Yollar yine kan gölüne döndü. Trafik terörü bu bayramda da yüzlerce can aldı...

Trafik ülkemizin temel sorunu haline geldi.

Büyük şehirlerde yaşayanlar için trafik sorunu büyük dert...

Taşrada ve köylerde yaşayanlar için bozuk yollar veya hiç yapılmamış yollar çileye dönüşüyor.

Trafikte kuralsızlık, saygısızlık ve yollar sadece benimdir mantığıyla hareket eden magandalar maalesef her geçen gün artıyor...

Birçok alanda olduğu gibi trafikte de, kurala uymayanın yanına kâr kalıyor, dürüst vatandaş bedelini ödüyor...

O kadar dikkat ve özenle gidiyorsunuz, biri makas atıyor, dengeniz alt üst oluyor.

Seyir halindeyken trafiği oyun sanıp diğer araçları sıkıştıranlar var...

Bazı kamyon şoförlerinin yolu tapulu malı gibi görmesi ve kural tanımaması ayrı bir dert...

Etkili denetimler ve caydırıcı cezalarla bu sorun çok rahat aşılabilir...

Cezalar caydırıcı olsa da uygulanmıyor, bazen de aşırı kuralcılık insanları bıktırıyor.

Kurallar sadece dürüst vatandaşların canını yakıyor.

Yurt dışından gelen gurbetçilerimiz yaşadıkları ülkelerde bütün kurallara yüzde yüz uyuyor. Ama ülkemize giriş yaptıktan sonra bazıları ne yaparsam yanıma kâr kalır diye düşündükleri için kural tanımıyor.

Kuralları bilmediğinden değil, nasılsa ceza ödemeyeceğini bildiği için umursamıyor...

Bir diğer husus gereksiz kurallar ve hız sınırlamaları...

Şehirlerarası yollarda 100-120 ile giderken bir anda hız sınırı 50’ye düşüyor. Hızınızı hemen azaltsanız bile hız sınırını aşıyorsunuz ve ceza geliyor. Amaç trafiği düzenlemek değil, daha çok ceza yazıp bol para kazanabilmek...

Ne yazık ki, cezalar kazanç kapısı olarak görülüyor.

Aynı durum park cezalarında da görülüyor. Trafiği engellemeyecek şekilde, okul, hastane veya durak olmayan bir yere aracınızı park ediyorsunuz. Aracın yanına gitmeden cezanız cep telefonuna mesaj olarak geliyor. Trafiği engelleyen veya okul önüne park eden araca ceza yazarsın anlarım ama her park edilen araca ceza yazmak veya aracı çekmek hangi akıl işidir!

Getirilen yasaklar, konulan kurallar, kural dışı ve de gereksiz olduğu için zaruri kurallara uyan da azalıyor...

Trafik candır... Can üzerinden ticaret de, pazarlık da olmaz...

Önce saygı... Trafikte hatanın dönüşü yoktur...

*****

Yarım milyonluk çek

İşadamının işleri bozulmuştu. Ne yaptıysa olmuyordu. Bir zamanlar çok başarılı bir insan olmasına rağmen şimdi büyük olan sadece borçlarıydı. Bir taraftan kredi verenler onu sıkıştırırken, diğer taraftan da bir sürü insan ödeme bekliyordu. Çok bunalmıştı ve hiçbir çıkış yolu bulamıyordu.

Nefes almak için parka gitti. Bir banka oturdu, başını ellerinin arasına aldı ve bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünmeye başladı.

Tam bu sırada birden, önünde yaşlı bir adam durdu. Yaşlı adam, “Çok üzgün görünüyorsun. Seni rahatsız eden bir şey olduğu belli... Benimle paylaşmak ister misin?” diye sordu.

İşadamının yakınmalarını dinledikten sonra da, “Sana yardım edebilirim” dedi. Çek defterini çıkardı. İşadamının adını sordu ve ona bir çek yazdı. Çeki ona verirken de, “Bu para senin. Bir yıl sonra seninle burada buluştuğumuzda bana olan borcunu ödersin. Hadi al” dedi.

Yaşlı adam geldiği gibi hızla gözden kayboldu.

İşadamı elindeki çeke baktı. Çekte 500 bin dolar yazıyordu ve imza John Rockefeller’e aitti, yani o gün için dünyanın en zengin adamına.

 “Tüm borçlarımı hemen ödeyebilirim” diye düşündü. John Rockefeller’e ait bu çekle her şeyi çözebilirdi.

Ama çeki bozdurmaktan vazgeçti. Bu değerli çeki kasasına koydu. Onun kasasında olduğunu bilmenin güveniyle yepyeni bir iyimserlikle işine tekrar dört elle sarıldı. Büyük küçük demeden tüm işleri değerlendirmeye başladı. Ödeme planlarını yeniden yapılandırdı. İyi yapılan işler yeni işleri doğurdu. Birkaç ay sonra tekrar işlerini yoluna koyabilmişti.

Takip eden aylarda ise borçlarından tümüyle kurtulup hatta para kazanmaya başlamıştı. Tüm bir yıl boyunca çalıştı durdu. Tam bir yıl sonra, elinde bozulmamış çek ile parka gitti. Kararlaştırılmış saatin gelmesini bekledi. Tam zamanında yaşlı adamın hızla ona doğru geldiğini gördü.

Tam ona çekini geri verip başarı öyküsünü paylaşacakken bir hemşire koşarak geldi ve adamı yakaladı. Hemşire “Onu bulduğuma çok sevindim, umarım sizi rahatsız etmemiştir” dedi.

 “Çünkü bu bey sürekli olarak huzur evinden kaçıp, bu parka geliyor. Herkese kendisinin John Rockfeller olduğunu söylüyor” diye ekledi.

Hemşire adamın koluna girip onunla birlikte uzaklaştı.

İşadamı şaşkın bir şekilde öylece durdu kaldı. Sanki donmuştu. Tüm yıl boyunca arkasında yarım milyon dolar olduğuna inanarak işler almış, yapmış ve satmıştı.

Birden, hayatının akışının değiştiren şeyin para olmadığını fark etti.

Hayatını değiştirenin yeniden kendinde bulduğu güven ve inançtı.

Başarının sırrı, kasamızda duran değil, kendi kalbimizde ve kafamızda olanlardır. Başka yerde aramaya gerek yok.

*****

TEBESSÜM

Kayıt

Köylü, yeni doğan eşeğin yavrusunu kucağına almış evine dönerken, iki ortaokul öğrencisi kendisine takılır:

- Hayrola amca, oğlunu nereye götürüyorsun böyle?

 Adam, kendine yapılan bu terbiyesizliğe aldırmamış görünerek cevap verir:

- Gittiğiniz okula kaydını yaptıracağım...

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Ya hatalarınla yüzleşirsin ya da hatalarınla yüzsüzleşirsin...

Dostoyevski