26 Şubat 1992 tarihinde insanlık tarihin en büyük katliamlarından biri yaşandı. Azerbaycan'ın Hocalı bölgesinde 106'sı kadın, 83'ü çocuk olmak üzere 613 Azeri, Rusların da desteğini alan gözü dönmüş Ermeni askerleri tarafından vahşice katledildi.

Hocalı, Ermeni yerleşim yerlerinin ortasında kalan tek Türk bölgesiydi. Tek kaçış yolu vardı. Ermeniler ve onlara destek veren Ruslar, o çıkışı bilerek açık bıraktı. Türkler o soğuk kış gecesinde, can havliyle o tarafa yöneldi ve tuzağa düşürülerek topluca katledildi.
Hocalı'da yaşayan Azerilerin kafa derisi soyuldu, kulak, burun ve cinsel organları kesildi, gözleri çıkarıldı. Kadın, yaşlı ve çocuk ayrımı yapılmaksızın Azerilere akıl almaz işkenceler yapıldı.

Ermeni bir doktor, bir çocuğun derisini canlı canlı yüzdü, utanmadan da kendi hatıralarında bunu yazdı. Hamile bir kadının karnı yarılarak bebeği alındı, kadının göğsü kesildi, bebeğin ağzına tıkıldı.

Vahşet sınırsızdı; ölülerin gözlerini oydular, kafaları vücutlardan ayırdılar ve onlarla top oynarken resimler çekildiler... Öldürdükleri kadınlara bile sapıkça tecavüz ettiler... Ölenlerin bir kısmının açıkta bırakılan cesetlerini de yabani hayvanlar parçaladı.
Bütün bu vahşet ve insanı utandıran işkenceler, Ermenilerin kendi kayıtlarında görülen bilgiler ve yabancı gözlemcilerin tespitleridir... BM tarafından kabul edilmiş ve değerlendirmeye alınmış belgeler, Hocalı katliamını insanlığın yüzüne çarpıyor.

27 yıl önce Hocalı'da insanlık ölmüştü...
Bugün Doğu Türkistan'da Türkler yine kan ağlıyor...
Çin, yıllardır sürdürdüğü soykırımı artırarak devam ettiriyor.

Doğu Türkistan'ın belli bölgelerine giriş izni yok, orada yaşayanlar dışarı çıkamıyor, bilgi vermelerine de izin verilmiyor.
Doğu Türkistan'da yaşayan Türklerin akıbetini kimse bilmiyor.
Çin kafasına göre Türkleri gözaltına alıyor, hapse atıyor... Her türlü işkenceyi yapıyor.
Ağzını açanı ya öldürüyor ya da hapse atıyor...
Ege adaları elimizden gitti.
Kıbrıs sessiz sedasız Rumlara teslim ediliyor.
Suriye'de, Irak'ta Türkmenlerin tarihi ve adı siliniyor, sinsi bir şekilde göç ettiriliyor, malları ellerinden alınıyor.
Ülkemizde de maalesef Türklerin sesi çıkmıyor...
Türk dünyası yanıyor...
Gören yok, duyan yok...


*****

Tüm cesetleri yaktılar

"Ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı'nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hâlâ yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa'ya döndüm. Onlar Haç'ın hatırı için savaşa devam ettiler."
(Hocalı vahşetinin tanığı Ermeni gazeteci Daud Kheriyan'ın yazdığı kitaptan- For The Sake of Cross- Haçın Hatırı İçin. Sayfa: 62-63)
"Ermeniler Hocalı'ya saldırdılar. Bütün dünya tanınmaz hale getirilmiş cesetlere tanıklık etti. Azerbaycanlılar çok sayıda insanın öldürüldüğünü haber vermekteler."
(Krua l'Eveneman dergisi -Paris, 29 Şubat 1992) 
"Ermeni askerleri binlerce aileyi yok etti."
(Sunday Times gazetesi -Londra, 1 Mart 1992) 
"Ermeniler Ağdam'a doğru giden orduyu kurşun yağmuruna tutmuştur. Azeriler bin 200 kadar ceset saymış. Lübnanlı kameraman, ülkesinin zengin Ermeni Taşnak lobisinin Karabağ'a silah ve asker gönderdiğini onaylamıştır."
(Financial Times gazetesi -Londra, 9 Mart 1992) 
"Birçok insan çirkin hale getirilmiş, masum kızın sadece kafası kalmış."
(Times gazetesi -Londra, 4 Mart 1992) 
"Video kamera kulakları kesilmiş çocukları gösterdi. Bir kadının yüzünün yarısı kesilmişti. Erkeklerin kafa derisi soyulmuştu."
(İzvestiya gazetesi- Moskova, 4 Mart 1992)
"Ağdam'da bulunan yabancı gazeteciler  Hocalı'da öldürülmüş kadın ve çocuklar arasında kafa derisi soyulmuş, tırnakları çıkarılmış 3 kişi görmüşlerdir." 
(Le Monde gazetesi- Paris, 14 Mart 1992)  
"Binbaşı Leonid Kravets: Ben şahsen tepede yüz civarında ceset gördüm. Bir erkek çocuğun kafası yok idi. Her tarafta acımasızca öldürülmüş kadın, çocuk ve ihtiyar vardı."
(İzvestiya gazetesi -Moskova, 13 Mart 1992) 

***

TEBESSÜM

Ne işiniz vardı?

İngiliz garson, Türk müşteriye:
- Çanakkale'de atalarımızı öldürdüğünüz için sizleri pek sevmeyiz, der.
Türk, sert bir şekilde şu cevabı verir:
- Orada ne işiniz vardı?

*****

GÜNÜN SÖZÜ
İnsan yok edilebilir, ama teslim alınamaz.
Ernest Hemingvvay