Kamu kurumunda da özel sektörde de üst düzey yöneticiler göreve başladığında "kendi ekibiyle" çalışma "prensibini" daha önce kurumda çalışan insanları işten atarak gerçekleştirir. Bu maalesef Türkiye'de herkesin bildiği sır. İşçiler, beyaz yakalılar vs. çalıştıkları kuruma yeni bir "müdür" geldiğinde her zaman diken üstündedir. Bu sadece özel sektörde değil, hatta tazminatlar nedeniyle çoğunlukla kamu kurumlarında yaşanır hale geldi. Ancak söz "tazminatlardan" açılmışken, işverenler, müdürler, patronlar da bunun "kolayını" buldu. Son yılların moda deyimiyle çalışana yöneltilen "ahlaksızlık" iddiası... 

25. MADDE MODASI!

Yani mevzu şu... İşveren ya da temsilcisi çalışmak istemediği kişiyi tazminat vermemek deyim yerindeyse süründürmek için iş yasasının 25. Maddesine dayanarak iş aktini feshediyor. Hatta bunu artık o kadar fütursuzca yapıyor ki işten çıkarılan kişiye kovulduğunu telefon mesajıyla iletiyor. Bunlardan biri de Türkiye Standartları Enstitüsü (TSE)...  İddiaya göre TSE'nin yeni Genel Müdürü Ömer Gün de "ahlaksızlık" maddesini kullananlardan biri. Kurumda 10 yıldan fazladır görev yapan birkaç elektrik mühendisi de genel müdür göreve gelir gelmez 25. maddeye maruz kalarak işten atıldı. Üstelik iş akti feshi telefon mesajıyla bildirildi. 

EMO DA KAYITSIZ

Kurumda yaklaşık 13 yıldır çalışan bir elektrik mühendisi işten çıkarılış hikayesini şöyle anlatıyor: "İşten çıkarıldığımı bir sabah telefonuma gelen mesajla öğrendim. Yöneticilerle konuştum iş yasasının 25. maddesi nedeniyle iş aktimin feshedildiğini bildirdiler. Ancak bana herhangi bir delil sunamadılar. Çalışma hayatım boyunca da hep mesleğimi bir adım öne taşımaya çalıştım. Özgeçmişim övgülerle dolu. Ancak bir insanın hırsı yüzünden geleceğimi etkileyecek bir kara lekeyi adalet önünde temizlemekle uğraşıyorum..." Tabi mühendisin tek sorunu TSE'ye karşı kazanacağı zaferle bitmiyor. Zira kurumun bu iddiası başka bir yere iş başvurusunda bulunduğu zaman karşısına çıkıyor. Peki mühendisin bağlı bulunduğu Elektrik Mühendisleri Odası bu durumda ne yapıyor? Konu "ahlaksızlık" olunca koskoca bir hiç. EMO mühendislerin bu durumuna karşı şimdilik kayıtsız. 

AHLAKSIZ OLMADIĞINI İSPATLA!

Mühendisin "çilesi" tabii ki bununla da bitmiyor. Çünkü artık ombudsmanlar var. Bilindiği gibi birçok davada olduğu gibi iş davalarında da önce bir çeşit arabuluculuk kurumu olan ombusdsmana başvuruluyor. Taraflar ombudsman karşısında bir araya geliyor, uzlaşma sağlanırsa masadan kalkılıyor. Sağlanamadığı takdirde ise davalar açılıyor. İşte mühendisimiz de ilk olarak derdini ombudsmanla çözmek için adliyenin yolunu tutuyor. Ancak ombudsman işverene işçinin ahlaksızlığını ya da diğer iddialarını delillendirmesi gerektiğini söylemek yerine işçiye ahlaksız "olmadığını" ispatlaması için süre veriyor. Kısaca körler sağırlar birbirini ağırlıyor. 

TACİZ, KÜFÜR, UYUŞTURUCU...

İşçiyi mağdur eden 25. Madde neleri kapsıyor bir bakalım: 
a) İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.
b) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması.
c) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.
d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması , işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması.
e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.
f) İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi.