Suriye konusunda yazdığımız yazılarda hep şuna dikkat çekiyoruz:

Bu topraklarda Amerika ve Rusya birlikte hareket ediyor. Türkiye'yi de oyalayarak bu hareket dışında tutuyorlar. Özellikle "Terörle birlikte mücadele edeceğiz" demelerine rağmen halen terör örgütleri ile birlikte hareket etmeyi sürdürüyorlar.

Son yapılan açıklamalarda ise DEAŞ'ın tamamen yok edilmesi konusunda kararlılık ortaya konulmuştu.

Bu konuda yeni bir tezgâhın ortaya çıktığını görüyoruz.

Terör örgütü YPG/PKK, Suriye'de teslim olan DEAŞ'lı teröristler ve ailelerine, kendi işgal bölgesi dışına çıkarma sözü vererek, teröristlerin yine Türkiye topraklarına sızmalarının önünü açtı.

YPG/PKK ve ABD'nin, Suriye-Irak sınırındaki Deyrizor ilinin Bagoz beldesinde sıkışan son DEAŞ'lı grupla 15 Şubat'ta anlaşmaya varmasının ardından DEAŞ'lıların teslim olma ve ailelerinin tahliye süreci devam ediyor. İki terör örgütünün vardığı anlaşmanın içeriğine ulaşılınca Türkiye'ye bekleyen büyük tehlike de ortaya çıktı.

Peki şimdi ne olacak?

YPG/PKK, DEAŞ'lılar ve ailelerinin, istemeleri durumunda örgütün kamplarında kalmalarına izin verecek. Örgüt, kampta kalmak istemeyenlere ise işgal bölgesi dışındaki Fırat Kalkanı Harekatı, Afrin ve Beşar Esad'a bağlı güçlerin kontrolündeki bölgelere kaçak yollarla çıkarma sözü verdi.

YPG/PKK'nın son anlaşması, Ekim 2017'de Rakka'da kuşattığı DEAŞ'lıları Türkiye topraklarına geçirme planını anımsattı.

Örgüt, Rakka kent merkezinde kuşattığı DEAŞ'lı teröristlerle anlaşmaya vararak bölgeden tahliye etmiş, bunların önemli bir bölümü Türkiye'ye sızmak üzere sınır hattına yönelmişti. Teröristlerin kaçakçılar yoluyla Türkiye'ye sızdırılmaları, uluslararası basına konu olmuştu.

YPG/PKK, kamptan çıkmak isteyenlere bir tür "özel seyahat belgesi" verecek. DEAŞ'lılar ve aileleri, böylece YPG/PKK işgalindeki bölgelerde hareket ve ikamet edebilecek.

İki terör örgütünün, yaralı DEAŞ'lıların durumuna ilişkin vardıkları uzlaşmaya göre, bu kişiler YPG/PKK işgalindeki hastanelerde tedavi görerek, en geç 2 ay içinde taburcu edilecek.

YPG/PKK, bir süredir DEAŞ'tan, Irak'ın Musul kentini işgal ettiği sırada ele geçirdiği külçe altınları istiyordu. Fırat Nehri'nin doğusundaki son bölgesini kaybeden DEAŞ'ın işgal alanı Suriye topraklarının yaklaşık yüzde 2'sine geriledi. Örgüt sadece rejim kuşatmasındaki çöl bölgesinde varlık gösteriyor.

Terör örgütü YPG/PKK ise Suriye topraklarının yüzde 28'ini işgal ediyor. Suriye hükümet güçleri ülkenin yaklaşık yüzde 60'ında hâkimiyetini sürdürürken, askeri muhalifler ve hükümet karşıtı silahlı grupların kontrol ettiği alan ülke topraklarının yaklaşık yüzde 10'una karşılık geliyor.

Suriye'de yanı başımızdaki 40 bin silahlı YPG/PKK grubu dağıtılmadan ve ellerindeki tüm silahlar toplanmadan bizim için beka sorunu bitmeyecektir.

Bu konuda ortaya koyduğumuz irade, şu ana kadar Amerika tarafından gündeme alınmadığı gibi, olumlu bir adım da atılmadı. Kaldı ki, Suriye'den çekileceklerini söyleyen Amerika halen çekilme konusunda çelişkili açıklamalarda bulunuyor.

Şimdi Amerika yine DEAŞ'ı bahane ederek yeni oyalamalara girecek, Fırat'ın doğusundaki kirli oyunlarına yenilerini ekleyecektir.

Görebildiğimiz kadarı ile bütün mesele eli silahlı YPG/ PKK örgütlerinin bölgede korunmasıdır. Bugüne kadar dikkat edilecek olursa bu konularda hiçbir olumlu adım atılmadı.

Biz, yanı başımızda PYD terör örgütü le uğraşırken, karşımıza şimdi de DEAŞ terör örgütünü yenden dirilterek çıkarmak istiyorlar.

Bu tezgâh Türkiye için büyük bir tehlikedir.

Bu örgütün militanlarının Türkiye'ye sızması, yeni sıkıntıları ve huzursuzlukları da beraberinde getirebilir. Geçmişte bunların acı tecrübeleri yaşadık ve milletçe bedeller ödedik.

Suriye konusu daha çok sıkıntılara gebe görünüyor.