Telefonlar vazgeçilmezimiz...
Telefonumuzu bir yerde unuttuğumuz zaman çıplak kalmış gibi hissediyoruz...
Telefonsuz hayat yaşanmaz oldu...
Ancak güzelliklerinin ve zorunlu olmasının yanında sıkıntıları da çok büyük...
Faturaların kabarık olması, çocukların telefonu ellerinden düşürmemeleri, telefon yüzünden muhabbetin ortadan kalkması ayrı bir sorun...
Özellikle son günlerde telefonla tacizler arttı...
Telefonunuz çalıyor, sabit bir numara veya sıradan bir cep numarası gibi...
Açıyorsunuz, karışınızda abuk sabuk bir müzik çalıyor ama konuşan yok...
Bir müddet bekliyorsunuz yine konuşan yok...
Önemli bir şeydir, belki zorunlu biridir diye sabırla bekliyorsunuz... Birkaç dakika, kimi zaman on dakikadan fazla bekledikten sonra karşınızda "iyi günler" diyen bir ses...
Hemen gereksiz bir tanıtıma başlıyor... Müsait misin, ihtiyacın var mı, yok mu sorun yok... Beklettikleri için özür dileyen zaten yok. Hemen konuşuyorlar, sanki siz onların emir kulusunuz ve dinlemek zorundasınız...
Yine başka bir garabet... Arıyorlar. Siz de gayet sakin açıyorsunuz. Karşınızda bir bant kaydı; "Sağlık Bakanlığı sigarayı bırakmayı destekliyor..." diye başlayan bir ses... İyi de "Ben zaten sigara içmiyorum ki, bana niye anlatıyorsunuz... " diyeceksiniz de, karşınızda dinleyen yok ki...
Başka bir taciz türü de mesajla yapılanı... Durmak bilmeyen mesajlar... Otel tanıtımından, tatil turuna tutun da cinsel içerikli reklamlara kadar... Aklınıza ne gelirse... Sürekli mesaj... Mesajın sonuna da "Mesaj almak istemiyorsanız şurayı arayın" diye bir not... Sanki mecburuz, onlara arayıp suçsuz olduğunu ispatlarcasına uğraşacağız...
Bir de belediyelerin ve siyasilerin bitmeyen mesajları var... Şurada şu saatte açılış var veya belediye başkanı şurada konuşacak gibi... Ya da milletvekillerinin reklam kokan mesajları...
Sadece kendi bağlı olduğunuz belediyeden veya bölgeniz milletvekilinden mesaj gelse ne ala... İstanbul'dasınız Anadolu'nun bilmen hangi ilçe belediyesinden mesaj geliyor veya milletvekilinden...
Yasa gereği, hem telefonla tanıtım yapmak için, hem de mesaj atabilmek için izin almak lazım.. Mesajlarda yazıldığı gibi "Siz arayıp iptal ettirin" şeklinde değil. Onların bizzat sizden onay alması gereklidir... Ama kurala uyan yok...
Daha da acı tarafı telefonla taciz edenleri cezalandırması gerekenler de kural dışına çıktı...
Reklam tacizinden ve mesaj yağmurundan kurtulmak istiyoruz.
Derdimizi kime anlatacağız...

***

ANIN ÖNEMİ

Bankada bir hesabınız var ve hesabınıza her gün 86.400 lira para yatırılıyor. Fakat bu paranın hepsini akşama kadar harcamak zorundasınız, ertesi güne devretmiyor. Paranızı kullansanız da kullanmazsanız da hesap her akşam sıfırlanıyor. Ne yaparsınız? Tabii ki hepsini harcamaya, daha doğrusu en iyi şekilde değerlendirmeye çalışırsınız...
Aslında hepiniz, zaman da denilen bu bankanın bedel ödemeyen müşterileriyiz;
Her gün 24 saat veya 1.440 dakika ya da 86.400 saniyeye sahip oluyoruz; ertesine güne devretmiyor.
Her sabah hesabımız dolar, her akşam boşalır. Geri dönüş hiç yok, geçen her saniye, her dakika, har saat bitmiş oluyor... Telafisi yok...
Mutluluk, sağlık ve başarı için zaman akıyor...Ne yazık ki biz zamanın değerini bilemiyoruz.
Bir senenin değerini anlamak için sınıfta kalmış bir öğrenciye sormalı...
Bir ayın değerini anlamak için, 8 aylık bebeğini doğuran anneyi dinlemeli...
Bir haftanın değerini anlamak için, haftalık dergi çıkaran bir çilekeşe...
Bir saatin değerini anlamak için, kavuşmayı bekleyen sevenlere sor.
Bir dakikanın değerini anlamak için, trenin kaçıran yolcuyu düşün...
Bir saniyenin değerini anlamak için, bir kazayı önleyemeyen sürücüyü hayal et...
Bir saniyenin yüzde birinin (salisenin) değerini anlamak için olimpiyatlarda altın madalyayı kaçıran atlete sor.
Zaman en değerli hazinedir. Gün, saat, dakika, saniye... Her an çok ama çok değerlidir...
Zaman durmayan bir uçak gibi... Giden gelmiyor...
Bir anın değerini bilmeyen ömrün değerini de bilmez...
Anın kıymetini bilelim...

****

TEBESSÜM

Orası neresi?
 Adam arkadaşını arar, karşıdan ses gelir...
- Alo buyurun?
- Hüsamettin orada mı?
- Hüsaaamettin... Hayır, daha gelmedi.
- Ne zaman gelir?
- Orasını ben bilemem... Allah bilir.
- Affedersiniz orası neresi?
- Karacaahmet Mezarlığı...

****

GÜNÜN SÖZÜ

Zaman öldürmek en pahalı harcamadır. -Balzac