Terör yine Müslümanları vurdu...
Müslümanların biraz olsun nefes alabildiği, dünyanın en sakin ülkelerinden Yeni Zelanda'da masum insanlar teröre kurban gitti...
Terör insanlığın ortak belasıdır...
Din, mezhep, ırk ayrımı yapmadan lanetlersek, toptan karşı durursak terör önlenebilir, en azından asgariye indirilebilir...
Terörü önlemenin en etkili yolu, insanlar arasında sevgi ve saygı bağını güçlendirmektir.
Müslümanlar ve de maalesef Türkler, batılılar tarafından sürekli saldırgan, terörist olarak tanıtılıyor.
Amerikan ve de özellikle İsrail'in finanse ettiği neredeyse tüm filmlerde Müslümanlar hep terörist gösteriliyor. Bu filmlerin temel konusu, bir Müslüman veya bir Müslüman ülkede güya tüm dünyayı uçuracak bir terör saldırısı planlanıyor. Batılı iyi adamlar (!) hep terör saldırısını önlüyor.
Bununla yetinmiyorlar, nereden çıktığı belli olmayan güya bazı siyasetçiler, özellikle Türkler ve Müslümanları kötüleyen, hedef alan açıklamalar yapıyor.
Sürekli bu tür filmleri seyreden, gazetelerinde bu haberleri okuyan insanlar ister istemez Müslümanlara karşı kinleniyor. 
Bir de buna ABD gizli servisi CIA'nın yetiştirip beslediği El-Kaide, IŞID gibi terör örgütleri eklenince Müslüman ülkeler terör bataklığına dönüştürüldü.
Dünyada meydana gelen terör olaylarının büyük çoğunluğunda Müslümanlar hedef alınıyor.
Özellikle ülkemiz yıllardır bunun acısını çok yaşadı ve ne yazık ki hâlâ yaşamaya devam ediyor.
Batılılar, terör kendilerine dokununca veryansın ediyor. 
Müslümanlar katledildiği zaman maalesef aynı tepkiyi göstermiyor, gösteremiyorlar...
Tabii ki bütün bunlarda bizim de Müslümanlar olarak eksikliklerimiz çok...
Terör ve teröristlere karşı çok iyi istihbarat ağı geliştirmeli... Terör olayları önceden haber alıp engellemeyi başarabilmeliyiz...
Müslümanları iyi eğitmeli, batılı teröristlerin maşası olmasını engellemeliyiz...
Daha da önemlisi batılı ajanların bize karşı uyguladıkları psikolojik savaşa misli ile karşılık vermeliyiz... 
Üstü kapalı da olsa Müslümanları ve Türkleri terörist gösteren filmlerine, haberlerine ve tüm yayınlarına karşı sesimizi daha gür çıkarmalıyız...
Gerekirse ambargo uygulamalıyız...
Bütün bunları yapabilmek için en az onlar kadar güzlü olmak zorundayız.
Eğer batılılar kadar kalkınır ve ekonomik olarak güçlü olursak, terörün hedefi olmaktan da kurtuluruz...

*****

Oğlumu bekliyorum

Tam metroya bineceğim, yaşlı bir amca makinenin önünde panik yapmış kartı dolduramıyor. Arkasında birkaç genç, bağırıyor amcaya, "Hadi ne yapıyorsun, flört mü ediyorsun makinayla?"
Gençlere kızdım, "Ne yapıyorsunuz?" dedim. Amcaya yardım ettim, doldurduk kartını. Metroya geldim. Amca hâlâ orada bekliyor. "Yavrum adres soracaktım, beni azarlarlar diye soramadım, seni bekledim" dedi. "Peki, sen nereye gidecektin?" dedim. "Üsküdar Marmaray" dedi. "Amca Kirazlı'dayız, karşı tarafta o. Nasıl buraya geldin, uzak" dedim.
Kafasını eğdi. Anlatmaya çalıştım. Baktım amca mahzun mahzun bakıyor, anlamamış...
"Tamam, amca gel gidiyoruz" dedim. Atladık metroya, Üsküdar'a doğru gidiyoruz. Muhabbete başladık; "Malatyalıyım yavrum. Ben emekli ağır ceza hakimiyim" dedi.
"Amca, Malatya'dan İstanbul'a neyle geldin, uçakla mı otobüsle mi?" diye sordum. Amca dedi ki; hatırlamıyorum... "Amca valizler nerde?" diye sordum. 3 yaşındaki çocuk gibi yüzüme baktı, "Nerde?" dedi.
Anladım ki, amca demans hastası, yani kişisel tarihini unutmak, kendi geçmişini silmek.
"Peki, amca nereye?" dedim, "Oğlum beni Üsküdar Marmaray'da bekliyor" cevabını verdi.
"Telefonun nerede?" diye sordum. Yine "Nerde?" dedi.
Üsküdar Marmaray'da indik. Oturduk bekliyoruz, gelen giden yok...
Amcadan kimliğini istedim, verdi. Ulaşabileceğim bir yakınını bulması için bir tanıdığı aradım. Kızının numarasını buldu. Kızını aradım. Daha lafımı bitirmeden "Üsküdar Marmaray'da mısınız?" dedi. Çok şaşırdım. "Eniştemin numarasını vereceğim. Onu arayın" dedi. 
Enişteyi aradım. O da hemen "Üsküdar Marmaray'da mısınız? dedi.
Neyse birazdan enişte geldi. Gelir gelmez bana sarıldı. Ben başladım azarlamaya "Demans hastası bu adam. Niye tek başına salıyorsunuz dışarı. 3 yaşında birini salmakla aynı şey! Kim o oğlu da burada bekliyorum diyor amca..."
- Abi demans hastası, evet geçmişindeki hiçbir şeyi hatırlamıyor, doğru. Ama oğlu polisti. 3 yıl önce şehit oldu! Ve oğluyla son telefon görüşmesinde "BABA ÜSKÜDAR MARMARAY'DA SENİ BEKLİYORUM" demişti... Her şeyi unuttu, onu unutmuyor. Arada evden kaçıp buraya geliyor. 

***

TEBESSÜM

Parola

Kışlanın girişinde er komutanı durdurup parolayı sormuş. Komutan cevap verirken, bazı köylülerin ellerini kollarını sallaya sallaya kışlaya girip çıktıklarını görmüş:
 - Oğlum bu köylüler niye böyle serbestçe giriyor, onlara niçin parola sormuyorsunuz?
 - Ya komutanım, bırak gariban köylü nereden bilecek ki parolayı, neden sorayım?

*****

GÜNÜN SÖZÜ
İnsan, en çok kaçtığı şeyden asla kurtulamıyor.
Marcel Proust