleştiren Uluslararası Solunum Dernekleri Forumu’ndan bilim insanları, akademik Chest (Göğüs) dergisinde yayınladıkları iki makaleyle, “hava kirliliğinin insan bedenindeki her organı menfi yönde etkilediği” ni ortaya koydu.

Makalede, “Zehirli zerreler akciğerlere ulaşıyor, burada hemen hücreler tarafından kapılıyor, kan dolaşımı yoluyla bedendeki tüm hücrelere bulaştırılıyor” ifadesi kullanıldı. ABD’deki Illinois Üniversitesi’nden Prof. Schraufnagel, “Hava kirliliğinin her organı etkilemesine şaşırmadım” dedi. Dünya Sağlık Örgütü Halk ve Kamu Sağlığı Direktörü Dr. Maria Neira da, hava kirliliğinin insan sağlığını olumsuz etkilediğini gösteren 70 bin bilimsel makale olduğunu vurgulayarak, “Parkinson ve otizmin de hava kirliliğinden kaynaklandığını ortaya koyan bazı araştırmalar var. Bu araştırmalar şimdilik her şeyi aydınlatmıyor ancak bazı bağlantıların olduğunu ortaya koyuyor” dedi.

Temiz Hava Hakkı Platformu’nun yayınladığı rapora göre, Türkiye’de 81 ilin yarısından fazlası kirli hava soluyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği değerleri karşılayan tek ilimiz ise Ardahan. Kirli hava ülkemizde 52 bin kişinin erken ölümüne neden oldu. Bu da Türkiye’de trafik kazalarında hayatını kaybedenlerin yedi katı. *Kirli hava ilk olarak solunum sorunlarınayol açıyor. Bu da astım, KOAH ya da akciğer kanseri olarak karşımıza çıkıyor. Solunan kirli hava sadece akciğerleri değil, kalbi de vuruyor.

Kalp kaslarının zayıflamasına ve damarların darlaşmasına yol açtığından kalp krizlerine sebep oluyor. *Beyin kanaması, demans, zekâ geriliğinin kirli havayla doğrudan ilgisi var. *Zehirli hava solumak, uyku kalitesini de olumsuz etkiliyor. *Hava kirliliği enflamasyona (yangı) yol açıyor. Bilim insanları süreci şöyle açıklıyor: “Bağışıklık hücreleri ’zehirli taneciği’bakteri olarak algılıyor, bunların peşinden koşuyor, enzim ve asid salgılayarak onu öldürmeye çalışıyor. Bu da enflamasyona yol açıyor. Bedenimiz kendini hava kirliliğine karşı savunmak için değil enfeksiyonlara karşı savunmak için donatılmış.” Görülüyor ki, kirli havayı solumak hemen her türlü hastalığı da beraberinde getiriyor. Kirli havanın sigaradan bile tehlikeli hale dönüşmesi ise ayrıca tartışılması gereken bir başka konu olarak öne çıkıyor.