Geride kalan yıl Türkiye turizm açısından pek de kötü geçmiş sayılmaz. En azından terör ve kargaşa yüzünden sektörleri zarar gören ülkeler yavaş da olsa eski gücüne kavuşuyor. Son yıllarda yerlerde sürünen turizm sektörümüz şimdi parlak yıllara kucak açıyor.

Yazımızın başlığını “Turist sayısı artıyor artmasına ama” diye koyduk. Çünkü artan turist sayısına rağmen beklenen para akışı saylanamıyor. Bunun da çeşitli nedenleri var bu yazımızda bu konulara da değineceğiz. “Bacasız sanayi” olarak değerlendirdiğimiz turizmden beklenen gelir elde edilebilirse bunun bütçeye çok önemli katkısı olacaktır. Turizm Bakanlığı, yeni sezon için 70 milyar dolar turizm geliri hedefi koydu. Bu rakamın tutturulabilmesi için de önemli bazı kararlar uygulanacak. Turizmdeki tıkanıklıkların giderilmesi yönünde adımlar atılacak. Özellikle de dış tanıtım ön plana çıkarılacak. Turizmde bugüne kadar alınan bazı önlemlerin önemli olduğunu biliyor ve görüyoruz. Ancak, bunları yeterli görmüyoruz.

Hemen vurgulayalım:

Türkiye, “herşey dahil ” sistemden biran önce kendisini kurtarmalıdır. Daha kaliteli ve zengin turist ağırlama yoluna gitmeli, kaliteyi yükseltebilmelidir. “Herşey dahil” sistemden önemli gelir elde edilemiyor. Zaten bu sistemi uygulayan ülke de kalmadı. Turist sayımız artıyor ama gelir istediğimiz seviyelere çıkmıyor. Birleşmiş Milletlere (BM) bağlı Dünya Turizm Örgütü’nün (UNWTO) rakamlarına göre Türkiye de turist sayısı en çok artan ülkeler arasında bulunuyor.

İşte düşündüren nokta burası. Turist sayısını en çok artıran ülke olduk ama bu sayı ile beklediğimiz geliri tutturamadık. Demek ki, turist sayısını artırmak da yeterli olmuyor. Az turist olsun, ama gelir yüksek olsun.

Turist sayısı 2016’da 30,3 milyona kadar gerileyen Türkiye sonraki yıl bunu 37.6 milyona çekmeyi başardı. Geçtiğimiz yıl turizm sektör sezonu kazançlı kapattı. Bu yıl da turizmde yüzlerin güleceği şimdiden görülüyor 2018’deyse rakamın önceki yıla göre yüzde 22,4 artarak 46 milyona çıkması bekleniyor. Bu da Türkiye’yi, 2018’de turist sayısı en çok artan ülkeler listesinde altıncı sıraya yerleştiriyor. Kesin rakamların 2019’un ilk çeyreğinde açıklanacağını ekleyelim. UNWTO verilerine göre 2018’de aldığı ziyaretçi sayısını en çok artıran ülkeyse Ekvador. Galapagos Adaları’nın bağlı olduğu ülkeye giden turist sayısının yüzde 56,1 artarak 2.5 milyona çıkması bekleniyor. Son yıllarda yıldızı hızla büyüyen komşusu Kolombiya da yüzde 32,8 artışla listede dördüncü sırada. Avrupa kıtasında Türkiye’den sonra en hızlı turist artışını yaşayan ülke yüzde 19,8 ile Arnavutluk. Bu ülkedeki oteller ve yeme-içme sektörü ucuzluğu ile her kesime hitap edebiliyor. Antalya’nın dünyada 5 yıldızlı otellerde konaklamanın en ucuz olduğu tatil kenti olduğu belirlendi. Genelde “herşey dahil” sistemde hizmet veren Antalya’daki oteller özellikle kış aylarında kapılarını kapatmak durumunda kalıyor.

Globehunters’ın derlediği verilere göre, ağır ekonomik kriz ve devalüasyondan sıkıntılı Türkiye’nin popüler kıyı tatil şehrinde 5 yıldızlı otel odalarının ortalama fiyatı 39.62 ABD doları. Dünyadaki 170 popüler tatil beldesinden 5 yıldızlı otel fiyatlarını toplayan şirketin araştırmasına göre Antalya’yı 41.38 dolarla Mexico City, 50 dolarla Şarm El-Şeyh ve 51,2 dolarla Kiev izliyor. 5 yıldızlı otellerin en ucuz olduğu 20 şehrin
büyük çoğunluğu Asya’da yer alırken, en pahalı 20 şehir içinde de Kuzey Amerika kentlerinin hakimiyeti göze çarpıyor. Dünyada varlıklı gezginlere 5 yıldızlı otel odaları için en yüksek faturalar San Francisco’da çıkarılırken (gecelik 554,64 dolar), onu Boston (539, 79 dolar), Kyoto (534,17 dolar), New York (469,59 dolar) ve Los Angeles (445,69 dolar) izliyor. Bu rakamlarla, en ucuz Antalya fiyatlarıyla en pahalı San Francisco oda fiyatları arasında 515 dolar fark ortaya çıkıyor.

Türkiye, hem turist kalitesini artırmalı, hem de turizmde çeşitliliğe yelken açabilmelidir. Ülkedeki potansiyel buna uygundur. Özellikle de Antalya başta olmak üzere, Bodrum, Marmaris, Kuşadası gibi beldelerde turizmi 12 aya yayabilmenin yollarını aramalı ve bulmalıdır.