Yine söze bir şiirde başlayalım. Adnan Ardağlı, "Çanakkale Geçilmez" adlı şiirinin bir yerinde diyor ki:
"......
Anafartalar ana baba günü, 
Dikilmiş vatanın üstünde Mustafa Kemal
Çevirmiş bir avuç Mehmet'le savaşı,
Anafartalar'da sanki, 
Gelincik düğünü.

Birden seğirten bir mermi,
Gelmiş de
 Göğsünde durmuş Mustafa Kemal'in;
Anacığının armağanı
Bir saatin üstünde.
Mustafa Kemal'le birlikte
Ana bu
Gece demez, gündüz demez
Onun için duaya dururmuş.
Çanakkale bir büyük destan,
Çanakkale geçilmez,
Kemalden, Mehmet'ten, Murat'tan..."

6-7 Ağustos 1915 günleri Türk askerlerini Araburnu'nda yandan çevirmek isteyen düşman ordusu Grup Komutanlığına atanan Mustafa Kemal'in giriştiği karşı atakla püskürtülmüştü. 10 Ağustos günü, Tanrı, Mustafa Kemal'i yüce milletimize bağışlamıştı.  göğsünden bir şarapnel  parçası ile yaralanmış fakat kalbinin üzerindeki saat  kendisini mutlak bir ölümden kurtarmıştı. 

Bu olayı Mustafa Kemal şöyle anlatmıştı:

"10 Ağustos 1915. Conk Bayırını almak ve bütün boğaza hakim olmak için İngilizler 20.000 kişilik bir kuvvetle  günlerce kazdıkları siperlere yerleşmişler, hücum anını bekliyorlardı. Gecenin karanlığı kalkmış tan ağarmak üzereydi. 8. Tümen komutanını ve diğer subaylarını çağırdım. 
'Mutlaka düşmanı mağlup edeceğize inanıyorum. Ancak, siz acele etmeyin, evvela ben ileri gideyim, size ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birlikte atılırsınız.' Bu durumdan askerleri de haberdar etmelerini istedim. Hücum baskın tarzında olacaktı. Sakin adımlarla ve süzülerek düşmana 20-30 metre yaklaştım. Binlerce askerin bulunduğu Conk Bayırı'ndan çıt çıkmıyordu. Dudaklar sessizce bu sıcak gecede dua ediyordu. Kontrol ettim . Kırbacımı başımın üstünde kaldırıp çevirdim ve birden aşağı indirdim. Saat 4,30'da kıyametler kopmuştu. İngilizler neye uğradıklarını şaşırmıştı. Allah Allah sesleri bütün cephede karanlıkta gökleri yırtıyordu."

"Her taraf duman içinde ve heyecan her yere hakim olmuştu. Düşmanın topçu ateşi gülleleri büyük çukurlar açıyor, her tarafa şarapnel ve kurşun yağıyordu.  Büyük bir şarapnel parçası tam kalbimin üzerine çarptı. Sarsıldım. Elimi göğsüme götürdüm, kan akmıyordu. Olayı Yarbay Servet Bey'den başkası görmemişti. Ona parmağımla susmasını emrettim.  Çünkü vurulduğumun duyulması bütün cephede panik yaratabilirdi. Kalbimin üzerinde cebimde bulunan saat paramparça olmuştu. O gün akşama kadar birliklerin başında daha hırslı olarak çarpıştım. Yalnızca bu şarapnel vücudumda kalbimin üzerinde  aylarca gitmeyen derin bir kan lekesi bırakmıştı. 

Aynı gün, gece yani 10 Ağustos günü, beni mutlak ölümden kurtaran ve parçalanan saatimi  Ordu Komutanı Liman Von Sanders Paşa'ya hatıra olarak verdim.  Çok şaşırmış ve heyecanlanmıştı. Kendileri de altın cep saatini bana hediye ettiler."

Bu hücumlarda İngilizler binlerce ölü bırakarak tamamen geri çekildi ve Çanakkale'nin geçilemeyeceğini iyice anlamış oldular.  
Winston Churchill'in kardeşi Jack Churchill'in şu dizeleri daha sonra İngiliz Ordusu tarafından yayınlanan bir gazetede çıkmıştı:

"Dik tepeyi nefes nefese tırmanırken,
'Y kumsalı' diye bağırıyordu İskoçyalı,
Y Kumsalı Y Kumsalı Y Kumsalı!
Bu yere kumsal adının verilmesi,
haksız yakıştırmanın ta kendisi.
Oysa değil başka bir şey,
bir yar ki her yanı kanlı,
söyler misiniz
acaba bunun neresi kumsal?"

Mustafa Kemal 17 Ağustos'ta Kireçtepe, 21 Ağustos'ta 2. Anafartalar Zaferini kazanırken, Çanakkale muharebelerinin de kaderini belirlemişti. 2 Mart 1915'de Londra'ya "Hava bozmazsa iki haftaya kadar  İstanbul'dayız" diye mesaj çeken düşman, 9 Ocak 1916'da Türk topraklarından çekilmek zorunda kalmıştı. 

Yarınki yazımda Conk Bayırı'ndaki anıtta neler yazdığını aktaracağım.