Başbakan Binali Yıldırım'ın talimatıyla Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın yayınladığı son genelge, taksicilerde sevince, UBER aracılığıyla yolcu taşıyanlarda ise endişeye yolaçtı. Taksiciler, UBER araçlarının tek yasal dayanağı sayılan D2 belgesinin 2 yıllığına iptal edilmesi gibi bir ağır faturayı göze alamayanların taksicilik yapamayacağına inanıyor. UBER sürücüleri ise uygulamanın ne getirip getirmeyeceğini kestiremediklerini söylüyor. Türkiye'de UBER'in kaymağını kimin yediğini bilemediğimiz için, "Acaba bu işe patron ne diyor?" diye sorma şansımız olmuyor. Tamam, kökeni yurtdışı olan bir firma ama hepimiz biliyoruz ki, Türkiye'de arkanı sağlam yere dayamadan hiç bir işi yapamazsın...
Neyse.

Son Başbakan Binali Yıldırım'ın verdiği talimatla çıkarılan genelge önemli. Çünkü; UBER araçlarına kesilen "korsan taşımacılık" cezasını avukatlar iptal ettiriyordu. Dayanak olarak da servis taşımacılığı yapanlara verilen D2 belgesini gösterip "Devlet, insan taşıma izni verdiği araca ceza kesemez" deniliyordu. Araç sahibi için ceza iptale dilmese de önemli değildi, çünkü UBER ödüyordu. Şimdi, UBER taşımacılığı yaparken yakalananın D2 belgesine ilk seferde 50 uyarı cezası verilecek. UBER'le yolcu taşımaya devam edip, ikinci kez yakalanmak istemeyen 3 bin lira vererek bu cezayı sildirebilecek.
Çünkü, bir yıl içerisinde ikinci kez yakalandığı taktirde D2 belgesine el konulacak ve yetki belgeleri 2 yıl süreyle geçersiz sayılacak. Yani D2 belgesiyle yaptığı faaliyetleri de yapamayacak.

* * *

Madem "korsam taşımacılık" yerine konuluyor UBER, neden yeni genelge ile "cezayı sildirmek" mümkün hale getiriliyor. Ya da yakalandığında 3 bin liralık bir ceza ile karşılaşmak yerine daha farklı yollara da yönelmenin kapısını açıyor bu "ceza silme" uygulaması. Burada suistimale açık bir durum sözkonusu. Tüm trafik polisleri kamerayla takip edilmiyo ki!.. Ya da yolcu taşımacılığı yapan araçlar...
Taksicilerin UBER sevinci kursaklarında kalabilir. Özellikle "kenar mahalle bıçkını" ve "kafa koparıcı" taksicilerin. Çünkü, son çıkan genelge UBER'i bitirmediği gibi, aslında sistemi daha disiplinli hale getirecek. Ama aynı disiplini taksicilere getirmeyecek.
Nasıl mı?

UBER'in ağırlıklı hizmet verdiği yerler, lüks oteller, AVM'ler, havalimanları ve terminaller... Peki, T plaka bir UBER aracının yolcu taşımasının önünde bir engel var mı? Yok... UBER'e kayıtlı T plaka bir lüks aracın, taksimetre fiyatının iki katına yolcu taşımasının önünde engel var mı? Bunda da yok. Çünkü örneği var. Atatürk Havalimanı'nda lüks araçlar çalışıyor ve taksimetre çift atıyor. Ellerinde toplu taksi plakası bulunanlar ile UBER üzerinden belli yerlerde bu işi yapmak isteyenler pazarlığa başladı bile.

* * *

Taksici camiası "UBER'i bitirirsek işlerimiz düzelir" diye düşünüyorsa yanılıyor. UBER'den önce mahalle arası korsan durakları vardı ve vatandaş oraları tercih ediyordu. Bazı yerlerde hâlâ faaliyet gösteriyorlar az sayıda da olsa. Sadece "ucuz" olduğu için mi tercih ediyor bunları vatandaş? Hayır. Tamamen güvenli olduğu için.

Taksiciler, önce kapılarının önünü süpürmeli, içlerindeki pislikleri temizlemeli. Hiç "ağır oldu" demeyin. Evet, net bir şekilde "pislik" diyorum çünkü taksici camiasının az çok iç yüzünü biliyorum. 
"Havadan" plaka sahibi olmuş, birden fazla plakası bulunanlar bunları simsarlara vermiş ve aylık gelirini garantiye bağlamış. Bu simsarlar da, taksi bir gün boş kalmasın diye "yevmiyeyi getirsin de kim çalışırsa çalışsın" mantığıyla aracını önüne gelene veriyor. O "rastgele" araç verilenler de her an vukuata gebe bir şekilde "kovalamaya" başlıyor yollarda.

Bu yazıyı yazarken ekranıma düşen bir haber: Gaziosmanpaşa'da bir taksici, kendisinden evraklarını isteyen polis memuruna saldırarak küfürler savurdu. Vatandaşlar araya girince taksici uzaklaştı. Polis, kendisine küfreden taksici hakkında ne yapacak ya da yaptı henüz bilemiyoruz.

Peki geçen hafta neyi konuşmuştuk? Kaldırımlara otomobiller park ettiği için yolun kenarından yürüyen bir genç kadına küfreden taksici, kadının tepkisi üzerinden aracından inmiş, kadına kafa atmıştı. Ardından aracın arka koltuğuna oturan kadını sürükleyerek yere savurmuştu...
Bunlar bir şekilde "haber" olanlar. Benim her gün işe gelip giderken gördüklerimi anlatmayayım. Çünkü siz de görüyorsunuz, yaşıyorsunuz. 

* * *

Taksiciler eğer kendilerine, ekmeklerine, yasal çalışma zeminlerine saygı duyulmasını istiyorlarsa önce mesleklerini "saygın" bir konuma taşımak zorunda. Geçimini sahip olduğu T plakaya bağlamış olanların, "plaka lobisi"ne karşı bu "temizlik harekatı"nı başlatması şart.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin de, her önüne gelenin kolayca "taksici" olamayacağı bir sistemi kurması şart. Teknoloji çağında hiç de zor değil. Ama niyet, bir yerlere "kaynak" üretmek değil, sorunlara çözüm üretmek olmalı tabii. 

Mesela, çok sıkı denetimler sonucu verilebilen bir dijital "taksici sertifikası" oluşturulabilir. Sahibinin ayda bir kez "uyuşturucu testi" dahil, tıbbi testlere girmesini mecbur kılan bir "dijital" kart ve bu kart takılmadan çalışmayan bir "taksimetre" yaptırılabilir. 

"Başkasının kartıyla çalışır" demeyin hemen. "Başkasının kullandığı kart iptal edilir ve sahibine bir daha kart verilmez" kuralını koyun, sorun çözülür.
Mal sahiplerine de sürücüleriyle ilgili sorumluluklar yüklerseniz taksicilik "saygın" bir konuma yükselebilir. Aksi taktirde ne UBER gider, ne korsan biter...